Öneri Formu
Hadis Id, No:
32349, İM004245
Hadis:
حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ الرَّمْلِىُّ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ عَلْقَمَةَ بْنِ حَدِيجٍ الْمَعَافِرِىُّ عَنْ أَرْطَاةَ بْنِ الْمُنْذِرِ عَنْ أَبِى عَامِرٍ الأَلْهَانِىِّ عَنْ ثَوْبَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ : « لأَعْلَمَنَّ أَقْوَامًا مِنْ أُمَّتِى يَأْتُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِحَسَنَاتٍ أَمْثَالِ جِبَالِ تِهَامَةَ بِيضًا فَيَجْعَلُهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ هَبَاءً مَنْثُورًا » . قَالَ ثَوْبَانُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ صِفْهُمْ لَنَا جَلِّهِمْ لَنَا أَنْ لاَ نَكُونَ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لاَ نَعْلَمُ . قَالَ : « أَمَا إِنَّهُمْ إِخْوَانُكُمْ وَمِنْ جِلْدَتِكُمْ وَيَأْخُذُونَ مِنَ اللَّيْلِ كَمَا تَأْخُذُونَ وَلَكِنَّهُمْ أَقْوَامٌ إِذَا خَلَوْا بِمَحَارِمِ اللَّهِ انْتَهَكُوهَا » .
Tercemesi:
Bize İsa b. Yunus er-Remlî, ona Ukbe b. Alkame b. Hadîc el-Meâfirî, ona Ertât b. el-Münzir, ona Ebû Âmir el-Elhânî, ona da Sevbân’ın (ra.) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Ümmetimden birtakım kimseleri bilirim ki onlar kıyamet günü Tihâme dağları gibi büyük ve bembeyaz sevaplar getirirler, ama Azîz ve Celîl olan Allah o sevapları saçılmış tozlar hâline getirir.” Sevbân;
“- Ey Allah’ın rasûlü, farkında olmadan onlar gibi olmamamız için, bize onların özelliklerini söyle!” dedi. Rasûlullah (sav.) şöyle karşılık verdi:
“- Onlar sizin kardeşleriniz ve sizin cinsinizden insanlardır. Sizin gece ibadetinden nasibinizi aldığınız gibi onlar da nasiplerini alırlar. Ancak onlar, tenhalarda Allah'ın yasak kıldığı şeylerle başbaşa kaldıkları zaman o yasakların sınırlarını çiğnerler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 29, /688
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Ğâbir Abdullah b. Ğâbir el-Elhânî (Abdullah b. Ğâbir)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Ukbe b. Alkame el-Meâferî (Ukbe b. Alkame)
5. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Günah, günahlardan uzak durmak ve günahta ısrar etmemek
Günahı, günahı örtmek, masiyeti gizlemek gerekir
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Takva, ulaşmanın yolları
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
176775, MK15767
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو زُرْعَةَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بن عَمْرٍو، حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بن عَيَّاشٍ، عَنْ أَرْطَاةَ بن الْمُنْذِرِ، عَنْ مهاصرِ بن حَبِيبٍ، عَنِ الْعِرْبَاضِ بن سَارِيَةَ، قَالَ: وَعَظَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْدَ صَلاةِ الْغَدَاةِ مَوْعِظَةً بَلِيغَةً ذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُونُ، وَوَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ، فَقَالَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِهِ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ هَذِهِ مَوْعِظَةَ مُوَدِّعٍ، فَقَالَ:"أُوصِيكُمْ بِتَقْوَى اللَّهِ، وَالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَإِنْ كَانَ عَبْدًا حَبَشِيًّا، فَإِنَّهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ فَسَيَرَى اخْتِلافًا كَثِيرًا، فَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الأُمُورِ فَإِنَّهَا بِدْعَةٌ، فَمَنْ أَدْرَكَ ذَلِكَ مِنْكُمْ فَعَلَيْهِ بِسُنَّتِي، وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ، عَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ".
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Necih İrbad b. Sariye es-Sülemî (İrbad b. Sariye)
2. Ebu Damre Muhasir b. Habib ez-Zübeydi (Muhasir b. Habib b. Suheyb)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
6. Ebu Züra ed-Dımeşki (Abdurrahman b. Amr b. Abdullah b. Safvan b. Amr)
Konular:
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Vasiyet, Hz. Peygamber'in
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا أَشْعَثُ بْنُ شُعْبَةَ حَدَّثَنَا أَرْطَاةُ بْنُ الْمُنْذِرِ قَالَ سَمِعْتُ حَكِيمَ بْنَ عُمَيْرٍ أَبَا الأَحْوَصِ يُحَدِّثُ عَنِ الْعِرْبَاضِ بْنِ سَارِيَةَ السُّلَمِىِّ قَالَ نَزَلْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم خَيْبَرَ وَمَعَهُ مَنْ مَعَهُ مِنْ أَصْحَابِهِ وَكَانَ صَاحِبُ خَيْبَرَ رَجُلاً مَارِدًا مُنْكَرًا فَأَقْبَلَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ أَلَكُمْ أَنْ تَذْبَحُوا حُمُرَنَا وَتَأْكُلُوا ثَمَرَنَا وَتَضْرِبُوا نِسَاءَنَا فَغَضِبَ يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ
"يَا ابْنَ عَوْفٍ ارْكَبْ فَرَسَكَ ثُمَّ نَادِ أَلاَ إِنَّ الْجَنَّةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لِمُؤْمِنٍ وَأَنِ اجْتَمِعُوا لِلصَّلاَةِ." قَالَ فَاجْتَمَعُوا ثُمَّ صَلَّى بِهِمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَامَ فَقَالَ
"أَيَحْسَبُ أَحَدُكُمْ مُتَّكِئًا عَلَى أَرِيكَتِهِ قَدْ يَظُنُّ أَنَّ اللَّهَ لَمْ يُحَرِّمْ شَيْئًا إِلاَّ مَا فِى هَذَا الْقُرْآنِ أَلاَ وَإِنِّى وَاللَّهِ قَدْ وَعَظْتُ وَأَمَرْتُ وَنَهَيْتُ عَنْ أَشْيَاءَ إِنَّهَا لَمِثْلُ الْقُرْآنِ أَوْ أَكْثَرُ وَأَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَمْ يُحِلَّ لَكُمْ أَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتَ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلاَّ بِإِذْنٍ وَلاَ ضَرْبَ نِسَائِهِمْ وَلاَ أَكْلَ ثِمَارِهِمْ إِذَا أَعْطَوْكُمُ الَّذِى عَلَيْهِمْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18895, D003050
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا أَشْعَثُ بْنُ شُعْبَةَ حَدَّثَنَا أَرْطَاةُ بْنُ الْمُنْذِرِ قَالَ سَمِعْتُ حَكِيمَ بْنَ عُمَيْرٍ أَبَا الأَحْوَصِ يُحَدِّثُ عَنِ الْعِرْبَاضِ بْنِ سَارِيَةَ السُّلَمِىِّ قَالَ نَزَلْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم خَيْبَرَ وَمَعَهُ مَنْ مَعَهُ مِنْ أَصْحَابِهِ وَكَانَ صَاحِبُ خَيْبَرَ رَجُلاً مَارِدًا مُنْكَرًا فَأَقْبَلَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ أَلَكُمْ أَنْ تَذْبَحُوا حُمُرَنَا وَتَأْكُلُوا ثَمَرَنَا وَتَضْرِبُوا نِسَاءَنَا فَغَضِبَ يَعْنِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ
"يَا ابْنَ عَوْفٍ ارْكَبْ فَرَسَكَ ثُمَّ نَادِ أَلاَ إِنَّ الْجَنَّةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لِمُؤْمِنٍ وَأَنِ اجْتَمِعُوا لِلصَّلاَةِ." قَالَ فَاجْتَمَعُوا ثُمَّ صَلَّى بِهِمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَامَ فَقَالَ
"أَيَحْسَبُ أَحَدُكُمْ مُتَّكِئًا عَلَى أَرِيكَتِهِ قَدْ يَظُنُّ أَنَّ اللَّهَ لَمْ يُحَرِّمْ شَيْئًا إِلاَّ مَا فِى هَذَا الْقُرْآنِ أَلاَ وَإِنِّى وَاللَّهِ قَدْ وَعَظْتُ وَأَمَرْتُ وَنَهَيْتُ عَنْ أَشْيَاءَ إِنَّهَا لَمِثْلُ الْقُرْآنِ أَوْ أَكْثَرُ وَأَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَمْ يُحِلَّ لَكُمْ أَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتَ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلاَّ بِإِذْنٍ وَلاَ ضَرْبَ نِسَائِهِمْ وَلاَ أَكْلَ ثِمَارِهِمْ إِذَا أَعْطَوْكُمُ الَّذِى عَلَيْهِمْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsa, ona Eş'as b. Şube, ona Ertâ b. Münzir, ona Ebu Ahves Hakim b. Umeyr, ona da İrbad b. Sariye şöyle haber vermiştir. Hz. Peygamberle (sav) ashabından yanında olan bazılarıyla beraber Hayber'de konakladık. Hayber'in yöneticisi inatçı ve boyun eğmeyen bir adamdı. Hz. Peygamber'e (sav) gelerek Ey Muhammed! Sizin eşeklerimizi kesmeniz, ürünlerimizi yemeniz ve kadınlarımızı dövmeniz doğru mudur? dedi. Hz. Peygamber (sav) bu duruma öfkelenip şöyle dedi:
"Ey İbn Avf! Atına bin, sonra da insanlara şöyle seslen. Dikkat edin! cennet sadece müminler içindir. Namaz için toplanınız!" İnsanlar toplandılar ve Hz. Peygamber (sav) de namaz kıldırdıktan sonra onlara şöyle hitap etti.
"Sizden biriniz koltuğuna yaslanmış bir şekilde vehmederek, şu Kur'an'da olanlardan başka hiçbir şeyin haram olmadığını mı tahmin ediyor? Allah'a yemin olsun ki, benim size anlattığım, emrettiğim veya yasakladığım şeyler (hüküm bakımından) Kur'an gibidir veya ondan da fazladır. Allah Teala, vermeleri gereken cizyeyi ödedikleri takdirde size Ehli Kitab'ın evlerine izinsiz girmenizi, kadınlarını dövmenizi, ürünlerini yemenizi helal kılmadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 33, /712
Senetler:
1. Ebu Necih İrbad b. Sariye es-Sülemî (İrbad b. Sariye)
2. Hakim b. Umeyr eş-Şâmî (Ebu Ahves Hakîm eş-Şâmî)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Ebu Ahmed Eş'as b. Şube el-Messîsî (Eş'as b. Şube)
5. Muhammed b. İsa el-Bağdadî (Muhammed b. İsa b. Necîh)
Konular:
Siyer, Hayber günü
Sünnet, sünnete uymak
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35931, DM000056
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَرْطَاةُ بْنُ الْمُنْذِرِ عَنْ ضَمُرَةَ بْنِ حَبِيبٍ قَالَ سَمِعْتُ مَسْلَمَةَ السَّكُونِىَّ - وَقَالَ غَيْرُ مُحَمَّدٍ : سَلَمَةَ السَّكُونِىَّ - قَالَ : بَيْنَمَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذْ قَالَ قَائِلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ أُتِيتَ بِطَعَامٍ مِنَ السَّمَاءِ؟ قَالَ :« نَعَمْ أُتِيتُ بِطَعَامٍ ». قَالَ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ هَلْ كَانَ فِيهِ مِنْ فَضْلٍ؟ قَالَ :« نَعَمْ ». قَالَ : فَمَا فُعِلَ بِهِ ؟ قَالَ : « رُفِعَ إِلَى السَّمَاءِ وَقَدْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنِّى غَيْرُ لاَبِثٍ فِيكُمْ إِلاَّ قَلِيلاً ، ثُمَّ تَلْبَثُونَ حَتَّى تَقُولُوا مَتَى مَتَى؟ ثُمَّ تَأْتُونِى أَفْنَاداً يُفْنِى بَعْضُكُمْ بَعْضاً ، بَيْنَ يَدَىِ السَّاعَةِ مُوتَانٌ شَدِيدٌ ، وَبَعْدَهُ سَنَوَاتُ الزَّلاَزِلِ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbnu'l-Mübârek rivayet edip (dedi ki)bana Muâviye b. Yahya rivayet edip (dedi ki) bize Ertât İbnu'1-Munzir, Damra b. Habib'den rivayet etti ki, o şöyle demiş:Ben Mesleme es-Sekhuni'nin -Muhammed'den başkası, Seleme es-Sekûni demiş.- şöyle dediğini işittim. Bir ara biz Resûlullah'ın (sav) yanındaydık. Derken bir adam; "Ya Resûlallah, dedi, sana gökten yemek verildi mi?" "Evet, buyurdu, bana yemek verildi." (Soran adam devamla) "Ya Nebiyallah! Ondan artan oldu mu?" dedi. "Evet" buyurdu. "Peki o ne yapıldı?" dedi. Buyurdu ki: "Göğe kaldırıldı. Bana muhakkak vahyedilmiştir ki ben içinizden başka değil, ancak az (bir zaman) kalacağım. Sonra siz; (kıyamet) ne zaman, ne zaman?" deyinceye kadar kalacaksınız. Ardından, kiminiz kiminizi yok ettiğiniz dağınık topluluklar halinde (kıyamette) bana geleceksiniz. Kıyametin kopmasından, önce şiddetli çokça ölüm (ölet, kıran) olacak, bundan sonra da zelzele yılları (gelecek)tir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 9, 1/200
Senetler:
1. Seleme b. Nüfeyl el-Hadrami (Seleme b. Nüfeyl)
2. Ebu Utbe Damra b. Habib ez-Zübeydî (Damra b. Habib b. Suheyb)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Muaviye b. Yahya eş-Şamî (Muaviye b. Yahya)
5. Muhammed b. Mübarek el-Kuraşî (Muhammed b. Mübarek b. Ya'la)
Konular:
Hz. Peygamber, mucizeleri
Kıyamet, ahvali
Tarih Algısı
Tarih algısı, Hz. Peygamber'den sonra ümmetinin tabakalara ayrıldığı
حدثنا عصام بن خالد قال حدثنا أرطاة بن المنذر قال سمعت يعنى أبا عامر الحمصي قال : كان ثوبان يقول ما من رجلين يتصارمان فوق ثلاثة أيام فيهلك أحدهما فماتا وهما على ذلك من المصارمة إلا هلكا جميعا وما من جار يظلم جاره ويقهره حتى يحمله ذلك على أن يخرج من منزله إلا هلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163538, EM000127
Hadis:
حدثنا عصام بن خالد قال حدثنا أرطاة بن المنذر قال سمعت يعنى أبا عامر الحمصي قال : كان ثوبان يقول ما من رجلين يتصارمان فوق ثلاثة أيام فيهلك أحدهما فماتا وهما على ذلك من المصارمة إلا هلكا جميعا وما من جار يظلم جاره ويقهره حتى يحمله ذلك على أن يخرج من منزله إلا هلك
Tercemesi:
— (33-s) Sevban'ın (Radiyailahü anha) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«— üç günden ziyade dargınlıklarını devam ettiren iki adamdan biri helak olur;,eğer bu dargınlık üzerine ikisi de ölürlerse, her ikisi toptan helak olmuşlardır. Komşusuna, evinden çıkıncaya dek zulmeden ve onu bask? altında tutan kimse, muhakkak helak olmuştur.»[253]
Hazreti Peygambere kadar yükseltilmeyen bu haberin taşıdığı komşu hakkındaki manâ, 124 ve 125; hadîs-i şerîflerinkine uygun düşmektedir. Müslümanların birbirlerine karşı dargınlığı ile ilgili kısım, ileride 298. hadîs-i şerifle ilgili olduğundan tafsilâtı orada bulunacaktır.
S e v b a n kimdir? :
Sahabeden ve Resûlülîah (Sallallahü Aleyhi ve Seilem)"\n azadhlanndan-dır. Yemen deki Himyer kavminden olup, esir düştüğü sırcda Hz. Peygamber tarafından satın alınarak azad edildi. Hürriyete kavuştuktan sonra, Resûlüllah in hizmetinden ve yanından hiç ayrılmadı, İrtihallerİne kadar ehl-i beytten sayılma şerefine nail olarak beraberlerinde bulundu. Künyesi Ebu Abdullah 'dır. Kendisinden birçok hadîs-i şerif nakledilmiştir.
Rivayet edildiğine göre, bir gün Hazreti Peygamber şöyle buyurdu :
«— Kim insanlardan bir şey istemiyeceğini tekeffül eder bana söz verirse, ben de ona Cenneti tekeffül ederim.»
Sevban :
«— Ben!» diye söz verdi ve ölünceye kadar hiç kimseden bir şey istemedi.
Resûlüllah'ın İrtihalinden sonra Şam'a gidip'Remle[254] denilen yerde ikâmet etti. Sonra Humus a geçti ve orada kendine bir ev edindi. Hicretin 54. yılında Humus'da vefat etti. Allah ondan razı olsun.[255]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 127, /145
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Ğâbir Abdullah b. Ğâbir el-Elhânî (Abdullah b. Ğâbir)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Ebu İshak İsam b. Halid el-Hadramî (İsam b. Halid)
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Sosyalleşme, temel prensipler