Giriş

Bize Ahmed b. Abdullah, ona Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona da Âsım b. Süleyman şöyle anlatmış: Onlar Selâsil gazvesine katılıp Muâviye'nin yanına dönmüşlerdi. Muâviye'nin yanında Ebu Eyyûb ile Ukbe b. Âmir de bulunuyordu. Ebu Eyyûb, ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahları bağışlanır." Ebû Eyyûb, Ukbe'ye, "Öyle değil mi, ya Ukbe!" diye sordu. Ukbe de, "Evet gerçekten öyle" diye cevap verdi.


Açıklama: Burada bağışlanacağı ifade edilen günahlar, insanın işlemiş olduğu küçük hatalardır.

    Öneri Formu
38828 DM000744 Darimi, Taharet, 44

Bize Ahmed b. Abdullah (b. Yunus b. Abdullah b. Kays), ona Leys b. Sa'd, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim el-Kuraşî), ona Süfyan b. Abdullah, ona da Asım b. Süfyan'ın rivayet ettiğine göre ِAsım b. Süfyan (ve arkadaşları) Selasil gazvesine katılıp Muaviye'nin yanına döndüler. Muaviye'nin yanında Ebu Eyyüb (Halid b. Zeyd b. Küleyb) ve Ukbe b. Amir de bulunuyordu. Ebu Eyyüb "Ben Rasulullah'ı (sav) 'Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır.' buyururken işitmiştim. Öyle değil mi? Ey Ukbe!" dedi. Ukbe de "Evet gerçekten öyle." diye cevap verdi.


    Öneri Formu
273783 DM000744-2 Darimi, Taharet, 44


Açıklama: Hadist geçen "فرابطوا" kelimesi "Savaşa katılamadıklarından dolayı kaçırdıkları sevabı elde etmek amacıyla ibadet ve taatte bulundular." şeklinde de çevrilebilir. Ancak hadisin devamındaki ifadeler, kaçırılan sevabı telafi etme çabasının Muaviye'nin yanına geldikten sonra ortaya çıktığını ihsas ettirmektedir. Bu sebeple söz konu kelime "Düşman ordusunun geçiş güzergahında bir süre gizlendiler." şeklinde çevrilmiştir. el-Vellevî'nin izahı da bu mana takdirini desteklemektedir. Bk. el-Vellevî, Zahîretu'l-ukbâ, III, 365.

    Öneri Formu
19950 N000144 Nesai, Taharet, 108


    Öneri Formu
163915 MK003994 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, IV, 156


    Öneri Formu

Bize Muhammed b. Abdül'a'lâ es-San'ânî, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Nâfi b. Ömer el-Cumahî, ona Bişr b. Âsım, ona babası, ona da Abdullah b. Amr (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: "Yüce Allah, sığırların dilleriyle yalandıkları gibi, dilleriyle yalanan belâğatçıdan hoşlanmaz Ebû İsa şöyle demiştir: Bu şekliyle bu hadis hasen-garîbdir. Bu konuda Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir.


Açıklama: İnsanın diliyle yalanması ifadesinden maksat, güzel konuştuğunu göstermek için avurdunu çatlata çatlata konuşmak, sığırın otları ağzına doldurduğu gibi kelimeleri ağzına doldurarak konuşmaktır. Burada maksat; hayra hizmet amacı taşımayan, gereksiz ve zorlama olarak edebiyat ve belâğat gösterisine kalkışan, laf cambazlığı yapan, lügat paralayan ve bunu da geçim vasıtası hâline getiren insanlardır. Hiç şüphesiz ki burada mutlak olarak güzel söz, edebî kelâm, fasîh ve belîğ konuşma zemmedilmemektedir. Çünkü bizzat Kur’ân-ı Kerîm, insanların benzerini söylemekten âciz kaldıkları bir belâğat şaheseridir. Hz. Peygamber de insanların en güzel, en edebî ve en fasîh konuşanı idi. Dolayısıyla belâğat ve edebiyat, mutlak olarak kötülenemez. Aksine burada böyle sözlerle zihinleri çelmek, insanları etkileyip meşrû olmayan hedeflere yöneltmek kötülenmektedir. Şüphesiz ki bu tür konuşmalarda yalan çokça bulunduğu gibi, riyâ ve gösteriş de ana gâyelerden biridir. Bu rivâyette hayvanların otla beslendiği gibi, o insanların da laf cambazlığı ile beslendikleri şeklinde bir teşbihten de söz edilebilir.

    Öneri Formu
16645 T002853 Tirmizi, Edeb, 72

Bize Yunus b. Muhammed ile Hucey, onlara Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona Süleyman b. Abdurrahman, ona da Asım b. Süfyan es-Sekafî şöyle anlatmış: Ashâb-ı kirâm Zatü's-Selâsil gazvesine çıkmışlardı, fakat savaş yapılmamıştı. Sahabîler bir müddet ribatta beklemişler, sonra da Muâviye'nin yanına dönmüşlerdi. O sırada Ebû Eyyûb ile Ukbe b. Amir (ra) de Muâviye'nin (ra) yanında idiler. Asım dedi ki: "- Ey Ebû Eyyub, bu yılki savaşı kaçırdık. Bize, 'Kim mescitte -Huceyn'in rivayetinde, dört mescitte- namaz kılarsa günahı affolur' şeklinde bir rivâyet ulaştı. Ebû Eyyub şu karşılığı verdi: "- Ey kardeşimin oğlu! Ben sana bundan daha kolay bir şeyi göstereyim mi? ına rehberlik edeyim mi? Ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlamır." Ebû Eyyub, "Öyle değil mi ya Ukbe?" diye sorar. Ukbe de, "Evet" der.


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir. Buradaki dört mescitten maksat, muhtemelen Mescid-i Haram, Mescid- Nebî, Mescid-i Aksâ ve Kubâ mescididir.

    Öneri Formu
75206 HM023993 İbn Hanbel, V, 423


    Öneri Formu


    Öneri Formu


    Öneri Formu
45127 DM002641 Darimi, Buy'u, 59