Öneri Formu
Hadis Id, No:
12333, T002141
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى قَبِيلٍ عَنْ شُفَىِّ بْنِ مَاتِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِى قَالَ: خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَفِى يَدِهِ كِتَابَانِ فَقَالَ « أَتَدْرُونَ مَا هَذَانِ الْكِتَابَانِ » . فَقُلْنَا: لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ أَنْ تُخْبِرَنَا . فَقَالَ لِلَّذِى فِى يَدِهِ الْيُمْنَى « هَذَا كِتَابٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ فِيهِ أَسْمَاءُ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَسْمَاءُ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أُجْمِلَ عَلَى آخِرِهِمْ فَلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَدًا » . ثُمَّ قَالَ لِلَّذِى فِى شِمَالِهِ « هَذَا كِتَابٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ فِيهِ أَسْمَاءُ أَهْلِ النَّارِ وَأَسْمَاءُ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أُجْمِلَ عَلَى آخِرِهِمْ فَلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَدًا » . فَقَالَ أَصْحَابُهُ فَفِيمَ الْعَمَلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ كَانَ أَمْرٌ قَدْ فُرِغَ مِنْهُ ؟ فَقَالَ « سَدِّدُوا وَقَارِبُوا فَإِنَّ صَاحِبَ الْجَنَّةِ يُخْتَمُ لَهُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَإِنْ عَمِلَ أَىَّ عَمَلٍ وَإِنَّ صَاحِبَ النَّارِ يُخْتَمُ لَهُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ وَإِنْ عَمِلَ أَىَّ عَمَلٍ » . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدَيْهِ فَنَبَذَهُمَا ثُمَّ قَالَ « فَرَغَ رَبُّكُمْ مِنَ الْعِبَادِ فَرِيقٌ فِى الْجَنَّةِ وَفَرِيقٌ فِى السَّعِيرِ » . حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ مُضَرَ عَنْ أَبِى قَبِيلٍ نَحْوَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو قَبِيلٍ اسْمُهُ حُيَىُّ بْنُ هَانِئٍ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Ebû Kabîl, ona Şüfey b. Mâti', ona da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), elinde iki 'kitâb' olduğu halde çıkageldi ve ''bu iki 'kitabın' ne olduğunu biliyor musunuz'' dedi. Bizler, ''hayır yâ Rasulullah, sen bize bildirmezsen (nereden biledim) dedik. Sağ elindeki için ''bu, alemlerin Rabbi'nden (gelen) bir kitaptır ki, onda cennetliklerin, onların babalarının ve kabilelerinin isimleri vardır. Onların sonuncusuna varıncaya kadar hepsi yazılmıştır; onlar, asla ne artırılacak ne de eksiltilecektir'' buyurdu. Ardından solundaki (kitap) için ''bu da alemlerin Rabbi'nden (gelen) bir kitaptır ki, onda cehennemliklerin, onların babalarının ve kabilelerinin isimleri vardır. Onların sonuncusuna varıncaya kadar hepsi yazılmıştır; onlar da, asla ne artırılacak ne de eksiltilecektir'' buyurdu. Ashabı, ''ya Rasulullah, işler önceden tayin edildiyse amel de niye'' dediler. Hz. Peygamber (sav), ''(amellerinizle) istikameti (taleb edip) (işlerinizde) orta yolu (tutun). Zira cennetlik, hangi ameli işlerse işlesin (kaderi), cennetliklerin ameli ile son bulunur. Cehennemlik de, hangi ameli işlerse işlesin (kaderi), cehennemliklerin ameli ile son bulur'' buyurdu. Ardından ellerindekini işaret edip onları attı, sonra da ''Allah, kulların (kaderlerini) tayin etti; bir kısım cennette, bir kısım da ateştedir'' buyurdu.
Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona da Ebu Kabîl, benzeri bir hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir. Bu konuda İbn Ömer'den hadis rivayet edilmiştir. Bu, hasen-garîb-sahih bir hadistir. Ebu Kabîl'in ismi, Huyey b. Hânî'dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Kader 8, 4/449
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Ebu Kabîl Huyey b. Hânî el-Meafiri (Huyey b. Hânî b. Nâdir)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14013, T002382
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ أَخْبَرَنِى الْوَلِيدُ بْنُ أَبِى الْوَلِيدِ أَبُو عُثْمَانَ الْمَدَنِىُّ أَنَّ عُقْبَةَ بْنَ مُسْلِمٍ حَدَّثَهُ أَنَّ شُفَيًّا الأَصْبَحِىَّ حَدَّثَهُ أَنَّهُ دَخَلَ الْمَدِينَةَ فَإِذَا هُوَ بِرَجُلٍ قَدِ اجْتَمَعَ عَلَيْهِ النَّاسُ فَقَالَ: مَنْ هَذَا؟ فَقَالُوا أَبُو هُرَيْرَةَ . فَدَنَوْتُ مِنْهُ حَتَّى قَعَدْتُ بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُوَ يُحَدِّثُ النَّاسَ فَلَمَّا سَكَتَ وَخَلاَ قُلْتُ لَهُ أَنْشُدُكَ بِحَقٍّ وَبِحَقٍّ لَمَا حَدَّثْتَنِى حَدِيثًا سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَقَلْتَهُ وَعَلِمْتَهُ . فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ أَفْعَلُ لأُحَدِّثَنَّكَ حَدِيثًا حَدَّثَنِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَقَلْتُهُ وَعَلِمْتُهُ . ثُمَّ نَشَغَ أَبُو هُرَيْرَةَ نَشْغَةً فَمَكَثَ قَلِيلاً ثُمَّ أَفَاقَ فَقَالَ :لأُحَدِّثَنَّكَ حَدِيثًا حَدَّثَنِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْبَيْتِ مَا مَعَنَا أَحَدٌ غَيْرِى وَغَيْرُهُ . ثُمَّ نَشَغَ أَبُو هُرَيْرَةَ نَشْغَةً أُخْرَى ثُمَّ أَفَاقَ فَمَسَحَ وَجْهَهُ فَقَالَ: لأُحَدِّثَنَّكَ حَدِيثًا حَدَّثَنِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا وَهُوَ فِى هَذَا الْبَيْتِ مَا مَعَنَا أَحَدٌ غَيْرِى وَغَيْرُهُ . ثُمَّ نَشَغَ أَبُو هُرَيْرَةَ نَشْغَةً أُخْرَى ثُمَّ أَفَاقَ وَمَسَحَ وَجْهَهُ فَقَالَ :أَفْعَلُ لأُحَدِّثَنَّكَ حَدِيثًا حَدَّثَنِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا مَعَهُ فِى هَذَا الْبَيْتِ مَا مَعَهُ أَحَدٌ غَيْرِى وَغَيْرُهُ . ثُمَّ نَشَغَ أَبُو هُرَيْرَةَ نَشْغَةً شَدِيدَةً ثُمَّ مَالَ خَارًّا عَلَى وَجْهِهِ فَأَسْنَدْتُهُ عَلَىَّ طَوِيلاً ثُمَّ أَفَاقَ فَقَالَ: حَدَّثَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ يَنْزِلُ إِلَى الْعِبَادِ لِيَقْضِىَ بَيْنَهُمْ وَكُلُّ أُمَّةٍ جَاثِيَةٌ فَأَوَّلُ مَنْ يَدْعُو بِهِ رَجُلٌ جَمَعَ الْقُرْآنَ وَرَجُلٌ قُتتِلَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَرَجُلٌ كَثِيرُ الْمَالِ فَيَقُولُ اللَّهُ لِلْقَارِئِ: أَلَمْ أُعَلِّمْكَ مَا أَنْزَلْتُ عَلَى رَسُولِى ؟ قَالَ: بَلَى يَا رَبِّ . قَالَ: فَمَاذَا عَمِلْتَ فِيمَا عُلِّمْتَ ؟ قَالَ :كُنْتُ أَقُومُ بِهِ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ . فَيَقُولُ اللَّهُ: لَهُ كَذَبْتَ وَتَقُولُ لَهُ الْمَلاَئِكَةُ كَذَبْتَ وَيَقُولُ اللَّهُ: لَهُ بَلْ أَرَدْتَ أَنْ يُقَالَ إِنَّ فُلاَنًا قَارِئٌ فَقَدْ قِيلَ ذَاكَ . وَيُؤْتَى بِصَاحِبِ الْمَالِ فَيَقُولُ اللَّهُ لَهُ أَلَمْ أُوَسِّعْ عَلَيْكَ حَتَّى لَمْ أَدَعْكَ تَحْتَاجُ إِلَى أَحَدٍ ؟قَالَ: بَلَى يَا رَبِّ . قَالَ: فَمَاذَا عَمِلْتَ فِيمَا آتَيْتُكَ؟ قَالَ كُنْتُ أَصِلُ الرَّحِمَ وَأَتَصَدَّقُ . فَيَقُولُ اللَّهُ لَهُ كَذَبْتَ وَتَقُولُ لَهُ الْمَلاَئِكَةُ كَذَبْتَ وَيَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى :بَلْ أَرَدْتَ أَنْ يُقَالَ فُلاَنٌ جَوَادٌ فَقَدْ قِيلَ ذَاكَ . وَيُؤْتَى بِالَّذِى قُتِلَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَيَقُولُ اللَّهُ لَهُ: فِى مَاذَا قُتِلْتَ ؟ فَيَقُولُ :أُمِرْتُ بِالْجِهَادِ فِى سَبِيلِكَ فَقَاتَلْتُ حَتَّى قُتِلْتُ . فَيَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى لَهُ كَذَبْتَ وَتَقُولُ لَهُ الْمَلاَئِكَةُ كَذَبْتَ وَيَقُولُ اللَّهُ بَلْ أَرَدْتَ أَنْ يُقَالَ فُلاَنٌ جَرِىءٌ فَقَدْ قِيلَ ذَاكَ » . ثُمَّ ضَرَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى رُكْبَتِى فَقَالَ :« يَا أَبَا هُرَيْرَةَ أُولَئِكَ الثَّلاَثَةُ أَوَّلُ خَلْقِ اللَّهِ تُسَعَّرُ بِهِمُ النَّارُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . وَقَالَ الْوَلِيدُ أَبُو عُثْمَانَ :فَأَخْبَرَنِى عُقْبَةُ بْنُ مُسْلِمٍ أَنَّ شُفَيًّا هُوَ الَّذِى دَخَلَ عَلَى مُعَاوِيَةَ فَأَخْبَرَهُ بِهَذَا . قَالَ أَبُو عُثْمَانَ: وَحَدَّثَنِى الْعَلاَءُ بْنُ أَبِى حَكِيمٍ أَنَّهُ كَانَ سَيَّافًا لِمُعَاوِيَةَ فَدَخَلَ عَلَيْهِ رَجُلٌ فَأَخْبَرَهُ بِهَذَا عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ فَقَالَ مُعَاوِيَةُ: قَدْ فُعِلَ بِهَؤُلاَءِ هَذَا فَكَيْفَ بِمَنْ بَقِىَ مِنَ النَّاسِ ؟ثُمَّ بَكَى مُعَاوِيَةُ بُكَاءً شَدِيدًا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ هَالِكٌ وَقُلْنَا قَدْ جَاءَنَا هَذَا الرَّجُلُ بِشَرٍّ ثُمَّ أَفَاقَ مُعَاوِيَةُ وَمَسَحَ عَنْ وَجْهِهِ وَقَالَ: صَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ ( مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا نُوَفِّ إِلَيْهِمْ أَعْمَالَهُمْ فِيهَا وَهُمْ فِيهَا لاَ يُبْخَسُونَ * أُولَئِكَ الَّذِينَ لَيْسَ لَهُمْ فِى الآخِرَةِ إِلاَّ النَّارُ وَحَبِطَ مَا صَنَعُوا فِيهَا وَبَاطِلٌ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Şufey el-Esbâhî'den (r.a),
Kendisi Medine'ye girdiğinde birden etrafında halkın toplandığı bir adamla karşılaştı. "Bu adam kimdirş" diye sordu. "Ebû Hureyre'dir", dediler. Ebû Hureyre (r.a) halka birşeyler anlatırken ben ona yaklaştım ve önüne oturdum. Konuşmasını bitirdiği ve yalnız kaldığı zaman kendisine şöyle dedim:
-"Sana şunun ve bunun hakkı için soruyorum. Resûlullah'tan (s.a) duyduğun, anladığın ve bildiğin bir hadisi bana anlatır mısın? Ebû Hureyre (r.a):
-(İsteğini) yerine getireceğim, Resûlullah'tan (s.a) anladığım ve bildiğim bir hadisi sana anlatacağım dedi. Bunun peşinden Ebû Hureyre derin bir şekilde içini çekti, biraz bekledi, sonra kendine geldi ve şöyle dedi:
-Ben ve kendisi bu evindeyken ve yanımızda başka kimse yokken Resûlullah'ın (s.a) bana söylediği bir hadisini sana anlatacağım. Ebû Hureyre bunun ardından da derin bir şekilde içini çekti, sonra kendine geldi, yüzünü sildi ve "(İsteğini) yerine getireceğim" dedi.
-Ben ve kendisi bu evde iken ve yanımızda benden ve ondan başka hiç kimse yokken bana Resûlullah'ın (s.a) söylediği bir hadisini sana anlatacağım. Ebû Hureyre (r.a) bunun arkasından da derin bir şekilde içini çekti. Sonra bükülüp yüzükoyun yere düştü. Onu uzun zaman kendime dayadım, sonra ayıldı ve şöyle dedi:
"Kıyamet günü olunca Allah, kulları arasında hüküm vermek için onlara ineceğini (hesaba çekeceğini) Resûlullah (s.a) bana anlattı." Bütün toplumlar o gün dizüstü çökmüş durumdadırlar. Allah’ın çağıracağı ilk kimseler Kur’ân’ı bilen ve ezberleyen kişi, Allah yolunda öldürülen kişi ve mal varlığı çok olan kişiler olacaktır. Allah Kur’ân’ı bilene diyecek ki: Rasûlüme indirdiğim kitabı sana öğretmedim mi? O kişi de evet ya Rabbi diyecek Allah: Öğrendiğin Kur’ânla nasıl yaşadın neler yaptın? Diyecek. Adam: Gece ve gündüz Kur’ân’ı elimden bırakmadım diye cevap verecek. Bunun üzerine Allah yalan söylüyorsun buyuracak Melekler de yalan söylüyorsun, diyecekler. Allah’ta şöyle buyuracak: Sen Kur’ân falan okumadın. Bilakis falan kişi Kur’ân okur, Kur’ân bilir desinler diye okudun ve böyle de denildi. Sonra mal mülk sahibi kimse getirilecek ve Allah ona senin rızkını genişletip hiçbir kimseye muhtaç etmeden yaşatmadım mı? Zengin kimse: Evet ya Rabbî diyecek Allah: Sana verdiğim mal mülk ile neler yaptın? Diyecek. Zengin kişi: Yakınlarımı yoklar yoksullara yardım ederek infak ederdim, diyecek. Allah’ta yalan söyledin, Melekler de yalan söyledin diyecekler. Allah şöyle buyuracak: Sen söylediğin gibi yapmadın fakat falan kimse cömerttir desinler diye tüm bu dediklerini yaptım neticede oda denildi. Sonra Allah yolunda öldürülen kişi getirilecek Allah ona diyecek ki: Ne uğrunda öldürüldün? O kişi: Uğrunda cihâd edilmesini emrettin bende cihâd edip şehîd oldum diyecek Allah yalan söylüyorsun meleklerde yalan söylüyorsun, diyecekler bunun üzerine Allah: Hayır sen falan kimse ne cesurdur denilmesini istemiştim bu da sana denildi diyecek. Sonra Rasûlullah (s.a.), dizime vurdu ve şöyle dedi: Ey Ebû Hüreyre bu üç kişi kendi konularında Allah’ın yarattığı ilk kimselerdir. Kıyamet günü Cehennem ateşi bunlarla tutuşturulacaktır.
Velid Ebû Osman dedi ki: Ukbe b. Müslim’in bana haber verdiğine göre Şüfeyy bizzat kendisi Muaviye’nin yanına girerek bu hadisi ona anlatmıştır.Ebû Osman diyor ki: Bana Âla b. Ebî Hakîm anlattı kendisi Muaviyenin koruması idi dedi ki: Muaviye’nin yanına bir adam girdi ve bu hadisi ona Ebû Hüreyre’den nakletti. Muaviye bunun üzerine dedi ki: Bunlara böyle yapılırsa geri kalan insanlara ne yapılacak acaba? Dedi ve hüngür hüngür ağladı biz onun hayatını kaybedeceğini sandık ve bu adam bizim başımıza bir felaket getirdi, dedik.
Sonra Muaviye kendine geldi, yüzünü sildi ve dedi ki: Allah ve Rasûlü daima doğru söz söyler dedi ve Hûd sûresi 15-16. ayetlerini okudu; “
Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz; onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İ İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır.”
Tirmizî, bu hadis hasen garibtir, demiştir.
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Hayve b. Şurayh, ona Ebu Osman Velid b. Ebu Velid el-Medenî, ona Ukbe b. Müslim, ona da Şüfey el-Esbahî şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi Medine'ye girmiş, insanların etrafında toplandığı bir adam görmüş. ''Bu kimdir'' demiş, ''Ebu Hureyre'dir'' demişler. (Şüfey davam ediyor): Ona yaklaştım, öyle ki o, insanlara hadis rivayet ederken önüne oturdum. Sukût edip yalnız kaldığında ona,''(Allah) için diyorum; Rasulullah (sav)'den işittiğin, onu kavrayıp bildiğin bir hadisi bana söylemez misin'' dedim. Ebu Hureyre, ''yaparım, Rasulullah (sav)'ın bana rivayet ettiği, benim de onu kavrayıp bildiğim bir hadisi sana söyleyeceğim'' dedi. Akabinde Ebu Hureyre, epeyice fenalaştı, bir müddet (bu halde) kaldı, ardından kendine gelip ''bu evde, beraberimizde kimsenin bulunmadığı bir halde iken Rasulullah (sav)'ın bana rivayet ettiği bir hadisi sana söyleyeceğim'' dedi. Ardından Ebu Hureyre, yine, epeyice fenalaştı. Sonra kendine gelip yüzünü sıvazladı ve ''Ben ve o bu evde, beraberimizde de kimse yokken Rasulullah (sav)'ın bana rivayet ettiği bir hadisi sana söyleyeceğim'' dedi. Sonra Ebu Hureyre, yine, epeyice fenalaştı. Ardından kendine geldi ve yüzünü sıvazladı. ''Yapacağım; ben ve o bu evde, beraberimizde de kimse yokken Rasulullah (sav)'ın bana rivayet ettiği bir hadisi sana söyleyeceğim'' dedi. Akabinde Ebu Hureyre, ağır bir fenalık geçirdi, ardından yüzü üzerine düşeyazdı. Uzun (bir müddet) onu, kendime yasladım. Sonra kendine geldi ve ''Rasulullah, bana şöyle rivayet etti'' dedi:
Allah tebâreke ve teâlâ, aralarında hükmetmek için kıyamet gününde kullarına tenezzül eder. Her ümmetin bir çağırıcısı vardır. İlk çağrılacak olan Kur'ân'ı ezberleyen adam, (akabinde) Allah yolunda öldürülen adam ve (sonra da) malı çok olan adam olacaktır. Allah, (Kur'ân) okuyana ''rasulüme indirdiklerimi sana öğretmedim mi'' buyuracak. (Adam), ''ey rabbim, öğrettin'' diyecek. (Allah), ''sana öğretilenden ne öğrendin'' buyuracak. (Adam), ''gece ve gündüz boyunca onu okurdum'' diyecek. Allah ona ''yalan söyledin'' buyuracak, melekler de ona ''yalan söyledin'' diyecekler. Allah ona ''bilakis, 'falanca kâridir' denmesini istedin; nitekim bu, dendi de'' buyuracak. (Sonra) mal sahibi kimse getirilecek, Allah ona ''kimseye ihtiyacın olmayana dek sana imkan sunmadın mı'' buyuracak. (Adam), ''ey rabbim, sundun'' diyecek. (Allah), ''sana verdiklerimle ne yaptın'' buyuracak. (Adam), ''akrabayı gözetip infakta bulunurdum'' diyecek. Allah ona ''yalan söyledin'' buyuracak, melekler de ''yalan söyledin'' diyecekler. Allah teâlâ, ''bilakis, 'falanca cömerttin' denmesini istedin; nitekim bu, dendi de'' buyuracak. (Ardından) Allah yolunda öldürülmüş (adam) getirilecek. Allah ona ''ne için öldürüldün'' buyuracak. Adam, ''senin yolunca cihad ile emrolundum; öldürülene dek de savaştım'' diyecek. Allah teâlâ ona ''yalan söyledin'' buyuracak, melekler de ona ''yalan söyledin'' diyecekler. Allah, ''bilakis, 'falanca cesurdur' denmesini istedin; nitekim bu, dendi de'' buyuracak.
Ardından Rasulullah (sav), dizlerime vurdu ve ''ey Ebu Hureyre, bu üç kişi, kıyamet gününde cehennemim kendileri ile tutuşturulacağı ilk kimselerdir'' buyurdu.
Ebu Osman Velid şöyle demiştir: 'Ukbe b. Müslim'in bana haber verdiğine göre Şüfey, Muaviye'nin huzuruna girip bu hadisi ona anlatan kimsedir. Ebu Osman şöyle demiştir: Alâ b. Ebu Hakîm'in bana haber verdiğine göre o Muaviye'nin koruması idi. Bir adam (Muaviye'nin) huzuruna girdi ve Ebu Hureyre'den bu hadisi nakletti. Muaviye de, ''onlara bu yapılıyorsa diğer insanların hali nice olur'' dedi. Akabinde Muaviye, epeyice ağladı. Öyle ki biz onun helak olacağını sandık ve ' bu adam bize uğursuzluk getirdi' dedik. Ardından Muaviye kendine geldi ve yüzünü sıvazladı, ''Allah ve rasulü doğru söyledi'' deyip (şu ayetleri okudu): ''Kim yalnız dünya hayatını ve onun zinetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar.İşte onlar, kendileri için âhirette ateşten başka bir şey olmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir.''
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 48, 4/591
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Ebu Muhammed Ukbe b. Müslim et-Tücibî (Ukbe b. Müslim)
4. Velid b. Ebu Velid el-Kuraşî (Velid b. Osman)
5. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
7. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Cihad, gösteriş için
Çömertlik, gösteriş için cömertlik yapmak
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, Zenginlik
İbadet, ibadetleri gösteriş için yapmak
İman, Esasları, Ahirete iman
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, kıyamet günü çağrılacak ilk kimseler
KTB, İMAN
Kur'an, gösteriş için okumak
Kur'an, öğrenip ezberleyip muhafaza etmek
Riya, Riyakarlık, gösteriş için iş yapmak
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Zühd
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15540, D002526
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ الْمِصِّيصِىُّ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لِلْغَازِى أَجْرُهُ، وَلِلْجَاعِلِ أَجْرُهُ وَأَجْرُ الْغَازِى."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hasan el-Missisî, ona Haccac b. Muhammed; (T)
Bize Abdulmelik b. Şuayb, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh, ona (Hüseyin) b. Şüfey, ona babası (Şüfey b. Mati), ona da Abdullah b. Amr (es-Sehmî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Mücahid için (sadece kendi cihadının) sevabı vardır. (Ona silah temininde) yardımcı olan kimse için hem (yardımının) sevabı hem de cihad sevabı vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 31, /586
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272910, D002526-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ الْمِصِّيصِىُّ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لِلْغَازِى أَجْرُهُ، وَلِلْجَاعِلِ أَجْرُهُ وَأَجْرُ الْغَازِى."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hasan el-Missisî, ona Haccac b. Muhammed; (T)
Bize Abdulmelik b. Şuayb, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh, ona (Hüseyin) b. Şüfey, ona babası (Şüfey b. Mati), ona da Abdullah b. Amr (es-Sehmî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Mücahid için (sadece kendi cihadının) sevabı vardır. (Ona silah temininde) yardımcı olan kimse için hem (yardımının) sevabı hem de cihad sevabı vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 31, /586
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. İbrahim b. Hasan el-Mukassimi (İbrahim b. Hasan b. Heysem)
Konular:
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Öneri Formu
Hadis Id, No:
59810, HM006624
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا لَيْثٌ حَدَّثَنِي حَيْوَةُ يَعْنِي ابْنَ شُرَيْحٍ عَنِ ابْنِ شُفَيٍّ الْأَصْبَحِيِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِلْغَازِي أَجْرُهُ وَلِلْجَاعِلِ أَجْرُهُ وَأَجْرُ الْغَازِي
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6624, 2/621
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. İshak b. İsa el-Bağdadi (İshak b. İsa b. Necih)
Konular:
Cihad, cihada teşvik
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155088, BS017903
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ الْفَضْلِ الْقَطَّانُ بِبَغْدَادَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ دُرُسْتُوَيْهِ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ قَالاَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ الْكِنْدِىِّ التُّجِيبِىِّ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« لِلْغَازِى أَجْرُهُ وَلِلْجَاعِلِ أَجْرُهُ وَأَجْرُ الْغَازِى ».وَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« قَفْلَةٌ كَغَزْوَةٍ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 17903, 18/96
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Rumh et-Tücibî (Muhammed b. Rumh b. Muhacir b. Muharrar)
7. Ebu Yusuf Yakub b. Süfyan el-Fesevî (Yakub b. Süfyan b. Cüvan)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Cafer en-Nahvî (Abdullah b. Cafer b. Dürüstuye)
9. ُُEbu Hüseyin Muhammed b. Hüseyin el-Mettusî (Muhammed b. Hüseyin b. Muhammed Fadl b. Yakub)
Konular:
Sünnet, Çığır açmak, sonrakilerin günahı/sevabı onun üzerinedir
Yardım, mücahide ve ailesine yardım
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَيَّاشٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ شُفَىِّ بْنِ مَاتِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - هُوَ ابْنُ عَمْرٍو - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"قَفْلَةٌ كَغَزْوَةٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15493, D002487
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَيَّاشٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ عَنِ ابْنِ شُفَىٍّ عَنْ شُفَىِّ بْنِ مَاتِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - هُوَ ابْنُ عَمْرٍو - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"قَفْلَةٌ كَغَزْوَةٍ."
Tercemesi:
Bize Mahammed b. Musaffa, ona Ali b. Ayyâş, ona Leys b. Sa'd, ona Hayve, ona İbn Şüfey, ona Şüfey b. Mati, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Gazveden dönüşün sevabı, gazvenin sevabı gibidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 7, /577
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şüfey b. Mati el-Esbahî (Şüfey b. Mati)
3. Hüseyin b. Şüfey el-Esbahî (Hüseyin b. Şüfey)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Hasan Ali b. Ayyâş el-Elhânî (Ali b. Ayyâş b. Müslim)
7. Muhammed b. Musaffa el-Kuraşi el-Hımsî (Muhammed b. Musaffa b. Behlül)
Konular:
KTB, CİHAD