حدثنا أبو عاصم عن بن عجلان عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : شعبتان لا تتركهما أمتى النياحة والطعن في الأنساب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164401, EM000395
Hadis:
حدثنا أبو عاصم عن بن عجلان عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : شعبتان لا تتركهما أمتى النياحة والطعن في الأنساب
Tercemesi:
— Peygamber (SaîlaUahii A leyhi ve Selîem) 'in şöyle buyurduğu, Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiştir:
«— İki haslet vardır ki, ümmetim onları terk etmiyecektir: Bunlardan biri, ölü arkasında iyiliklerini sayarak yüksek sesle ağlamak; diğeri de neseblere dil uzatmaktır.»[776]
Hadîs-i şerifte anılan her iki hareket, cahiliyet devrinin kötü âdetlerinden olmakla beraber, bunların büsbütün Müslümanlar içinden kalkamayacağı beyan buyurulmaktadır.
ölümü her nefis tadacaktır ve bundan kimse kurtulamayacaktır. Bu gerçeği bilmeyen ve kabul etmeyen yoktur. Böyle olduğu halde, insanlar sanki kendileri ölmeyecek gibi davranır ve ölümü hiç de kendilerine yaklaştırmazlar. Ancak kendilerini devamlı murakabe altında tutanlar ve her an Allah Tealâ'nın kudret ve müşahadesi altında kendilerini görenler, ölümü her zaman hatırlarlar ve ona göre hazırlanmaya çalışırlar. İnsanların çoğu gaflet içinde olup, ölüme kendilerini yakın görmediklerinden, bir yakınları vefat edince feryadı basarlar, bağırır-çağırırlar. Bu gaflet kıyamete kadar devam edeceğinden, insanların da ölü arkasında, onun İyiliklerini anarak feryad etmeleri de devam edecektir.
İnsanlar çeşitli görüşlere sahİptirker; Öyle kİ, birinin ak dediğine diğerinin kara demesi kadar... Bir kısım Müslymanların âlim ve velî diye tanıyıp hürmet ettiklerine, diğer bazı MüeliimaSlar cahil ve zındık diyebiliyor. Hal böyle olunca, başkalarının soyuna ve ırzına dil uzatmalar, ayıplamalar devam eder. Nitekim tarih boyunca bunlara şahit olunmaktadır; ve Peygamberimizin haberleriyle de ümmet içinde bu hal devam edecektir.[777]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 395, /323
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Aclân Mevla Fatıma bt. Utbe (Aclân)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Cenaze, arkasından ağlamak, feryat etmek
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Nesep, nesebin önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
217206, İHS001059
Hadis:
1059 - أَخْبَرَنَا حَامِدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ شُعَيْبٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا سُرَيْجُ بْنُ يُونُسَ، قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ ابْنِ عَجْلَانَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، قَالَ: تَوَضَّأَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ عِنْدَ عَائِشَةَ، فَقَالَتْ: يَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ، أَسْبِغِ الْوُضُوءَ، فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، يَقُولُ: «وَيْلٌ لِلْعَرَاقِيبِ مِنَ النَّارِ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1059, 3/341
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Haris Süreyc b. Yunus el-Merverrûzî (Süreyc b. Yunus b. İbrahim)
7. Ebu Abbas Hâmid b. Şuayb el-Belhi (Hâmid b. Muhammed b. Şuayb b. Züheyr)
Konular:
Abdest, ayakların yıkanması (topuklarla beraber)
Abdest, eksiksiz almak gerekir
KTB, ABDEST
Öneri Formu
Hadis Id, No:
217264, İHS001078
Hadis:
1078 - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُصْعَبٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ الْكِنْدِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ، عَنْ، ابْنِ عَجْلَانَ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ: «رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَوَضَّأَ فَغَرَفَ غَرْفَةً [فَمَضْمَضَ وَاسْتَنْشَقَ، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ وَجْهَهُ، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً] فَغَسَلَ يَدَهُ الْيُمْنَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ يَدَهُ الْيُسْرَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَمَسَحَ بِرَأْسِهِ وَبَاطِنِ أُذُنَيْهِ وَظَاهِرِهِمَا، وَأَدْخَلَ أُصْبُعَيْهِ فِي أُذُنَيْهِ، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ رِجْلَهُ الْيُمْنَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ رِجْلَهُ الْيُسْرَى».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1078, 3/360
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
7. Ebu Ali Hüseyin b. Muhammed el-Beceli (Hüseyin b. Muhammed b. Musab b. Rüzeyk)
Konular:
Abdest, alınış şekli
Abdest, Hz. Peygamber'in
KTB, ABDEST
Öneri Formu
Hadis Id, No:
217275, İHS001086
Hadis:
1086 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ الْمُثَنَّى، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ، عَنِ ابْنِ عَجْلَانَ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ: «أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَوَضَّأَ فَغَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ وَجْهَهُ، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ يَدَهُ الْيُمْنَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ يَدَهُ الْيُسْرَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَمَسَحَ بِرَأْسِهِ وَأُذُنَيْهِ دَاخِلَهُمَا بِالسَّبَّابَتَيْنِ، وَخَالَفَ بِإِبْهَامَيْهِ إِلَى ظَاهِرِ أُذُنَيْهِ، فَمَسَحَ ظَاهِرَهُمَا وَبَاطِنَهُمَا، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ رِجْلَهُ الْيُمْنَى، ثُمَّ غَرَفَ غَرْفَةً فَغَسَلَ رِجْلَهُ الْيُسْرَى».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1086, 3/367
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
7. Ebu Ya'lâ el-Mevsılî (Ahmed b. Ali b. Müsenna b. Yahya b. İsa)
Konular:
Abdest, alınış şekli
Abdest, Hz. Peygamber'in
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة قال : لا تقولن قبح الله وجهك ووجه من أشبه وجهك فإن الله عز وجل خلق آدم صلى الله عليه وسلم على صورته
Açıklama: Yüzün önemli bir organ olduğunu teyid eden bu hadîs-i şerifteki, “Allah, Âdem'i kendi suretinde yarattı.” cümlesi üzerinde âlimlerin çeşitli görüş ve tefsirleri olmuştur:
1— Bir kısım âlimler, bunun mânâsını Allah'a bırakmışlar ve bunu söz konusu etmemişlerdir.
2— Bazı âlimler de bunun mânâsını te’vil etmiş ve ‘suret, sıfat mânâsındadır’, demişlerdir. Yani Cenab-ı Hak, Âdem'i, kendi sıfatlarına mazhar kılarak yaratmıştır. Allah Teâlâ’nın, ezelî ve kemâl sıfatları olan kelâm, semi', basar, ilim gibi, Âdem'de de mahlûk ve sonradan meydana gelme kelâm, semi', basar ve ilim sıfatları vardır. Allah insanı yarattığı gibi, insanda bu sıfatları da yaratmıştır. Ancak Allah'ın sıfatları ezelî ve ebedîdir, noksanlıklardan beridir. İnsanların sıfatları ise noksandır, geçicidir, değişkendir ve yok olmaya mahkûmdur.
3— Bir kısım âlimlere göre de, suretin Allah'a izafe edilmesi şeref içindir. Yani insanoğlunun şerefini beyan mânâsını taşır.
4— Bir kısmına göre, suret kelimesine bitişik zamir, Allah'a değil, Âdem'e râcidir. Yani Allah Teâlâ Âdem'i, âdem suretinde yarattı. Âdem yaratıldığı andaki şekil, boy ve biçimini ömrünün sonuna kadar muhafaza etti. Çocuktan büyüme şekli ile yaratılmadı, demektir. Bir de insan, başlangıçta da insan gibi yaratıldı, başka bir hayvandan tekâmül ederek bugünkü şekli almadı mânâsını taşır. Böylece Darwin nazariyesi ret edilmiş oluyor. Ayrıca Allah Âdem'i, insan şeklinde yarattı. Bu suretine başka hiç kimseyi ortak kılmadı. Sureti, kendisine ait bir surettir, denilmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163986, EM000173
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا بن عيينة عن بن عجلان عن سعيد عن أبى هريرة قال : لا تقولن قبح الله وجهك ووجه من أشبه وجهك فإن الله عز وجل خلق آدم صلى الله عليه وسلم على صورته
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed nakletti. > Dedi ki: Bize İbn Uyeyne > İbn ‘Aclân’dan > o da: Saîd’den > o da: Ebû Hureyre’den nakletti. Ebû Hureyre (radıyallahu anh) şöyle dedi: “Sakın ‘Allah senin yüzünü ve yüzü senin yüzüne benzeyenin yüzünü kara etsin!’, demeyiniz! Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah, Âdem sallallahu aleyhi ve sellem'i kendi suretinde yarattı.”
Açıklama:
Yüzün önemli bir organ olduğunu teyid eden bu hadîs-i şerifteki, “Allah, Âdem'i kendi suretinde yarattı.” cümlesi üzerinde âlimlerin çeşitli görüş ve tefsirleri olmuştur:
1— Bir kısım âlimler, bunun mânâsını Allah'a bırakmışlar ve bunu söz konusu etmemişlerdir.
2— Bazı âlimler de bunun mânâsını te’vil etmiş ve ‘suret, sıfat mânâsındadır’, demişlerdir. Yani Cenab-ı Hak, Âdem'i, kendi sıfatlarına mazhar kılarak yaratmıştır. Allah Teâlâ’nın, ezelî ve kemâl sıfatları olan kelâm, semi', basar, ilim gibi, Âdem'de de mahlûk ve sonradan meydana gelme kelâm, semi', basar ve ilim sıfatları vardır. Allah insanı yarattığı gibi, insanda bu sıfatları da yaratmıştır. Ancak Allah'ın sıfatları ezelî ve ebedîdir, noksanlıklardan beridir. İnsanların sıfatları ise noksandır, geçicidir, değişkendir ve yok olmaya mahkûmdur.
3— Bir kısım âlimlere göre de, suretin Allah'a izafe edilmesi şeref içindir. Yani insanoğlunun şerefini beyan mânâsını taşır.
4— Bir kısmına göre, suret kelimesine bitişik zamir, Allah'a değil, Âdem'e râcidir. Yani Allah Teâlâ Âdem'i, âdem suretinde yarattı. Âdem yaratıldığı andaki şekil, boy ve biçimini ömrünün sonuna kadar muhafaza etti. Çocuktan büyüme şekli ile yaratılmadı, demektir. Bir de insan, başlangıçta da insan gibi yaratıldı, başka bir hayvandan tekâmül ederek bugünkü şekli almadı mânâsını taşır. Böylece Darwin nazariyesi ret edilmiş oluyor. Ayrıca Allah Âdem'i, insan şeklinde yarattı. Bu suretine başka hiç kimseyi ortak kılmadı. Sureti, kendisine ait bir surettir, denilmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 173, /176
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
İnsan, yaratılış özellikleri
KTB, YARATILIŞ
Peygamberler, Hz. Adem'in yaratılışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158184, BS21437
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ : عَلِىُّ بْنُ أَحْمَدَ أَنْبَأَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ الصَّفَّارُ حَدَّثَنَا عَبَّاسٌ الأَسْفَاطِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَجْلاَنَ عَنْ مَوْلًى لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرٍ قَالَ : جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- بَيْتَنَا وَأَنَا صَبِىٌّ صَغِيرٌ فَذَهَبْتُ أَلْعَبُ فَقَالَتْ لِى أُمِّى : يَا عَبْدَ اللَّهِ تَعَالَ أُعْطِيكَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَا أَرَدْتِ أَنْ تُعْطِيهِ؟ ». قَالَتْ : أَرَدْتُ أَنْ أُعْطِيَهُ تَمْرًا. قَالَ :« أَمَا إِنَّكِ لَوْ لَمْ تَفْعَلِى لَكُتِبَتْ عَلَيْكِ كِذْبَةً ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Âmir (Abdullah b. Âmir b. Küreyz b. Rabî'a b. Habib)
2. Ziyad Mevla Abdullah b. Amir (Ziyad)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
6. Abbas b. Fadl el-Esfati (Abbas b. Fadl b. Muhammed)
7. Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr (Ahmed b. Ubeyd b. İsmail)
8. Ali b. Ahmed eş-Şîrâzî (Ali b. Ahmed b. Abdân b. Muhammed b. el-Ferec b. Said)
Konular:
Çocuk, hak ve sorumlulukları
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Yalan, yalan söylemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158979, BS021638
Hadis:
21638 - أَخْبَرَنَا أَبُو سَعْدٍ الزَّاهِدُ وَأَبُو الْحَسَنِ : مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى الْمَعْرُوفِ الْفَقِيهُ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرٍو إِسْمَاعِيلُ بْنُ نُجَيْدٍ السُّلَمِىُّ أَنْبَأَنَا أَبُو مُسْلِمٍ الْكَجِّىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« ثَلاَثَةٌ حَقٌّ عَلَى اللَّهِ عَوْنُهُمْ الْمُجَاهِدُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَالنَّاكِحُ يُرِيدُ الْعَفَافَ وَالْمُكَاتَبُ يُرِيدُ الأَدَاءَ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Mukateb 21638, 21/448
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
5. Ebû Müslim İbrahim b. Abdullah el-Keşşî (İbrahim b. Abdullah b. Müslim b. Mâiz)
6. Ebu Amr İsmail b. Nüceyd es-Sülemî (İsmail b. Nüceyd b. Ahmed b. Yusuf b. Salim b. Halid)
7. ibn Ebu Maruf Ebu Hasan Muhammed b. Muhammed el-Mihrecani (Muhammed b. Muhammed b. Hamza b. Ebu Maruf)
7. Ebu Sa'd Abdulmelik b. Muhammed el-Harkûşi (Abdulmelik b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, mazlumların yardımcısıdır
Cihad, Allah yolunda tozlanmak, çalışıp çabalamak
Cihad, cihada teşvik
Evlilik, fazileti
Köle, mükateb
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158446, BS21699
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحَسَنِ : عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمُقْرِئُ أَنْبَأَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : جَعَلَ رَجُلٌ يَشْتِمُ أَبَا بَكْرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ وَرَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- جَالِسٌ فَجَعَلَ يَعْجَبُ وَيَتَبَسَّمُ فَلَمَّا أَكْثَرَ ذَلِكَ رَدَّ عَلَيْهِ أَبُو بَكْرٍ بَعْضَ قَوْلِهِ فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَقَامَ فَلَحِقَهُ أَبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ كَانَ يَشْتِمُنِى وَأَنْتَ جَالِسٌ فَلَمَّا رَدَدْتُ عَلَيْهِ بَعْضَ قَوْلِهِ غَضِبْتَ وَقُمْتَ قَالَ :« فَإِنَّهُ كَانَ مَعَكَ مَنْ يَرُدُّ عَنْكَ فَلَمَّا رَدَدْتَ عَلَيْهِ قَعَدَ الشَّيْطَانُ فَلَمْ أَكُنْ لأَقْعُدَ مَعَ الشَّيْطَانِ ». ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« يَا أَبَا بَكْرٍ مَا مِنْ عَبْدٍ ظُلِمَ مَظْلِمَةً فَيُغْضِى عَنْهَا لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ إِلاَّ أَعَزَّ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ بِهَا نَصْرَهُ ». {ت} رَوَاهُ اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ بَشِيرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فِى قِصَّةِ أَبِى بَكْرٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ مُرْسَلاً دُونَ مَا فِى آخِرِهِ مِنَ التَّرْغِيبِ فِى الإِغْضَاءِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî (Muhammed b. Ebu Bekir b. Ali b. Ata b. Mukaddem)
6. Yusuf b. Yakub el-Kâdı (Yusuf b. Yakub b. İsmail b. Hammad b. Zeyd)
7. Hasan b. Muhammed el-Ezherî (Hasan b. Muhammed b. İshak b. İbrahim b. Ezher)
8. Ali b. Muhammed el-Mukrî (Ali b. Muhammed b. Ali b. Humeyd)
Konular:
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, kızması
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Teşvik edilenler, Zulme mani olmak
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ بن أَحْمَدَ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بن مُحَمَّدٍ،...... حَجَّاجُ بن مُحَمَّدٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، قَالَ: أَخْبَرَ زِيَادُ بن سَعْدٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بن عَجْلانِ، عَنْ عَامِرِ بن عَبْدِ اللَّهِ بن الزُّبَيْرِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وَسَلَّمَ:"كَانَ يَشِيرُ بِإِصْبَعِهِ إِذَا دَعَا، لا يُحَرِّكُهَا". قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ: وَزَادَ عَمْرُو بن دِينَارٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي عَامِرُ بن عَبْدِ اللَّهِ بن الزُّبَيْرِ، عَنْ أَبِيهِ:"أَنَّهُ رَأَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدْعُوُ كَذَلِكَ، وَيَتَحَامَلُ بِيَدِهِ الْيُسْرَى عَلَى رِجْلِهِ الْيُسْرَى".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
183776, MK13891
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ بن أَحْمَدَ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بن مُحَمَّدٍ،...... حَجَّاجُ بن مُحَمَّدٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، قَالَ: أَخْبَرَ زِيَادُ بن سَعْدٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بن عَجْلانِ، عَنْ عَامِرِ بن عَبْدِ اللَّهِ بن الزُّبَيْرِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وَسَلَّمَ:"كَانَ يَشِيرُ بِإِصْبَعِهِ إِذَا دَعَا، لا يُحَرِّكُهَا". قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ: وَزَادَ عَمْرُو بن دِينَارٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي عَامِرُ بن عَبْدِ اللَّهِ بن الزُّبَيْرِ، عَنْ أَبِيهِ:"أَنَّهُ رَأَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدْعُوُ كَذَلِكَ، وَيَتَحَامَلُ بِيَدِهِ الْيُسْرَى عَلَى رِجْلِهِ الْيُسْرَى".
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Ebu Haris Amir b. Abdullah el-Kuraşî (Amir b. Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Eyyüb b. Muhammed el-Vezzan er-Rakkî (Eyyüb b. Muhammed b. Ziyad b. Ferruh)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed el-Ahvazî (Abdullah b. Ahmed b. Musa b. Ziyâd)
Konular:
Dua, dua etme adabı
Hz. Peygamber, duaları
وأخبرنا أبو إسحاق ، أخبرنا شافع ، أخبرنا الطحاوي ، حدثنا المزني ، حدثنا الشافعي ، أخبرنا سفيان ، عن ابن عجلان ، عن محمد بن قيس ، عن عبد الله بن أبي قتادة ، عن أبي قتادة ، أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله ، أرأيت إن ضربت بسيفي هذا في سبيل الله صابرا محتسبا مقبلا غير مدبر أيكفر الله عني خطاياي ؟ فقال : « نعم » قال : فلما أدبر قال : « تعال ، هذا جبريل يقول : إلا أن يكون عليك دين » رواه مسلم عن سعيد بن منصور قال الشافعي في رواية الربيع : فإذا كان يحجبه مع الشهادة عن الجنة الدين ، فبين أن لا يجوز له الجهاد وعليه دين ، إلا أن يأذن له أهل الدين ثم ساق الكلام إلى أن قال : وعليه أن لا يجاهد إلا بإذن أبويه ، وإذا كانا على غير دينه فإنما يجاهد أهل دينهما فلا طاعة لهما عليه في ترك الجهاد ، وله الجهاد وإن خالفهما
قال أحمد : روينا في الحديث الثابت ، عن عبد الله بن عمرو ، أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فاستأذنه في الجهاد ، فقال : « أحي والداك ؟ » قال : نعم ، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : « ففيهما فجاهد »
Öneri Formu
Hadis Id, No:
202675, BMS005312
Hadis:
وأخبرنا أبو إسحاق ، أخبرنا شافع ، أخبرنا الطحاوي ، حدثنا المزني ، حدثنا الشافعي ، أخبرنا سفيان ، عن ابن عجلان ، عن محمد بن قيس ، عن عبد الله بن أبي قتادة ، عن أبي قتادة ، أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله ، أرأيت إن ضربت بسيفي هذا في سبيل الله صابرا محتسبا مقبلا غير مدبر أيكفر الله عني خطاياي ؟ فقال : « نعم » قال : فلما أدبر قال : « تعال ، هذا جبريل يقول : إلا أن يكون عليك دين » رواه مسلم عن سعيد بن منصور قال الشافعي في رواية الربيع : فإذا كان يحجبه مع الشهادة عن الجنة الدين ، فبين أن لا يجوز له الجهاد وعليه دين ، إلا أن يأذن له أهل الدين ثم ساق الكلام إلى أن قال : وعليه أن لا يجاهد إلا بإذن أبويه ، وإذا كانا على غير دينه فإنما يجاهد أهل دينهما فلا طاعة لهما عليه في ترك الجهاد ، وله الجهاد وإن خالفهما
قال أحمد : روينا في الحديث الثابت ، عن عبد الله بن عمرو ، أن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فاستأذنه في الجهاد ، فقال : « أحي والداك ؟ » قال : نعم ، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : « ففيهما فجاهد »
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Ma'rifetü's-sünen ve'l-âsâr, Siyer 5312, 6/503
Senetler:
1. Ebu Katade Haris b. Rib'î es-Sülemî (Haris b. Rib'î b. Beldeme es-Sülemî)
2. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Katade el-Ensarî (Abdullah b. Haris)
3. Muhammed b. Kays el-Kâs (Muhammed b. Kays)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. İdris eş-Şafii (Muhammed b. İdris b. Abbas b. Osman)
7. İsmail b. Yahya el-Müzenî (İsmail b. Yahya)
8. Ahmed b. Muhammed et-Tahavî (Ahmed b. Muhammed)
9. Ebu Nadr b. Ebu Avane (Şafi b. Muhammed b. Yakub b. İshak b. İbrahim)
10. İbrahim b. Muhammed el-Ermevî (İbrahim b. Muhammed b. Ahmed)
Konular:
Cihad, cihada teşvik
Cihad, cihadın öncelikle ifa edilmesi
KTB, CİHAD