Giriş

Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Buhara’da Ebû Nasr Ahmed b. Sehl el-Fakîh, ona Ebû Ismet Sehl b. el-Mütevekkil el-Buhârî, ona Abdullah b. Mesleme el-Ka’nebî rivayet etmiştir. (T) Yine bize Ebû Ali er-Rûzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Bekir, ona Ebû Davud, ona Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Tahlâ’, ona Mıhsan b. Ali, ona Avf b. el-Hâris, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim güzelce abdest alır, sonra camiye gider ve insanların namazlarını kılmış olduklarını görürse, Cenâb-ı Hak ona, namazı kılanların ve orada hazır bulunanların alacağı mükâfat kadar ecir verir, o insanların alacakları mükâfattan da hiçbir şey eksilmez.”


    Öneri Formu
141843 BS005074 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 100


Açıklama: 1. BS11523, Muhammed b. Hüseyn el-Mettusi'nin ölüm tarihi 415, ömrü 80 yıl görünüyor. hadis aldığı kişi Abu Muhammed Abdullah b. Cafer'in ölüm tarihi 334 görünüyor. bu tarihler ikisinin hocalık talebelik açısından sorunlu kılıyor. bu durumda ravilerin açılımda bir sorun var, ya da senedde kopukluk var. 2. Seneddeki tahvilden dolayı ravi sıralamasında bir karışıklık var gibi, yeniden bakılmalı?? nevzat tartı

    Öneri Formu
148264 BS011449 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 97


Açıklama: Buhârî'nin şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
66817 HM019129 İbn Hanbel, IV, 327


    Öneri Formu
46355 DM002768 Darimi, Rikak, 17


    Öneri Formu
86570 MA015898 Musannef-i Abdurrezzak, VIII, 458

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Tahlâ, ona Muhsin b. Ali, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Abdest alıp bu layıkıyla yapan, sonra (mescide) giden (ancak), insanları namazı kılmış olarak bulana Allah (cc), namazı kılıp (cemaate) hazır bulunanın sevabı gibi (sevap) bahşeder. Bu, (cemaatin) sevabından bir şey eksiltmez."


    Öneri Formu
5633 D000564 Ebu Davud, Salat, 51

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Hz. Peygamber'in eşi Aişe'nin ana bir erkek kardeşinin oğlu Avf b. Malik b. et-Tufeyl b. Haris şöyle demiştir: "Satış ya da hediye yoluyla, Hz. Aişe'nin verdiği bir şeyden dolayı, Abdullah b. Zübeyir'in 'O, ya bundan vazgeçer ya da ben ona bunu yasaklarım' dediği Hz. Aişe'ye iletildi. Bunun üzerine Aişe 'Abdullah böyle mi söyledi?' diye sordu. Oradakiler 'Evet' dediler. Aişe 'Öyleyse, Abdullah b. Zübeyir ile ebediyen konuşmamak da benim adağım olsun' dedi. Bu küslük uzun sürünce (Abdullah b. Zübeyir barışmak istedi) fakat Aişe 'Allah'a yemin olsun ki, hayır asla aracı kabul etmem ve dağımı bozmam' dedi. Küslük iyice uzayınca, Abdullah b. Zübeyir, Zühre oğullarından Misver b. Mahreme ile Abdurrahman b. Esved b. Abdüyeğus ile konuştu ve onlara 'Allah rızası için sizden, beni muhakkak Aişe'nin huzuruna götürmenizi istirham ediyorum. Zira Aişe'nin, hala daha benimle küs kalmak üzere adağını sürdürmesi, ona helal değildir' dedi. Bunun üzerine Misver ve Abdurrahman örtülerine bürünerek (yanlarına Abdullah'ı da alıp) Aişe'nin yanına varıp içeri girmek üzere 'Allah'ın selamı ve bereketi senin üzerine olsun. Huzuruna gelebilir miyiz?' diyerek izin istediler. Aişe de 'Geliniz' diye izin verdi. Onlar 'Hepimiz mi gelelim?' dediklerinde, Aişe 'Evet, hepiniz geliniz' dedi. Aişe onların yanında Abdullah b. Zübeyir'in olduğunu bilmiyordu. Onlar içeri girerken Abdullah b. Zübeyir de onlarla birlikte girdi. Aişe'ye sarıldı, ondan kendisini affetmesini istemeye ve ağlamaya başladı. Bu arada Misver ve Abdurrahman ısrarla Aişe'den onunla konuşmasını ve onu affetmesini talep ederek 'Rasulullah (sav) senin yapmış olduğun bu ayrılığı yasaklayıp 'Şüphesiz bir Müslümanın, mümin bir kardeşine üç geceden fazla küsmesi helal olmaz' buyurmuştur' dediler. Onlar Aişe'ye (bu hadisi) hatırlatarak baskı ve ısrarlarını arttırdıkça, Aişe de onlara yeminini hatırlatmaya ve ağlayarak 'Ben onunla konuşmayacağıma dair kendimi Allah'a çok ağrı bir yemin ettim' demeye devam etti. Ancak onlar Abdullah b. Zübeyir ile konuşuncaya kadar ısrar ettiler. Nihayet Aişe, İbn Zübeyir ile konuştu ve yeminin kefareti olarak kırk tane köleyi azat etti. Bundan sonra da devamlı bu yeminini anar ve gözyaşları başörtüsünü ıslatıncaya kadar ağlardı."


    Öneri Formu
20587 B006073 Buhari, Edeb, 62

Bize İshak b. İbrahim, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona İbn Tahla (el-Medenî), ona Muhsın b. Ali el-Fihrî, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır, bunu da güzelce yaparsa, sonra da mescide gitme niyetiyle yola çıkar ve orada insanları namaz kılar halde bulursa, Allah ona da namaz kılanların sevabı kadar sevap yazar. Üstelik bu, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksiltmez."


    Öneri Formu
23731 N000856 Nesai, İmâmet, 52

Bize Muhammed b. Adem, ona Abde, ona Hişam, ona Avf b. Haris, ona Rümeyse şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme'den (r.anha) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) hanımları ona şöyle demişler: Hz. Peygamber'e (sav), 'insanlar hediyelerini vermek için Aişe’nin yanında olacağınız günü araştırmaktadırlar. Aişe'nin sevdiği gibi biz de hayırları severiz' de. Ümmü Seleme (r.anha) bu sözleri Hz. Peygamber'e söylemiş ancak Hz. Peygamber (sav) cevap vermemiş. Tekrar kendi sırası geldiğinde aynı ifadeleri kullanmış, Hz. Peygamber (sav) yine cevap vermemiş. Hz. Peygamber'in (sav) hanımları 'sana ne cevap verdi' diye sorduklarında, Ümmü Seleme 'cevap vermedi' karşılığını vermiş. Peygamber (sav) hanımları 'sana cevap verinceye veya bu konuya dair bir söz söyleyinceye kadar işin peşini bırakma' demişler. Tekrar sıra kendisine geldiğinde aynı sözleri söylemiş, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Aişe ile ilgili hususlarda bana sıkıntı çıkartma! Çünkü Aişe’den başka hiçbirinizin yatağında bana vahiy gelmemiştir". Ebu Abdurrahman en-Nesâî "Bu iki hadis Abde'den sahih olarak rivayet edilmiştir" dedi.


    Öneri Formu
28055 N003402 Nesai, Işratü'n-Nisa', 3


    Öneri Formu
164403 EM000397 Buhari, Edebü'l-Müfred, 188