Giriş


    Öneri Formu
10924 D001662 Ebu Davud, Zekât, 32

Bize Abdulaziz b. Yahya el-Harrânî, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Ebu Cafer, ona Eban b. Salih, ona Mücahid, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Berîre, Ebu Ahmed ailesinin bir kölesi olan Muğîs'in karısı iken âzâd edilmişti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onu kocası hakkında muhayyer bıraktı ve kendisine; "kocan sana yaklaşacak olursa, muhayyerliğin kalmaz," buyurdu.


Açıklama: Bu rivâyet, kocası da köle olan bir câriye özgürlüğüne kavuştuğunda nikâhı feshedip etmemekte muhayyer olduğunu göstermektedir.

    Öneri Formu
13245 D002236 Ebu Davud, Talak, 20, 21

Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris ez-Zühlî ile Muhammed b. el-Müsenna ve Ömer b. el-Hattab rivayet ettiler. Muhammed şöyle dedi: Bize Ebu'l-Asbağ el-Cezerî Abdülaziz b. Yahya, ona Muhammed b. Seleme, ona Ebu Abdurrahim Halid b. Ebu Yezid, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Mersed b. Abdullah ona da Ukbe b. Âmir'in (ra) rivayet ettiğine göre; Hz. Peygamber (sav) bir adama; "seni falan kadınla evlendirmemi ister misin?" diye sordu. Adam, evet dedi. Hz. Peygamber sonra kadına; "seni falanca kişi ile evlendirmemi ister misin?" dedi. O da evet deyince, bunları evlendirdi. Adam, bir mehir tayin etmeden ve kadına bir şey de vermeden gerdeğe girdi. Adam Hudeybiye seferine katılanlardan biriydi; dolayısıyla Hayber'den bir hissesi vardı. Ölürken şunları söyledi: Rasulullah sav) beni falan kadınla evlendirmişti, ama ben onun için mehir tayin etmemiş ve kendisine de bir şey vermemiştim. Şimdi sizleri şahit kılıyorum ki, ben Hayber'deki hissemi karıma mehir olarak verdim. Kadın da orayı aldı ve kocasının ölümünden sonra yüz bin dirheme sattı. [Ebû Davud dedi ki: Ravilerden Ömer b. el-Hattab (Ebu Hars es-Sicistânî) daha uzun olan hadisinin başına şunu da ilave etti. Rasulullah (sav) "nikahın en hayırlısı, en kolay olanıdır" buyurdu. (Yine ravi Ömer), Rasulullah (sav) bir adama şöyle dedi diyerek aynı hadisi rivayet etti. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisin zayıf olmasından korkulur. Çünkü uygulama böyle değildir.]


Açıklama: Sünnete uygun olan, mehrin evlilik akdi sırasında belirlenmesidir. Nikâh esnasında mehir tayin edilmezse, mehr-i misil gerekir. Bu da kadının kendi akrabası arasında yaşı, tahsili, güzelliği gibi hususlarda kendisine emsal olan bir kızın almış olduğu mehirdir. Mehir vermemek şartıyla kıyılan nikâhın sıhhati ise fukaha arasında tartışmalıdır. Mâlikîler, mehir vermemek şartıyla kıyılan nikâhı sahih görmezler; mehri emreden ayetleri bu görüşlerine delil gösterirler. Diğer üç mezhebe göre ise kıyılan nikâh yine de sahihtir. Çünkü Yüce Allah; "Zifafa girmediğiniz veya mehir tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda günah yoktur" (Bakara, 2/236) buyurmaktadır. Bu ayete göre mehirsiz kıyılan nikâh ve verilen talak sahihtir. Ama bu şekilde kıyılan nikâh ile de kadına mehr-i misil vermek gerekir. Eğer boşanma zifaftan sonra gerçekleşmişse mehrin tamamını, gerdeğe girmeden talak verilmişse mehrin yarısını vermek lazımdır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: خَيْرُ النِّكَاحِ أَيْسَرُهُ

    Öneri Formu
12160 D002117 Ebu Davud, Nikah, 30, 31

Bize Abdulaziz b. Yahya Ebu'l-Asbağ, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Eban b. Salih, ona Mücahid, ona da İbn Abbas (ra) demiştir ki: İbn Ömer (ra) -Allah ona mağfiret buyursun- (Kadınlarınız tarlanızdır... ayetinin nüzul sebebi hakkında) yanıldı. (Cahiliyette) putperest olan Ensarın şu kolu, ehl-i kitap olan Yahudilerin şu kolu ile yaşıyorlar ve Yahudilerin ilmen kendilerinden üstün olduklarına inanıyorlardı. Bu yüzden birçok işlerinde onlara uyarlardı. Ehl-i kitabın işi de kadınlara sadece tek pozisyonda (yüz yüze ve ön taraftan) ilişkide bulunmaktı. Bu tarz, kadının en iyi örtüldüğü pozisyondu. Ensâr da bunu, onların tatbikatından almıştı. Kureyş ise, kadınları kötü bir şekilde açıp yayıyor; önden, arkadan ve sırt üstü yatırarak zevkleniyorlardı. Muhacirler Medine'ye gelince, bir Kureyşli, Ensardan bir hanımla evlendi. Karısına Kureyş usulü ile yaklaşmak istedi, kadın ise reddetti ve bize yalnız bir taraftan yaklaşılır. Sen de öyle yap. Aksi halde beni bırak!" dedi. Aralarında iş kızışınca, mesele Rasulullah'a (sav) intikal etti. Aziz ve Celil olan Allah bunun üzerine; "Kadınlarınız tarlanızdır, tarlanıza dilediğiniz yerden gelin!" (Bakara, 225) mealindeki ayeti indirdi. Yani ister önden ister arkadan ister sırt üstü yatırarak yaklaşın, ama teması, çocuğun doğduğu yerden yapın!


Açıklama: “İbn Ömer yanıldı” ifadesi, muhtemeldir ki, İbn Ömer’in mezkür ayeti, hanımlara arkadan temas edilebileceğine delâlet ettiğini söylediği şeklindeki bir haberin İbn Abbas’a ulaşmış olmasından dolayı kullanılmıştır. İbn Abbas da bu anlayışın hatalı olduğunu ifade etmektedir. Bu rivayet, kadınlara arkadan teması kesin şekilde yasaklamakta, bunun haram olduğunu göstermektedir. Nevevî, bu meselede âlimlerin bu görüşte ittifak ettiklerini söyler

    Öneri Formu
12511 D002164 Ebu Davud, Nikah, 44, 45

Bize el-Hasan b. Ali, ona Abdülaziz b. Yahya Ebû'l-Asbağ el-Harrânî, ona Muhammed b. Seleme, ona İbn İshak, "önceki hadisin bir benzeri bu isnâdla rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette, bir arak otuz sa'a denk bir seledir dediği de kaydedilir." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis önceki Yahya b. Adem hadisinden daha sahihtir.]


    Öneri Formu
13171 D002215 Ebu Davud, Talak, 16, 17


    Öneri Formu
137980 BS001230 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 353


    Öneri Formu
139568 BS002831 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, II, 168


    Öneri Formu


    Öneri Formu
149133 BS012276 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 331


    Öneri Formu
154346 BS17204 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,404