51 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman, ona da Üsame b. Zeyd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) kızlarından birinin oğlu ölmek üzere idi. Bunu üzerine kızı (Oğlum ruhunu teslim etmek üzere, bize gelin) diye Peygambere (sav) haber göndermişti. Peygamber (sav) de kızına haber göndererek şöyle dedi: "Aldığı da, verdiği de (gerçekte) Allah'a aittir. Allah katında her şeyin belirli bir ömrü vardır. Sabret ve (sabretmene karşılık) sevabını bekle" buyurdu. Kızı, yemin ederek mutlaka gelmeleri için tekrar haber gönderdi. Bunun üzerine Peygamber (sav) ve yanında ben, Muaz b. Cebel, Übey b. Ka'b, Ubâde b. Samit olduğu halde kalktık. Kızının olduğu yere girdiğimizde can çekişmekte olan çocuğu Rasulullah'ın (sav) kucağına verdiler. Çocuk Hz. Peygamberin (sav) kucağında can çekişiyordu. Ravi 'onun 'sanki bir su kabı gibi' dediğini zannediyorum' dedi. Rasulullah (sav) da ağladı. Bunu gören Ubâde b. Samit, 'Ya Rasulullah! Bu (gözyaşı) nedir?' deyince Hz. Peygamber (sav), "Bu (gözyaşı) Allah'ın Ademoğullarının (kalbine) yerleştirdiği merhamet duygusunun eseridir. Hiç şüphesiz Allah kullarından merhametli olanlara merhamet eder." buyurdu.
Açıklama: "sanki bir su kabı gibi" ifadesi "boş su kabı nasıl içine su konulurken ses çıkarırsa çocuk da can çekişirken öyle idi" manasında kullanılmıştır.
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib, ona Abdülvâhid b. Ziyâd, ona Asım el-Ahvel, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet demiştir: Rasulullah (sav) (bir seferinde) on dokuz gün ikamet etti ve bu süre zarfında (farz namazları) iki rekât olarak kıldı. Bu sebeple biz de seferde on dokuz gün ikamet edecek olursak (farz namazları) iki rekât olarak kılarız. Bundan daha çok ikamet edersek dört rekât kılarız.