Giriş

Bu [bir önceki] hadisi bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Bekir, Ona Said, ona Katâde, [Zürâre, ona Sa'd b. Hişam ona da Hz. Âişe (r. anhâ)] isnadıyla rivayet etmiştir. Buna göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezse Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Hz. Âişe (r. anhâ) diyor ki: Bunun üzerine; "Ey Allah'ın Peygamberi! Ölümü arzu etmemek mi? Hiçbirimiz ölümü arzu etmeyiz ki." dedim. Rasulullah (sav) da şöyle buyurdu: "Öyle değil. Mümin kendisine Allah'ın rahmeti, rızası ve cenneti müjdelendiği vakit Allah'a kavuşmayı arzu eder. Kâfir ise kendisine Allah'ın azabı, öfkesi müjdelendiği vakit Allah'a kavuşmayı arzu etmez, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez"


Açıklama: Belirtilen rivayet için bkz. M006822 numaralı hadis.

    Öneri Formu
93 M006823 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 15

Bize Muhammed b. Abdullah er-Ruzzî, ona Halid b. Hâris el-Hüceymî, ona Said, ona Katâde, ona Zürâre, ona Sa'd b. Hişam ona da Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Hz. Âişe şöyle söyledi: Bunun üzerine; "Ey Allah'ın Peygamberi! Ölümü arzu etmemek mi? Hiçbirimiz ölümü arzu etmeyiz ki." dedim. Rasulullah (sav) şöyle de buyurdu: "Öyle değil. Mümin, kendisine Allah'ın rahmeti, rızası ve cenneti müjdelendiği vakit Allah'a kavuşmayı arzu eder, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kâfir ise kendisine Allah'ın azabı ve öfkesi müjdelendiği vakit Allah'a kavuşmayı arzu etmez, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez."


    Öneri Formu
94 M006822 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 15

Bize Yahya b. Halef Ebu Seleme, ona Abdüla'lâ, ona Katade, ona Zürâre b. Ebu Evfâ, ona Sa'd b. Hişam ona da Hz. Âişe'nin ( r. anhâ) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederseظ Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezseظ Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Bu söz üzerine kendisine denildi ki "Ya Rasulallah! Allah'a kavuşmayı arzu etmemek, ölüme kavuşmayı arzu etmeme sebebiyledir ve hiç birimiz de ölüme kavuşmayı arzu etmiyor." Buna karşılık Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hayır (öyle değil). Bu ancak kişinin ölümü esnasında olur. Bu esnada kişi, Allah'ın rahmeti ve mağfireti ile müjdelendiği vakit Allah'a kavuşmayı arzu eder. Allah'ın azabı ile müjdelendiği vakit de Allah'a kavuşmayı arzu etmez."


    Öneri Formu
32368 İM004264 İbn Mâce, Zühd, 31


    Öneri Formu
13936 İM001348 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 178

Bize İshak b. İbrahim, Muaz b. Hişam, ona babası [Hişam b. Ebu Abdullah], ona Katade [b. Diame], ona da Zürâre b. Evfâ, ona Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etti: "Sa'd b. Hişam karısını boşadı ve bir kısım gayr-ı menkulünü satıp silah ve ata yatırmak için Medine'ye geldi. Ensardan bir toplulukla karşılaştı [ve bu düşüncesinden bahsedince] onlar şöyle dediler: 'Rasulullah (sav) zamanında bizden altı kişi, bunu yapmak istedi ancak Hz. Peygamber (sav), onları menetti ve 'sizin için bende uyulacak bir örnek yok mudur?' buyurdu.' Sa'd b. Hişam’ın aktardığına göre kendisi daha sonra Basra'ya geldi, Abdullah b. Abbâs'la karşılaştı ve ona vitir namazını sordu. Abdullah b. Abbas: 'Sana, Rasulullah'ın (sav) vitir namazını en iyi bilenin kim olduğunu haber vereyim mi?' dedi. 'evet' dedim. 'müminlerin annesi Aişe'dir. Binaenaleyh ona gidip sor, sonra bana dön ve sana anlattığı şeyleri bana anlat!' dedi. Bunun üzerine ben Hakîm b. Efleh'e geldim ve ona; 'birlikte mü'minlerin annesi Aişe'ye gidelim' dedim. O: 'Ben gelmem. Çünkü ben onu, şu iki grubun [yani Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki anlaşmazlıklara müdaheleden) menetmiştim de o, gitmekte ısrar etmişti' dedi. 'Allah aşkına geleceksin!' dedim ve birlikte Hz. Aişe'nin yanına gelip selâm verdik. O, Hakîm'in sesini tanıdı. Bu sebeple, [benim için]; 'bu kim?' dedi. 'Sa'd b. Hişâm!' dedim. 'Hangi Hişam?' dedi. 'Âmir'in oğlu Hişâm!' dedim. 'O, ne iyi bir kişi idi. Uhud Savaşında şehid edilmişti!' dedi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahseder misin' dedim. 'Kur'an'ı okumuyor musun?' dedi. 'Evet, okuyorum' dedim. Bunun üzerine 'İşte o (Kur'an), Rasulullah'ın (sav) ahlâkıdır' cevabını verdi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Fakat gece ibadeti aklıma geldi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) gece ibadetinden bahsedin!' dedim. Hz. Aişe: 'yâ Eyyühe'l-Müzemmilu Sûresini okumuyor musun?' dedi. 'Okuyorum' dedim. 'İşte bu sûre [içinde anlatılanlar] Rasulullah'ın (sav) gece ibadetidir. Bu Sûrenin baş tarafı indirildiğinde Rasulullah (sav) ve Ashabı, gece kalkıp, ayakları şişinceye kadar ibadet ederlerdi. Bu sûrenin sonu on altı ay gökte tutuldu, sonra indirildi ve böylece, gece kalkıp [namaz kılmak], farz iken nafile oldu' dedi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Ancak vitir (namazı) aklıma geldi ve 'Bize, Rasulullah'ın (sav) vitir (namazından) bahsedin' dedim. Şöyle cevap verdi: 'Rasulullah (sav) uyuduğu zaman misvağını benim yanıma kordu. Sonra Allah’ın uyanmasını dilediği vakitte uyanır ve dokuz rekat namaz kılardı. Sadece sekizinci rekâtta oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder sonra, selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtta [tekrar] oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder, bize işittirecek şekilde bir selâm verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in gece namazı ] bu onbir rekâttır. Hz. Peygamber yaşlanıp et tutunca [yani kilo alınca] sadece altıncı rekâtta oturup Allah'a hamd, Rabbine dua eder, sonra [ayağa kalkıp yedinci rekâtı kılıp oturup] selâm vererek yedi rekât, sonra, oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in yaşlılığındaki gece namazı da] bu dokuz rekâttır. Hz. Peygamber'e (sav) uyku veya bir hastalık ağır basıp [da bu gece namazını kılamadığı] zaman ise, gündüz oniki rekât namaz kılardı. Rasulullah (sav) bir şeyi yapmayı adet edindiğinde, ona devam etmeyi severdi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir gece, sabahlayıncaya kadar namaz kılmadı ve hiçbir zaman Kur'an'ın tamamını bir gecede hiç okumadı. Ramazan dışında hiçbir ayı da tamamen oruçla geçirmemiştir'" [Sa'd b. Hişam der ki]: "Ben de gelip İbn Abbas'a [Hz. Aişe'nin verdiği cevapları] anlattım. O da şöyle dedi: 'Sana doğru söyledi. Şunu bil ki, ben onun huzuruna girebilseydim, onunla yüz yüze konuşurdum.' Dedi. Bunun üzerine ben de: 'Eğer onun huzuruna girmediğini bilseydim bunları sana anlatmazdım' dedim."


Açıklama: Yaşlanıp et tutunca: Bu Hz Peygamber'in (sav) şişmanladığı anlamına gelmiyor. Normal kilosuna geldiğini ifade ediyor.

    Öneri Formu
41361 DM001516 Darimi, Salat, 165

Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona Şube (b. Haccâc), ona Katade (b. Diame), ona Zürâre (b. Evfâ), ona Sa'd b. Hişam el-Ensari, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bir amelde bulunduğunda onu devamlı yapardı. Geceleyin uyur kalır yahut hastalanırsa, gündüz on iki rekât namaz kılardı. Ben, Rasulullah'ın (sav) bir geceyi sabaha kadar aralıksız ibadetle geçirdiğini, Ramazan dışında da peş peşe bir ay boyunca oruç tuttuğunu hiç görmedim."


    Öneri Formu
6160 M001744 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 141

Bize Harun b. İshak, ona Abde (b. Süleyman), ona Said (b. Ebu Arûbe), ona Katade (b. Diame), ona Zürâre b. Evfâ, ona da Sa'd b. Hişam, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: “Biz Rasulullah'ın (sav) misvak ve abdest suyunu hazırlardık. Allah [cc] da onu dilediği zaman da uyandırır ve namaz için kaldırırdı. O [sav] da hemen dişlerini misvaklar, abdest alır ve dokuz rekat (namaz) kılardı. Sadece sekizinci rekatta oturur, Allah’a [cc] hamdeder, peygamberine salavat getirir, dua eder ve selam vermeden dokuzuncu rekata kalkardı. Dokuzuncu rekatı kıldıktan sonra oturur -sekizinci rekatın teşehhüdünde okuduklarını okuyarak- Allah’a [cc] hamd edip peygamberine salavat getirip dualar eder ve bize işittirecek şekilde selam verir, oturarak iki rekat daha kılardı.”


    Öneri Formu
28880 N001721 Nesai, Kıyâmu'l-Leyl ve Tatavvuu'n-Nehar, 43


    Öneri Formu
11367 İM000950 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 38


    Öneri Formu
20313 N002184 Nesai, Sıyâm, 35


    Öneri Formu
21067 N002350 Nesai, Sıyâm, 70