Giriş


Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
49580 HM011089 İbn Hanbel, III, 11


    Öneri Formu
732 M000178 Müslim, İman, 79


    Öneri Formu
13863 İM001275 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 155

Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İsmail b. Reca, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî; (T) Bize Kays b. Müslim, Tarık b. Şihab'dan, o da Ebu Said el-Hudrî’den (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir bayram günü Mervan minberi namazgâha çıkardı ve namazdan önce hutbe okumaya başladı. Bir adam kalktı ve dedi ki: Ey Mervan, sünnete aykırı hareket ettin; bayram günü namazgâha minber çıkardın, halbuki daha önce çıkarılmazdı. Ayrıca hutbeyi okumaya da namazdan önce başladın. Ebu Said el-Hudrî; Bu adam kimdir? diye sordu. Falancanın oğlu filandır dediler. Bunun üzerine Ebu Said, bu adam üzerine düşeni yapmıştır. Ben, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim bir kötülük görür de onu eliyle değiştirmeye gücü yeterse, eliyle değiştirsin! Buna gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse, kalbiyle ona karşı çıksın. Bu, imanın en zayıf halidir."


Açıklama: Burada iki hususa itiraz edilmektedir. Birincisi bayram namazı için namazgâha minber çıkarılmasıdır. Hz. Peygamber döneminde bayram namazları açık arazide kılınır, namazdan sonar Rasulullah (sav) kalkıp hutbe okurdu. Hadisteki olayın cereyan ettiği sırada Medine valisi olan Mervan, hutbe için araziye minber koydurmuştu. Rivayete göre bu minberi de Kesir b. Salt yapmıştı. Hz. Peygamber döneminde böyle bir şey yapılmadığı için buna itiraz edilmişti. İtiraza konu olan ikinci husus, hutbenin namazdan önce okunmasıdır. Hz. Peygamber döneminde bayram hutbesi namazdan genelde sonra okunurdu. Ancak Buhârî ve diğer kaynaklarda Rasulullah, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde de hutbenin namazdan önce okunduğuna dair rivayetler yer almaktadır. Ulemanın çoğunluğuna göre hutbe her ne kadar namazdan sonra ise de, önce okunduğu zaman da yine câiz olur. Çünkü o, vâcib değildir. Hanefîler, bayram hutbesinin namaza takdimini câiz görmekle birlikte sünnete muhâlif bularak mekrûh sayarlar. Şâfiîler, sünnete uygun olması için namazdan sonra iâdesini öngörürler. Ancak iâde edilmese de namaz sahîh olur. Mâlikîler’e göre, hatibe namazdan sonra hutbeyi iâde etmesi emrolunur. Burada asıl üzerinde durulması gereken husus, hadisin son cümlesidir. Burada iyiliği emredip kötülüğe mani olmak emredilmektedir. Toplumda böyle bir cemâatin mevcudiyeti, Kur’ân-ı Kerîm’in de emridir. toplumda iyiliği emredip kötülüğe mani olan bir cemâatin bulunması farz-ı kifâyedir. Hiç kimse bu görevi yerine getirmezse, bütün toplum sorumlu olur. Ancak bir insanın kendi çocuklarına ve hanımına karşı, genel bir ifâde ile âmirin memûruna, Devlet Reisinin halkına karşı bu görevi yapması, farz-ı kifâyeden de öte bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunun farz-ı ayın olduğunu söylemek, yanlış olmasa gerektir.

    Öneri Formu
8357 D001140 Ebu Davud, Salat, 239, 242


Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
51797 HM011512 İbn Hanbel, III, 52


    Öneri Formu
31123 İM004013 İbn Mâce, Fiten, 20


    Öneri Formu
275533 D004340-3 Ebu Davud, Melahim, 17


    Öneri Formu
275534 D004340-4 Ebu Davud, Melahim, 17


    Öneri Formu


    Öneri Formu
143025 BS006271 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 424