Giriş


    Öneri Formu
11334 B002073 Buhari, Büyu', 15


    Öneri Formu
11340 B002075 Buhari, Büyu', 15

Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona İbn Ebu Mücâlid (T); Bize Yahya, ona Vekî, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ebu Mücâlid (T); Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona da Muhammed ya da Abdullah b. Mücâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd b. Hâd ile Ebu Bürde, selem alışverişi hakkında fikir ayrılığına düştü ve beni (bu konuda bilgi almak üzere) Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) gönderdiler. Ben de gidip ona bu konuyu sordum bana "biz Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir ve Ömer'in döneminde, buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Aynı konuyu Abdurrahman b. Ebzâ'ya sordum, o da aynı cevabı verdi.


Açıklama: Selem, nitelikleri belirlenen bir malın satışının peşin parayla yapılıp malın daha sonra teslim edilmesi işlemine denir.

    Öneri Formu
15465 B002243 Buhari, Selem, 2

Bize Yahya, ona Vekî', ona İsrâîl, ona Ebu İshâk, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Ben Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müzzekir" şeklinde (zâl) ile okudum; fakat Hz. Peygamber (sav): "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."


Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.

    Öneri Formu
33295 B004874 Buhari, Tefsir, (Kamer) 4+

Bize Yahya b. Musa, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona İbn Tavus, ona da babası (Tâvus b. Keysan'ın) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Ölüm Meleği, Hz. Musa'ya (as) gönderildi. Melek yanına geldiğinde Hz. Musa, bir tokat atıp onun gözünü çıkardı. Ölüm Meleği, Rabbine geri döndü ve “beni, ölmeyi istemeyen bir kuluna gönderdin” dedi. Allah, ona gözünü geri verdi ve "Git ve ona, elini bir öküzün sırtının üzerine koymasını, elinin örttüğü her bir kıla karşılık kendisine bir yıl verildiğini söyle" buyurdu. Hz. Musa (as), kendisine bu haber ulaşınca "Ey Rabbim, Peki sonra ne olacak?" diye sordu. Allah "sonrası yine ölüm" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Musa "o halde şimdi olsun" dedi ve Allah'tan, kendisini, bir taş atımı mesafe kadar, mukaddes topraklara yaklaştırmasını, oraya yakın bir yere defnedilmesini istedi. Ebu Hureyre der ki: Rasulullah'ın (sav) "eğer orada olsaydım kızıl kum tepesinin yanındaki yolun kenarında bulunan Musa'nın (as) kabrini muhakkak size gösterirdim" buyurmuştur. Ravi der ki: Bize Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre bu hadisin bir benzerini Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
280648 B003407-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 31


    Öneri Formu
20355 N000237 Nesai, Taharet, 146


    Öneri Formu
27244 D003819 Ebu Davud, Eti'me, 38


    Öneri Formu
28426 N001702 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 37


    Öneri Formu
28895 N001731 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 47


    Öneri Formu
34278 B003590 Buhari, Menakıb, 25