Öneri Formu
Hadis Id, No:
23718, N005509
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى عُمَرَ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ خَشْخَاشٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ دَخَلْتُ الْمَسْجِدَ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِيهِ فَجِئْتُ فَجَلَسْتُ إِلَيْهِ فَقَالَ « يَا أَبَا ذَرٍّ تَعَوَّذْ بِاللَّهِ مِنْ شَرِّ شَيَاطِينِ الْجِنِّ وَالإِنْسِ » . قُلْتُ أَوَلِلإِنْسِ شَيَاطِينُ قَالَ « نَعَمْ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Süleyman, ona Cafer b. Avn, ona Abdurrahman b. Abdullah, ona Ebu Ömer, ona Ubeyd b. Haşhaş, ona da Ebu Zerr’in şöyle dediğini rivayet etti: Mescide girdim, Rasulullah da (sav) mescitte idi. Gidip onun yanına oturdum. O: “Ey Ebu Zerr, cinlerin ve insanların şeytanlarının şerrinden Allah’a sığın” buyurdu. Ben: İnsanların da şeytanları var mı, dedim. O: “Evet” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İstiâze 48, /2440
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ubeyd b. Haşhaş (Ubeyd b. el-Haşhaş)
3. Ebu Ömer ed-Dımeşki (Ebu Ömer)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
5. Ebu Avn Cafer b. Avn el-Kuraşî (Cafer b. Avn b. Cafer b. Amr b. Hurets b. Osman b. Amr b. Abdullah b. Ömer b. Mahzûm)
6. Ahmed b. Süleyman er-Ruhâvî (Ahmed b. Süleyman b. Abdülmelik b. Ebu Şeybe b. Yezid b. Lâî)
Konular:
Hz. Peygamber, istiazesi
Melek, Cin, Şeytan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
71232, HM021879
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِيُّ أَنْبَأَنِي أَبُو عُمَرَ الدِّمَشْقِيُّ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ الْخَشْخَاشِ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ
أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ فِي الْمَسْجِدِ فَجَلَسْتُ فَقَالَ يَا أَبَا ذَرٍّ هَلْ صَلَّيْتَ قُلْتُ لَا قَالَ قُمْ فَصَلِّ قَالَ فَقُمْتُ فَصَلَّيْتُ ثُمَّ جَلَسْتُ فَقَالَ يَا أَبَا ذَرٍّ تَعَوَّذْ بِاللَّهِ مِنْ شَرِّ شَيَاطِينِ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلِلْإِنْسِ شَيَاطِينُ قَالَ نَعَمْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ الصَّلَاةُ قَالَ خَيْرٌ مَوْضُوعٌ مَنْ شَاءَ أَقَلَّ وَمَنْ شَاءَ أَكْثَرَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَا الصَّوْمُ قَالَ فَرْضٌ مُجْزِئٌ وَعِنْدَ اللَّهِ مَزِيدٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَالصَّدَقَةُ قَالَ أَضْعَافٌ مُضَاعَفَةٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَأَيُّهَا أَفْضَلُ قَالَ جَهْدٌ مُقِلٍّ أَوْ سِرٌّ إِلَى فَقِيرٍ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الْأَنْبِيَاءِ كَانَ أَوَّلُ قَالَ آدَمُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَنَبِيٌّ كَانَ قَالَ نَعَمْ نَبِيٌّ مُكَلَّمٌ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَمْ الْمُرْسَلُونَ قَالَ ثَلَاثُ مِائَةٍ وَبِضْعَةَ عَشَرَ جَمًّا غَفِيرًا وَقَالَ مَرَّةً خَمْسَةَ عَشَرَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ آدَمُ أَنَبِيٌّ كَانَ قَالَ نَعَمْ نَبِيٌّ مُكَلَّمٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّمَا أُنْزِلَ عَلَيْكَ أَعْظَمُ قَالَ آيَةُ الْكُرْسِيِّ
{ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ }
Tercemesi:
Bize Vekî’in, onlara el-Mes’ûdî’nin; ona ise Ebu Ömer el-Dimeşkî’nin, o da Ubeyd b. el-Haşhâş’tan, rivayet ettiğine göre Ebu Zer şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (s.) Mescid (-i Nebevî’) de oturuyorken onun yanına gelip oturdum. O,
-“Ebu Zer, namaz kıldın mı?” dedi. Ben,
- Hayır, dedim. O,
- “Haydi kalk ve namazını kıl!” buyurdu. Ebu Zer anlatmaya devam etti;
Kalkıp namazı kıldım, sonra yanına oturdum. O,
-“Ebu Zer, insan ve cin şeytanlarından Allah’a sığın!” Dedi. Ben de dedim ki:
- Ey Allah’ın Rasûlü, insan şeytanları da mı var? O “Evet” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, namaz (nasıl bir ibadettir)? Dedim. O,
- “Dileyenin az, dileyenin çok (kılabileceği), meşru kılınmış tamamen hayırdan ibaret bir ibadettir.” Buyurdu. Ebu Zer tekrar şöyle dedi: Ben yine dedim ki;
- Ey Allah’ın Rasûlü, peki oruç nedir? O,
- “(İnsana) kâfi gelecek faydalanılan (mücziün) bir farzdır (???) ve Allah katında sevabı kat kat fazla olan bir ibadettir.” Dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, ya sadaka? Dedim. O,
-“(Sevabı) kat kat artırılmış (bir ibadettir).” Buyurdu. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, sadakanın faziletli olanı hangisidir? Dedim. O,
- “Malı az olanın (fakirin) çok zorlanarak verdiği sadaka veya fakire gizlice verilen sadakadır” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, peygamberlerin ilki hangisidir? Dedim. O,
- “Âdem’dir”, dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, o peygamber oldu mu? Dedim. O, “Evet, kendisiyle konuşulan (vahye muhatap olan) peygamberdi.” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, kaç peygamber vardır? dedim. O, “Onlar oldukça çok (cem-i ğafir olarak); üç yüz on küsur…” buyurdu. (Bir defasında on beş dedi). Ebu Zer dedi:
- Ey Allah’ın Rasûlü, Âdem peygamber oldu mu? Dedim. O,
- “Evet, kendisiyle konuşulan (vahye muhatap olan) peygamberdi.” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, sana indirilen ayetlerin en yücesi hangisidir? Dedim. O,
- “Ayete’l-Kürsi’dir; “O Allah öyle bir Tanrıdır ki, O’ndan başka ilah yoktur. O daima Diri (Hay) ve Kendisinin varlığı başkasına bağlı olmayan, her şeyi görüp gözeten ve koruyandır (Kayyûm)…” (Bakara, 2/255) diye başlayan ayettir.” Dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21879, 7/221
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ubeyd b. Haşhaş (Ubeyd b. el-Haşhaş)
3. Ebu Ömer ed-Dımeşki (Ebu Ömer)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
Namaz, Farziyeti
Namaz, Tahiyyetü'l-mescid
Oruç, farziyeti
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Peygamberler, Hz. Adem
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Zekat, farziyeti