13 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Hadisi rivayet eden Enes, Amr b. Hazm gibi isimler olmasına rağmen İbn Abdilberr, İmam Malik'i referans göstererek Cabir hadisinin mahfuz olduğunu belirtmiştir. İbn Abdilberr'e göre Medenî olan Cabir hadisi sahihtir. (İbn Abdilberr, et-Temhid, XXIV, 274). Elbani'ye göre de hadis sahihtir. (Elbani, el-Edebu'l-müfred bi't-ta'likat, s. 270).)
Açıklama: Hadisi rivayet eden Enes, Amr b. Hazm gibi isimler olmasına rağmen İbn Abdilberr, İmam Malik'i referans göstererek Cabir hadisinin mahfuz olduğunu belirtmiştir. İbn Abdilberr'e göre Medenî olan Cabir hadisi sahihtir. (İbn Abdilberr, et-Temhid, XXIV, 274). Elbani'ye göre de hadis sahihtir. (Elbani, el-Edebu'l-müfred bi't-ta'likat, s. 270).)
Bize Kays b. Hafs, ona Abdülvâhid, ona A'meş, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: Bir defasında Nebî (sav) ile -bir değneye yaslanmış bir haldeyken- Medine harabelerinde yürüyorduk. Derken bir Yahudi topluluğuna rastladı. Yahudiler bir kısmı ''ona ruh hakkında sorun'' dediler. Diğer bir kısmı ise ''Ona bir şey sormayın, hoşlanmayacağınız bir şey söyleyebilir'' dedi. Bazıları ise ''Muhakkak ona soracağız'' dedi. Sonra içlerinden birisi kalkarak ''Ey Ebu Kasım, ruh nedir?'' diye sordu. (Hz. Peygamber (sav) ise) susuverdi. Ben ''ona vahiy nazil oluyor'' dedim ve kalktım. Vahiy hali ondan gidince şu âyetleri okudu: “Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: "Ruhun ne olduğunu ancak rabbim bilir, onlara ise pek az bilgi verilmiştir.” (İsrâ 17/85) A'meş dedi ki: Bizim kıraatimiz de böyledir.
Açıklama: Yukarıdaki rivayette yer alan âyette geçen “أُوتُوا /...onlara verilmiştir” kelimesi ülkemizde yaygın olan Âsım (ö. 127/745)kıraatinde “اُوتِيتُمْ /...size verilmiştir” şeklindedir. Rivayetin sonundaki açıklama ilgili âyetin kıraatindeki farklılıklara işaret etmektedir.
Bize Kays b. Hafs ve Musa b. İsmail, onlara Abdulvahid b. Ziyâd, ona Ebu Kurra Müslim b. Sâlim el-Hemedânî, ona Abdullah b. İsa, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla şöyle demiştir: Ka'b b. Ucra ile karşılaştım bana “Ey İbn Ebu Leylâ, sana Hz. Peygamber'den (sav) işittiğim bir hediye vereyim mi?” dedi. Ben de “evet, o hediyeyi bana ver” dedim. Ka'b şöyle dedi: Biz Rasulullah'a “ ey Allah'ın Rasulü, Size ve ehl-i beytinize nasıl olarak salat edeceğiz. Allah bize sadece, nasıl selâm vereceğimizi, öğretmiştir” diye sorduk. Rasulullah "Siz 'Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîdun. Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîdun' şeklinde salat edin" buyurdu.