Giriş


Açıklama: Rivayetin ravilerinden Muhammed b. Ahmed el-Kantari leyyin olmakla tenkit edilmiştir. (İbn Hacer, Lisanul-Mizan, V, 49). Ebû Kılabe Abdulmelik er-Rakkaşî saduktur.(Zehebî, Kâşif, I, 669). Rivayette Allah'ın hoşlandığı aksırma ve hoşlanmadığı esnemeden şeytanın esnemenin belirtisi ile gülmesi ve neşelenmesi kulun gaflet halinden hoşlanmasındandır. Aslında bu iki insani fiilin temsili anlatımında insanın şuur halinde Allah'ı zikir ve amele engel olan her şey şeytanla ilgilendirilmektedir. İnsanın esnemenin oluşmasına sebeb olacak çok yemek, çok uyumak ve tembellik hallerinden kaynaklanır Na hoş görüntü ve faydasız her şey şeytanın hoşuna gidecek bir durumdur. Allah ise Şeytanın sevinmesinden hoşlanmayacaktır.

    Öneri Formu
196000 NM007875 Hakim, el-Müstedrek, VII, 2740 (4/264)


    Öneri Formu
137688 BS000958 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 276


    Öneri Formu
143729 BS006968 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IV, 41


    Öneri Formu
157391 BS020094 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,118


    Öneri Formu
151743 BS14755 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 443


Açıklama: Bu hadis bize insan karakterinin oluşması ve şekillenmesinde yaratılıştan getirilen duygu ve kabiliyetlerin eğitilmesi ve aklın, bu eğitimle kazanılan değerlerle bütünleşmesi istikametinde kullanılmasındaki rolünü ifade etmektedir. Fıtrata uygun en mükemmel yaşam ölçülerini bilen bizzat Yaratıcının kendisidir. Bundan dolayıdır ki peygamber olarak yarattığı ilk insanla beraber yaşam ölçülerini de bildirmiştir. “Eşref-i mahlûk” olarak yaratılan insan, saygınlığını yaratılış maddesinden değil, kendisine peygamberi vasıtasıyla bildirilen bu ilâhi kurallar çerçevesinde yaşamasındandır. Allah’ın yaratılıştan vermiş olduğu aklı, bildirdiği kurallar çerçevesinde kullanmak tamamen insanoğlunun iradesindedir. Yaratılış amacına uygun mükemmel kişilik ancak aklın bu istikamette kullanılmasıyla mümkündür. Temiz fıtratta yaratılan insanoğlu daha sonra bu fıtrattan uzaklaşarak ilahî ölçülerden uzak sergilediği yaşam biçimi karakter hâline dönüşebilmekte, sonuç itibariyle de bu temiz fıtrat bozulabilmektedir. Allah Rasûlü bunu “Kişinin asaleti (güzel) ahlakı(ndan)dır.” ifadesiyle dile getirmektedir. İnsanoğlu ilâhî kuralların ortaya koyduğu ahlâkî ölçüler çerçevesinde bir yaşam biçimi sergiliyorsa bu onun yaratılıştaki temiz fıtratının bozulmadığını gösterir. Netice itibariyle hadisin belirttiğine göre saygınlığın yaratılıştan değil İslam Dînini güzel yaşamaktan ve İslam ahlâkını içselleştirmekten ileri geldiğini unutmamak gerekir.

    Öneri Formu
150821 BS13892 Ali b. Ca’d, Musned, I, 435, no: 2962; İbn Hibbân, Sahîh, II, 232-233, no. 483; Ebû Abdillah Muhammed b. Selâme, Musnedü’ş-Şihâb, I, 143, no. 190; ed-Dârekutnî, Sünen, IV, 466, no. 3804; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 219, no.13777, X, 328, no. 20810, Şu’abu’l-imân, VI, 365, X, 384, no. 7667; et-Taberânî, Mekârimu’l-ahlâk, s.321, no. 28; Nuruddîn el-Heysemî, Mevâridü’z-zemân ilâ zevâidi İbn Hibbân,VI, 205, no. 1928; Ebû Bekr Muhammed b. Ca’fer el-Harâitî, el-Müntekâ min Kitâbi Mekârimi’l-Ahlâk, s. 28, 29; Ebû Bekr Ahmed b. Mervân ed-Dîneverî, el-Mücâlese ve Cevâhiru’l-ilm, VI, 311, no.2684


    Öneri Formu
140969 BS004196 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 542


    Öneri Formu
143554 BS006804 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 581


    Öneri Formu
150348 BS13454 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 75


    Öneri Formu
148375 BS011554 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 130