21 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Said el-Eşec ve Muhammed b. el-Müsannâ el-Anezî -lafız İbn Nümeyr'e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr’e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr’e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec, Muhammed b. Müsannâ el-Anberî -lafız İbn Nümeyr'e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona Muğîre b. Şu'be şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: 'Siz (Kur'an'da Meryem için) 'Ey Harun'un kız kardeşi' diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana "Onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı." diyerek cevap verdi.
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Üsame ona İdris b. Yezid ona Talha b. Musarrif ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın (ra), Allah'ın "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayeti hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasulullah'ın (sav) ensarla muhacirler arasında kurmuş olduğu kardeşlikten (muâhât) dolayı (muhacirler) ensara (bir ensarın) akrabası olmaksızın mirasçı kılınırlardı. Daha sonra: "Ana-babanın ve diğer yakın akrabanın geride bıraktığı her şey için biz mirasçılar belirledik" Nisâ, 4/33 ayeti nazil olunca bu ayet "kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin"'i nesh etti. "Kendileriyle sözleşme yaptığınız kimselerin de paylarını verin" Nisâ, 4/33 ayetinde yer alan paydan kasıt; sözleşme yapılana yardım, samimiyet, destek ve vasiyet etmek olup (neshten sonra bu gibi kimseler için bunlar baki kalmıştır). Böylece muhacirlerin ensara varis olma uygulaması ortadan kalktı.
Açıklama: Anne, baba ve akrabanın geride bıraktıklarından her biri için yakın vârisler belirledik. Antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimselere de paylarını verin. Bilin ki Allah her şeyi görmektedir. (Nisa, 4/33)
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Abdullah b. İdris arasında inkıta' vardır.