Giriş

Bize Hasan b. Ali, ona Abdulmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Said b. Halid Huzai, ona Abdullah b. el-Fadl, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi', o da Ali b. Ebu Talib'ten şunu nakletmiştir: -Ebu Davud dedi ki: Hasan b. Ali bu sözü Peygamber'e (sav) atfetmiştir.- "Bir yerden geçen bir topluluğun adına içlerinden birisinin selam vermesi yeterlidir ve oturanlar adına onlardan birisinin de bu selamı alması yeterlidir."


    Öneri Formu
34376 D005210 Ebu Davud, Edeb, 140, 141

Bize Ebû Ali er-Ruzbârî, ona Muhammed b. Bekir, ona Ebû Davud, ona Hasan b. Ali, ona Abdülmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Saîd b. Halid el-Huzâî, ona Abdullah b. Fadl, ona da Ubeydullah b. Ebû Rafi', Ali b. Ebû Talip'ten (r.a.) rivayet etti. Ebû Davud bu hadisin Hasan b. Ali tarafından merfû' olarak rivayet edildiğini söylemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir topluluk bir yerden geçerken içlerinden birinin selam vermesi yeterlidir, oturanlardan da birinin selamı alması yeterlidir.”


    Öneri Formu
155194 BS018004 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX 84


    Öneri Formu
150604 BS13699 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 154


    Öneri Formu
163697 MK003777 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, IV, 97

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona da Ebu Seleme şöyle söylemiştir: Ben ve Aişe'nin (r.anha) erkek kardeşi birlikte Aişe'nin yanına girdik. Aişe'nin erkek kardeşi ona Nebi'nin (sav) gusül abdestini nasıl aldığını sordu. Hz. Aişe yaklaşık bir sâ' su alan bir kap istedi. Onunla yıkandı ve suyu başından aşağı döktü. (Ancak) bizimle kendisi arasında bir perde vardı. Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle söylemiştir: Yezid b. Harun, Behz ve el-Cüddî'nin Şu'be'den naklettiklerine göre hadisteki ifade 'bir sâ' miktarı su alan' şeklindedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdülmelik b. İbrahim arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278075 B000251-4 Buhari, Gusul, 3

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdülmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Şu'be, ona A'meş ve Mansur, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ûd’a bir adam gelerek “bir kıssacı, bir dumanın çıkacağını, kafirlerin kulaklarını tıkayacağını, müminleri ise nezle edeceğini söylüyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah öfkelendi. Yaslanmış iken doğrulup şöyle dedi: Sizden herhangi birinize bir şey sorulduğu zaman biliyorsa söylesin, -Mansur: “haber versin” demiştir.- Bilmediği bir şey sorulduğunda ise “Allah en iyisini bilir” desin. Çünkü kişinin, kendisine bilmediği bir şey sorulduğunda, “Allah bilir” demesi de ilimdendir. Yüce Allah, Peygamberine "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyur­muştur. Rasulullah (sav), Kureyş’in isyanda devam ettiğini görünce "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları her şeyi kasıp kavuran öyle bir kıtlık yakaladı ki insanlar leş ve deri -bir rivayete göre ise kemik- yemek mecburiyetinde kaldılar. Hatta insanlar yerden duman şeklinde bir şey çıktığını (görür gibi olmaya) başladı. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Rasulullah'a (sav) gelerek, “kavmim topluca kırılıp yok olacaktır. Onlar için Allah’a dua et” dedi. Yüce Allah'ın "Öyleyse sen, göğün âşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır." (Duhân, 10-11) sözü işte bunu anlatır. Mansur rivayetinde der ki: İşte "Rabbimiz, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" (Duhan, 12) ayeti bu hadiseye işaret eder. (Eğer azap) ahiret azabı (olsaydı) hiç kaldırılır mıydı?. Batşe (şiddetli darbe), Lizâm (duman) hadiseleri bu dünyada gerçekleşmiştir. (bunların dışında meydana gelen gaybî haberlerden) biri “Rumların İranlıları yenmesi”, diğeri de “ayın yarılması” olayıdır. Tirmizî der ki: “Lizam” Bedir günü meydana gelen mağlubiyettir. Tirmizi der ki: bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19237 T003254 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 44

Bize Abdullah b. Münir, ona Vehb b. Cerir ve Abdülmelik b. İbrahim, onlara Şu'be, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir b. Enes, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e bü­yük günahlar soruldu. Peygamber (sav) de “Allah'a şirk koşmak, ana-babaya isyan etmek, (haksız olarak) cana kıymak, yalancı şâhitlik yapmaktır” buyurdu." [Şu'be'den nakledilen bu rivayette, Gunder, Ebu Âmir, Behz ve Abdussamed, Vehb b. Cerîr'e mutâbaat etmişlerdir.]


    Öneri Formu
24898 B002653 Buhari, Şehâdât, 10

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdülmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Şu'be, ona A'meş ve Mansur, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ûd’a bir adam gelerek “bir kıssacı, bir dumanın çıkacağını, kafirlerin kulaklarını tıkayacağını, müminleri ise nezle edeceğini söylüyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah öfkelendi. Yaslanmış iken doğrulup şöyle dedi: Sizden herhangi birinize bir şey sorulduğu zaman biliyorsa söylesin, -Mansur: “haber versin” demiştir.- Bilmediği bir şey sorulduğunda ise “Allah en iyisini bilir” desin. Çünkü kişinin, kendisine bilmediği bir şey sorulduğunda, “Allah bilir” demesi de ilimdendir. Yüce Allah, Peygamberine "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyur­muştur. Rasulullah (sav), Kureyş’in isyanda devam ettiğini görünce "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları her şeyi kasıp kavuran öyle bir kıtlık yakaladı ki insanlar leş ve deri -bir rivayete göre ise kemik- yemek mecburiyetinde kaldılar. Hatta insanlar yerden duman şeklinde bir şey çıktığını (görür gibi olmaya) başladı. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Rasulullah'a (sav) gelerek, “kavmim topluca kırılıp yok olacaktır. Onlar için Allah’a dua et” dedi. Yüce Allah'ın "Öyleyse sen, göğün âşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır." (Duhân, 10-11) sözü işte bunu anlatır. Mansur rivayetinde der ki: İşte "Rabbimiz, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" (Duhan, 12) ayeti bu hadiseye işaret eder. (Eğer azap) ahiret azabı (olsaydı) hiç kaldırılır mıydı?. Batşe (şiddetli darbe), Lizâm (duman) hadiseleri bu dünyada gerçekleşmiştir. (bunların dışında meydana gelen gaybî haberlerden) biri “Rumların İranlıları yenmesi”, diğeri de “ayın yarılması” olayıdır. Tirmizî der ki: “Lizam” Bedir günü meydana gelen mağlubiyettir. Tirmizi der ki: bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
288694 T003254-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 44


    Öneri Formu
139371 BS002637 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 118