Giriş

Bize Muhammed b. Yahya, ona Yezid b. Harun, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Nadra, ona Ebu Said,-i Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "(Sürüsünün başında) bir çobanın yanına geldiğin zaman, ona üç kez seslen. Eğer çağrına cevap verirse ne âlâ! (Ondan izin alıp süt içersin). Eğer bir ses çıkmazsa (yani görülemezse) bozgunculuk etmeksizin (sütü sağıp götürmeksizin) sürüsünün sütünden içebilirsin. Bir bahçe duvarının yanına geldiğin zaman da, bahçe sahibine üç defa seslen. Eğer çağrına cevap verirse ne âlâ! (Ondan izin alarak üründen yersin). Eğer bir ses çıkmazsa, bozgunculuk etmeksizin (ürünü götürmeksizin) yiyebilirsin."


    Öneri Formu
23650 İM002300 İbn Mâce, Ticaret, 67

Bize Süfyan b. Veki’, ona Abdula’la b. Abdula’la, ona el-Cüreyri, ona da Ebu Nadra Ebu Sai’d’in şöyle dediğini rivayet etti: "Ebu Musa, Ömer’in yanına girmek için ‘es-Selamu aleykum, girebilir miyim?’ dedi. Ömer ‘Bu bir’ dedi. Sonra Ebu Musa bir süre sesini çıkarmadı ve tekrar ‘es-Selamu aleykum girebilir miyim?’ diye sordu. Ömer ‘Bu iki’ dedi. Ebu Musa bir süre sessiz kaldı ve tekrar ‘es-Selamu aleykum girebilir miyim?’ dedi. Ömer ‘Bu üç’ dedi. Sonra Ebû Musa döndü gitti. Ömer kapıcısına ‘Ne yaptı?’ dedi. Kapıcı ‘Döndü gitti’ diye cevap verdi. Ömer ‘Onu bana getirin’ dedi. Ebu Musa geri gelince ‘Bu yaptığın iş nedir?’ diye sordu. Ebû Musa ‘Sünnet budur’ diye cevap verdi. Ömer, ‘Sünnet mi?’ dedin, Vallahi buna dair apaçık bir delil veya beyyine (şâhit) getireceksin ya da ben sana yapacağımı bilirim’ dedi. Ebû Saîd olayın devamını şöyle anlattı: 'Ömer’in bu emri üzerine Ebû Musa yanımıza geldi. O sırada Ensâr’dan birkaç arkadaşla (oturmakta idik.) Bize ‘Ey Ensâr topluluğu! Müslümanlardan Rasûlullah’ın (sav) hadislerini en iyi bilen sizler değil misiniz? Hz. Peygamber (sav) 'İzin istemek, üç defadır, eğer izin verilirse, gir; verilmezse dön' buyurmadı mı?’ diye sordu. Bunun üzerine oradakiler kendisiyle şakalaşmaya başladılar. Ebû Saîd şöyle devam etti: 'Sonra başımı Ebu Musa’ya doğru kaldırdım ve bu konuda sana her ne ceza verilirse ortağım’ dedim. Ebû Musa, Ömer’e vararak durumu kendisine bildirdi. Bunun üzerine Ömer ‘bunu bilmiyordum’ dedi." [Bu konuda Ali ve Sa’d’ın azadlısı Ümmü Tarık’tan da rivâyet edilen hadis vardır. (Tirmizî şöyle dedi:) "Bu hadis hasendir. Cüreyri’nin ismi Sa’îd b. İyas’tır, Ebû Mes’ûd diye künyelenir. Bu hadisi Cüreyrî’den başkası da Ebû Nadre’den rivâyet etmiştir. Ebû Nadre el Abdî’nin adı, Münzir b. Mâlik b. Kut’a’dır."]


    Öneri Formu
15873 T002690 Tirmizi, İsti’zan ve Âdâb, 3


    Öneri Formu
24550 İM002365 İbn Mâce, Ahkâm, 29


    Öneri Formu
25239 İM002433 İbn Mâce, Sadakât, 20

Bize Amr en-Nakıd, ona İsmail b. Uleyye, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Nadre, Ebu Said'in şöyle anlattığını rivayet etti: Hayber’in fethinden daha yeni çıkmıştık ki Rasulullah'ın (sav) ashabı olarak bizler, bu bitkiyi –sarımsağı- yemek durumunda kaldık. Halk açtı. Bu sebeple sarımsaklardan patlayasıya yedik; sonra mescide gittik. Rasul-i Ekrem (sav) kokuyu alınca; "her kim bu pis kokulu bitkiden yemişse sakın mescidde bize yaklaşmasın!" buyurdu. Bunun üzerine cemaat; sarımsak haram kılındı, sarımsak haram kılındı dedi. Cemaatin bu sözü, Hz. Peygamber'in (sav) kulağına gidince; "ey insanlar! Allah'ın bana helal kıldığı bir şeyi haram etmek benim elimde değildir. Fakat sarımsak, kokusundan hoşlanmadığım bir bitkidir" buyurdu.


    Öneri Formu
4445 M001256 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 76

Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşar, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ebu Mesleme, ona Ebu Nadra, ona Ebu Said; (T) Bize Ahmed b. Hasan b. Hirâş, ona Şebâbe, ona Şube, ona el-Cüreyrî ve Said b. Yezid, onlara da Ebu Nadra bu hadisi Ebu Said el-Hudrî rivayet etmiştir. Bu senedlerle gelen rivayet Bişr b. Mufaddal'in Ebu Seleme'den naklettiği rivayetin manasındadır.


    Öneri Formu
279538 M005630-8 Müslim, Âdâb, 35


    Öneri Formu
961 M004102 Müslim, Müsakat, 112


    Öneri Formu
14258 M007213 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 67


    Öneri Formu
33590 D004667 Ebu Davud, Sünne, 12


    Öneri Formu
47001 DM002859 Darimi, Rikak, 96