Bize Muhammed b. Ebân el-Isbahânî, ona Ali b. Hassân el-Attâr el-Basrî, ona Yahya b. Saîd el-Kattân, ona Kurra b. Halid, ona İsmail b. Kesîr, onaAsım b. Lakîut b. Sabra, ona da Müntefik oğullarının elçisi olan babasının anlattığına göre; kendisi ve bir arkadaşı Rasûlullah'ı (sav) görmek üzere Hzx. Âişe'nin evine gitmişler, ama Hz. Peygamber'i bulamamışlardı. Hz. Âişe onlara asîde aşı (un, yağ, süt ve baldan yapılan bir tatlı) ikram etti. Çok geçmeden Hz. Peygamber nefes nefese geldi,
"- Misafirlere ikramda bulundun mu?" diye sordu. Biz cevaben
"- Evet" dedik. Sonra ben,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, namaz..." dedim. Hz. Peygamber,
"- Abdest alırken suyu uzuvlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle, burnuna su çektiğinde eğer oruçlu değilsen suyu genzine kadar ulaştır" buyurdu. Sonra,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir karım var..." diyerek onun verdiği sıkıntılardan söz ettim. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu. Bu sefer ben,
"- Ama onun sohbeti iyidir, ayrıca çocukları da var" deyince,
"- Öyleyse ona nasihat et, eğer kendisinde bir hayır görürsen devam edersin. Ama sakın câriyeni döver gibi karını dövme!" buyurdu.
Biz böyle konuşmaya devam ederken çoban koyunları ağıla sokmak üzere getirmişti, elinde de yeni doğmuş bir kuzu vardı. Hz. Peygamber,
"- Koyun kuzuladı mı?" diye sordu. Çoban,
"- Evet" deyince, Rasûlullah (sav),
"- Öyleyse o kuzu yerine bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve,
"- Koyunu senin için kestiğimizi zannetme -burada Hz. Peygamber aynı manaya gelen kelimeyi 'lâ tehsebunne' diye değil, 'lâ tehsebenne' diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, sürünün daha da çoğalmasını istemiyoruz, bu yüzden her doğum yapan hayvanın yerine bir koyun kesiyoruz" dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
177232, MK16585
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بن أَبَانَ الأَصْبَهَانِيُّ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بن حَسَّانٍ الْعَطَّارُ الْبَصْرِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بن سَعِيدٍ الْقَطَّانُ، حَدَّثَنَا قُرَّةُ بن خَالِدٍ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بن كَثِيرٍ، عَنْ عَاصِمِ بن لَقِيطِ بن صَبِرَةَ، عَنْ أَبِيهِ وَافِدِ بني الْمُنْتَفِقِ، أَنَّهُ أَتَى عَائِشَةَ هُوَ وَصَاحِبٌ لَهُ يَطْلُبَانِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَمْ يَجِدَاهُ، فَأَطْعَمَتْهُمَا عَائِشَةُ عَصِيدَةً، فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ جَاءَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَنْقَلِعُ يَتَكَفَّأُ، فَقَالَ:"أَطْعَمْتِهِمَا؟"، قُلْنَا: نَعَمْ، قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، الصَّلاةُ؟، قَالَ:"أَسْبِغِ الْوُضُوءَ، وَخَلِّلِ الأَصَابِعَ، وَبَالِغْ فِي الاسْتِنْشَاقِ إِلا أَنْ تَكُونَ صَائِمًا".
- قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ لِي امْرَأَةً وَذَكَرَ مِنْ بَلائِهَا، فَقَالَ:"طَلِّقْهَا"، قُلْتُ: إِنَّهَا ذَاتُ صُحْبَةٍ وَوَلَدٍ، قَالَ:"فَعِظْهَا، إِنْ يَكُنْ فِيهَا خَيْرٌ فَسَتَفْعَلُ، وَلا تَضْرِبْ ظَعِينَتَكَ ضَرْبَكَ أُمَيَّتَكَ".
- فَبَيْنَا نَحْنُ كَذَلِكَ إِذْ دَفَعَ رَاعِي الْغَنَمِ عَلَى يَدَيْهِ فِي الْمُرَاحِ سَخْلَةً، قَالَ:"أَوَلَدَتْ؟"، قَالَ: نَعَمْ، قَالَ:"بَهْمَةٌ، قَالَ، اذْبَحْ مَكَانَهَا شَاةً"، ثُمَّ أَقْبَلَ عَلِيَّ، فَقَالَ:"لا تَحْسَبَنَّ وَلَمْ يَقُلْ لا تَحْسَبُنَّ أَنَّا ذَبَحْنَاهَا مِنْ أَجَلِكَ، إِنَّ لَنَا غَنْمٌ مِائَةٌ لا نُحِبُّ أَنْ يَزِيدَ عَلَيْهَا، وَكُلَّمَا وَلَّدَ الرَّاعِي بَهْمَةً أَمَرْنَاهُ فَذَبَحَ شَاةً".
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebân el-Isbahânî, ona Ali b. Hassân el-Attâr el-Basrî, ona Yahya b. Saîd el-Kattân, ona Kurra b. Halid, ona İsmail b. Kesîr, onaAsım b. Lakîut b. Sabra, ona da Müntefik oğullarının elçisi olan babasının anlattığına göre; kendisi ve bir arkadaşı Rasûlullah'ı (sav) görmek üzere Hzx. Âişe'nin evine gitmişler, ama Hz. Peygamber'i bulamamışlardı. Hz. Âişe onlara asîde aşı (un, yağ, süt ve baldan yapılan bir tatlı) ikram etti. Çok geçmeden Hz. Peygamber nefes nefese geldi,
"- Misafirlere ikramda bulundun mu?" diye sordu. Biz cevaben
"- Evet" dedik. Sonra ben,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, namaz..." dedim. Hz. Peygamber,
"- Abdest alırken suyu uzuvlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle, burnuna su çektiğinde eğer oruçlu değilsen suyu genzine kadar ulaştır" buyurdu. Sonra,
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir karım var..." diyerek onun verdiği sıkıntılardan söz ettim. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu. Bu sefer ben,
"- Ama onun sohbeti iyidir, ayrıca çocukları da var" deyince,
"- Öyleyse ona nasihat et, eğer kendisinde bir hayır görürsen devam edersin. Ama sakın câriyeni döver gibi karını dövme!" buyurdu.
Biz böyle konuşmaya devam ederken çoban koyunları ağıla sokmak üzere getirmişti, elinde de yeni doğmuş bir kuzu vardı. Hz. Peygamber,
"- Koyun kuzuladı mı?" diye sordu. Çoban,
"- Evet" deyince, Rasûlullah (sav),
"- Öyleyse o kuzu yerine bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve,
"- Koyunu senin için kestiğimizi zannetme -burada Hz. Peygamber aynı manaya gelen kelimeyi 'lâ tehsebunne' diye değil, 'lâ tehsebenne' diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, sürünün daha da çoğalmasını istemiyoruz, bu yüzden her doğum yapan hayvanın yerine bir koyun kesiyoruz" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. ibn Ebu Razîn Asım b. Ebu Razîn el-Ukaylî (Asım b. Lakît b. Amir b. Sabira)
3. Ebu Haşim İsmail b. Kesir el-Hicazi (İsmail b. Kesir)
4. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ali b. Hassan el-Attar (Ali b. Hassan)
7. Muhammed b. Eban el-Esbehani (Muhammed b. Eban b. Abdullah)
Konular:
Abdest, alınış şekli
Abdest, eksiksiz almak gerekir
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
568- حدثنا وكيع عن قرة بن خالد عن الحسن قال توضأت مما غيرت النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
97920, MŞ000568
Hadis:
568- حدثنا وكيع عن قرة بن خالد عن الحسن قال توضأت مما غيرت النار
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Tahâret 568, 1/414
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
3. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Abdest, ateşte pişen yiyecek abdest gerektirir mi?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
154995, BS017810
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الْجَبَّارِ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ بُكَيْرٍ عَنْ قُرَّةَ بْنِ خَالِدٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ قَالَ : بَيْنَا نَحْنُ بِهَذَا الْمِرْبَدِ إِذْ أَتَى عَلَيْنَا أَعْرَابِىٌّ شَعِثُ الرَّأْسِ مَعَهُ قِطْعَةُ أَدِيمٍ أَوْ قِطْعَةُ جِرَابٍ فَقُلْنَا كَأَنَّ هَذَا لَيْسَ مِنْ أَهْلِ الْبَلَدِ فَقَالَ أَجَلْ لاَ هَذَا كِتَابٌ كَتَبَهُ لِى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ الْقَوْمُ هَاتِ فَأَخَذْتُهُ فَقَرَأْتُهُ فَإِذَا فِيهِ :« بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ هَذَا كِتَابٌ مِنْ مُحَمَّدٍ النَّبِىِّ رَسُولِ اللَّهِ لِبَنِى زُهَيْرِ بْنِ أُقَيْشٍ ». قَالَ أَبُو الْعَلاَءِ : وَهُمْ حَىٌّ مِنْ عُكْلٍ :« إِنَّكُمْ إِنْ شَهِدْتُمْ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَقَمْتُمُ الصَّلاَةَ وَآتَيْتُمُ الزَّكَاةَ وَفَارَقْتُمُ الْمُشْرِكِينَ وَأَعْطَيْتُمْ مِنَ الْغَنَائِمِ الْخُمُسَ وَسَهْمَ النَّبِىِّ وَالصَّفِىَّ ». وَرُبَّمَا قَالَ :« وَصَفِيَّهُ فَأَنْتُمْ آمِنُونَ بِأَمَانِ اللَّهِ وَأَمَانِ رَسُولِهِ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 17810, 18/43
Senetler:
1. Ebu Ala Yezid b. Abdullah el-Amirî (Yezid b. Abdullah b. Şihhîr b. Avf b. Ka'b)
2. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
3. Ebu Bükeyr Yunus b. Bükeyr eş-Şeybanî (Yunus b. Bükeyr b. Vasıl)
4. Ebu Ömer Ahmed b. Abdülcebbar el-Utaridî (Ahmed b. Abdülcebbar b. Muhammed b. Umeyr)
5. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
6. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
6. Ebu Said Muhammed b. Musa b. Şazan (Muhammed b. Musa b. Fadl b. Şâzân)
Konular:
Bedevi, bedevilik
Ganimet, Humus, ganimetin beşte biri
Müslüman, müslümana mal, ırz ve kanının haram olması
Namaz, Farziyeti
Savaş, barış, eman/güvence vermek
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi
Tevhid, İslam inancı
Yazı, Yazışma, Hz. Peygamber döneminde yazışma,
Zekat, farziyeti
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166285, EM001182
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Tercemesi:
— Süleym ibni Cabir El-Hüceymî!deıı rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'e gittim; o bir hırka içinde ihtiba etmişti: dizlerini dikerek oturmuştu. Hırkanın saçakları ayakları üzerindeydi. Ben dedim ki ;
— Ey Allah'ın Resulü bana öğüt ver. Peygamber buyurdu:
«Allah'dan korkup tafevaya sarıl; ve iyilikten hiç bir şeyi küçümseme, kuyudan su çekmek isteyene kendi kovandan onun kabına su boşaltmış olsan bile... Yahut yüzün güler olduğu halde kardeşinle konuşmuş olsan bile... Elbiseni yere sarkıtıp sürtmekten salan; çünkü bu kibirdendir ve Allah Sbunu sevmez. Eğer bîr kimse sende bildiği bir kusurla seni ayıplarsa, sen ona bildiğin bir şeyle onu ayıplama, ona kötü söyleme. Seni kötüleyeni bırak, (söylediğinin) günahı onundur, mükâfatı ise senindir. Asla hiç bir şeye de (insan olsun, hayvan olsun veya başka bir şey olsun.) sövme,»
demiştir ki; Bundan sonra ne bir insana sövdüm, ne de bir hayvana.[1096]
Oturmakla ilgili hallere dair bilgi için 1175 ve 1178 sayılı Hadîs-i Şeriflere müracaat edilsin. Burada oynca öğüt alınması gereken tavsiyeler vardır. Başta Allah korkusu gelmektedir. Zaten diğer bir Hadîs-i Şerifte :
«Hikmetin başı Allah, korkusudur.»
Buyurulmaktadır. İnanarak içten gelen Allah korkusu bütün fenalıkların kapısını kapar ve herkese iyilik kapılarını açar. Yeter ki, bu haşyet samimî olarak duyulmuş ve yaşanmış'olsun. İyiliğin küçüğü olmaz, mutlak surette iyilik etmeyi dinimiz emretmektedir. Bir kardeşin kovasına su boşaltmak, yüzüne karşı gülümser oirnak birer iyilik sayılır. Buniar dahi küçümsenmemelidir.
Entari ve etek gibi giyilen elbiseleri uzatıp yerde sürüterek dolaşmak büyüklük ve kibir alâmetidir. Ululuk ancak Allah'a mahsustur, Allah Tealâ kibirlenip böbürlenenleri sevmez ve onları sonunda hor ve hakîr durumda bırakır. Tevazu gösterenlerin de şanını yüceltir.
İnsan başkasının kusur ve ayıplarını araştırmamalı, .kendi noksanlarını düzeltmeye çalışmalıdır. Kendisini ayıplayana karşı da aynen mukabele etmeyip, onun kusurlarını açığa vurmarnalıdır. Böyle hareket eden sevap kazanır, ayıplayıcıya da vebal kalır.
Kötü söz söylemeyi Hz. Peygamber Efendimiz yasaklamışlardır. Hayvan, İnsarr ve eşya dahil hiç bir varlığa sövmek caiz değildir Sövmek ye kötü söylemek İsİâm edebi İle bağdaşmaz.[1097]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1182, /894
Senetler:
1. Ebu Cürey Süleym b. Cabir el-Hüceymi (Cabir b. Süleym)
2. Kurra b. Musa el-Hüceymi (Kurra b. Musa)
3. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
4. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Adab, oturma adabı
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Müslüman, kardeşini küçük görmemesi
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Takva, ulaşmanın yolları
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بن الْفَضْلِ الأَسْفَاطِيُّ، حَدَّثَنَا سَهْلُ بن تَمَّامِ بن بُزَيْغٍ، حَدَّثَنَا قُرَّةُ بن خَالِدٍ، عَنْ قُرَّةَ بن مُوسَى، عَنْ أَبِي جُرَيٍّ الْهُجَيْمِيِّ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، بنحْوِهِ.[مثله]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
169918, MK006390
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بن الْفَضْلِ الأَسْفَاطِيُّ، حَدَّثَنَا سَهْلُ بن تَمَّامِ بن بُزَيْغٍ، حَدَّثَنَا قُرَّةُ بن خَالِدٍ، عَنْ قُرَّةَ بن مُوسَى، عَنْ أَبِي جُرَيٍّ الْهُجَيْمِيِّ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، بنحْوِهِ.[مثله]
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Süleym b. Cabir Ebu Cürey el-Hüceymî 6390, 5/1637
Senetler:
1. Ebu Cürey Süleym b. Cabir el-Hüceymi (Cabir b. Süleym)
2. Kurra b. Musa el-Hüceymi (Kurra b. Musa)
3. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
4. Ebu Amr Sehl b. Temmam b. Bezî' et-Tufâvî (Sehl b. Temmam b. Bezî')
5. Abbas b. Fadl el-Esfati (Abbas b. Fadl b. Muhammed)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38974, DM000829
Hadis:
أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ نُصَيْرٍ حَدَّثَنَا قُرَّةُ عَنِ الضَّحَّاكِ : أَنَّ امْرَأَةً سَأَلَتْهُ فَقَالَتْ : إِنِّى امْرَأَةٌ أُسْتَحَاضُ. فَقَالَ : إِذَا رَأَيْتِ دَماً عَبِيطاً فَأَمْسِكِى أَيَّامَ أَقْرَائِكِ.
Tercemesi:
Bize Haccâc b. Nusayr (el-Fesâtîtî), ona (Ebu Halid) Kurra (b. Halid es-Sedûsî), ona da (Ebu Kasım) Dahhâk (b. Müzahim el-Hilalî) şöyle rivayet etmiştir:
"Kadının biri ona (Dahhâk'a) şöyle sordu. 'Ben sürekli kanaması olan bir kadınım. [Ne yapmam gerekir?]' Dahhâk, ona şöyle cevap verdi: 'Taze kanı gördüğün zaman senin için mutat olan hayız günlerinde, hayızlıya yasak olan hususlardan uzak dur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Tahâret 84, 1/611
Senetler:
1. Ebu Kasım Dahhak b. Müzahim el-Hilalî (Dahhak b. Müzahim)
2. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
3. Haccâc b. Nusayr el-Fesâtîtî (Haccâc b. Nusayr)
Konular:
Gusül, gerektiren haller
Hayız, gün hesabı
Namaz, Hayız, gören kadının namazı