Öneri Formu
Hadis Id, No:
26774, N003178
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ السَّيْبَانِىِّ عَنْ أَبِى سُكَيْنَةَ - رَجُلٌ مِنَ الْمُحَرَّرِينَ - عَنْ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَمَّا أَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِحَفْرِ الْخَنْدَقِ عَرَضَتْ لَهُمْ صَخْرَةٌ حَالَتْ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ الْحَفْرِ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَخَذَ الْمِعْوَلَ وَوَضَعَ رِدَاءَهُ نَاحِيَةَ الْخَنْدَقِ وَقَالَ « ( تَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلاً لاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ) » . فَنَدَرَ ثُلُثُ الْحَجَرِ وَسَلْمَانُ الْفَارِسِىُّ قَائِمٌ يَنْظُرُ فَبَرَقَ مَعَ ضَرْبَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَرْقَةٌ ثُمَّ ضَرَبَ الثَّانِيَةَ وَقَالَ « ( تَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلاً لاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ) » . فَنَدَرَ الثُّلُثُ الآخَرُ فَبَرَقَتْ بَرْقَةٌ فَرَآهَا سَلْمَانُ ثُمَّ ضَرَبَ الثَّالِثَةَ وَقَالَ « ( تَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلاً لاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ ) » . فَنَدَرَ الثُّلُثُ الْبَاقِى وَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخَذَ رِدَاءَهُ وَجَلَسَ . قَالَ سَلْمَانُ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْتُكَ حِينَ ضَرَبْتَ مَا تَضْرِبُ ضَرْبَةً إِلاَّ كَانَتْ مَعَهَا بَرْقَةٌ . قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا سَلْمَانُ رَأَيْتَ ذَلِكَ » . فَقَالَ إِى وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « فَإِنِّى حِينَ ضَرَبْتُ الضَّرْبَةَ الأُولَى رُفِعَتْ لِى مَدَائِنُ كِسْرَى وَمَا حَوْلَهَا وَمَدَائِنُ كَثِيرَةٌ حَتَّى رَأَيْتُهَا بِعَيْنَىَّ » . قَالَ لَهُ مَنْ حَضَرَهُ مِنْ أَصْحَابِهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَفْتَحَهَا عَلَيْنَا وَيُغَنِّمَنَا دِيَارَهُمْ وَيُخَرِّبَ بِأَيْدِينَا بِلاَدَهُمْ . فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَلِكَ « ثُمَّ ضَرَبْتُ الضَّرْبَةَ الثَّانِيَةَ فَرُفِعَتْ لِى مَدَائِنُ قَيْصَرَ وَمَا حَوْلَهَا حَتَّى رَأَيْتُهَا بِعَيْنَىَّ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَفْتَحَهَا عَلَيْنَا وَيُغَنِّمَنَا دِيَارَهُمْ وَيُخَرِّبَ بِأَيْدِينَا بِلاَدَهُمْ . فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَلِكَ « ثُمَّ ضَرَبْتُ الثَّالِثَةَ فَرُفِعَتْ لِى مَدَائِنُ الْحَبَشَةِ . وَمَا حَوْلَهَا مِنَ الْقُرَى حَتَّى رَأَيْتُهَا بِعَيْنَىَّ » . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عِنْدَ ذَلِكَ « دَعُوا الْحَبَشَةَ مَا وَدَعُوكُمْ وَاتْرُكُوا التُّرْكَ مَا تَرَكُوكُمْ » .
Tercemesi:
Bize İsa b. Yunus, ona Damra, ona Ebu Zür'a es-Seybânî, ona özgürlüğüne kavuşturulmuş biri olan Ebu Sükeyne, ona da Hz. Peygamber'in (sav) ashabından biri şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) hendek kazılmasını emrettiğinde (önlerine) onlarla kazı arasına giren bir kaya çıktı. Rasulullah (sav) kalkıp kazmayı aldı, (kayaya rahatça darbe indirebilmek için) cübbesini hendeğin kenarına koydu ve "Rabbinin kelimesi (Kur'an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir" ayetini okudu. (Böylece) kayanın üçte biri kopuverdi. Selman da ayakta (durup) bakıyordu. Rasulullah'ın (sav) vuruşu ile birlikte şimşek çaktı. Ardından Nebî (sav) ikinci darbeyi indirdi ve "Rabbinin kelimesi (Kur'an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir" ayetini okudu. (Taşın) diğer üçte biri kopuverdi. (Derken yine) şimşek çaktı da Selman onu gördü. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) üçüncü darbeyi indirdi ve (yine) ""Rabbinin kelimesi (Kur'an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir" ayetini okudu. (Nihayet taşın) kalan üçte biri de koptu. Rasulullah (sav), (hendekten) çıkıp cübbesini aldı ve oturdu. Selman, "Yâ Rasulullah! Sen her darbe indirdiğinde (darbenle) birlikte bir şimşek gördüm!" dedi. Hz. Peygamber (sav), ona, "Ey Selman! Bunu (gerçekten) gördün mü?" buyurdu. (Selman), "Yâ Rasulullah! Seni hak ile gönderene yemin olsun ki evet, (gördüm)!" dedi. Nebî (sav), "İlk darbeyi indirdiğimde bana (Fars hükümdarı) Kisrâ'nın (başkenti) Medâîn ve çevresindeki (diğer pek) çok şehir gösterildi. Öyle ki, onları gözlerimle gördüm!" buyurdu. Ashabından yanında hazır bulunanlar, "Yâ Rasulullah! Allah'a bize oraların fethini müyesser kılması, diyarlarını bize ganimet olarak vermesi ve beldelerini bizim ellerimizle perişan etmesi (için) dua et!" dediler. Hz. Peygamber (sav) de bunun için dua etti. Nebî (sav), "Sonra ikinci darbeyi indirdim de (Bizans imparatoru) Kayser'in şehri (İstanbul) ve çevresindeki (yerler) bana gösterildi. Öyle ki, onları gözlerimle gördüm!" buyurdu. (Ashâb), "Yâ Rasulullah! Allah'a bize oraların fethini müyesser kılması, diyarlarını bize ganimet olarak vermesi ve beldelerini bizim ellerimizle perişan etmesi (için) dua et!" dediler. Nebî (sav) bunun için de dua etti. Hz. Peygamber (sav), "Daha sonra üçüncü darbeyi indirdim de bana Habeş (memleketinin) şehri ve çevresindeki şehirler gösterildi. Öyle ki, onları da gözümle gördüm!" buyurdu. Rasulullah (sav) bu esnada "Habeş (memleketine gazâ etmeyi ahalisi) sizi bıraktıkça bırakın. (Aynı şekilde) Türkler size ilişmedikçe siz de onlara ilişmeyin" buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
دَعُوا الْحَبَشَةَ مَا وَدَعُوكُمْ، وَاتْرُكُوا التُّرْكَ مَا تَرَكُوكُمْ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cihâd 42, /2292
Senetler:
1. Racul Min Ashabi'n-Nebi (Racul Min Ashabi'n-Nebi)
2. Ebu Sükeyne Muhallim b. Sevvar el-Hımsî (Muhallim b. Sevvar)
3. Ebu Zür'a Yahya b. Ebu Amr es-Seybanî (Yahya b. Zür'a)
4. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
5. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
HENDEK SAVAŞI
NECAŞİ VE HABEŞİSTANA HİCRET
Siyer, Hendek günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32349, İM004245
Hadis:
حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ الرَّمْلِىُّ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ عَلْقَمَةَ بْنِ حَدِيجٍ الْمَعَافِرِىُّ عَنْ أَرْطَاةَ بْنِ الْمُنْذِرِ عَنْ أَبِى عَامِرٍ الأَلْهَانِىِّ عَنْ ثَوْبَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ : « لأَعْلَمَنَّ أَقْوَامًا مِنْ أُمَّتِى يَأْتُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِحَسَنَاتٍ أَمْثَالِ جِبَالِ تِهَامَةَ بِيضًا فَيَجْعَلُهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ هَبَاءً مَنْثُورًا » . قَالَ ثَوْبَانُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ صِفْهُمْ لَنَا جَلِّهِمْ لَنَا أَنْ لاَ نَكُونَ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لاَ نَعْلَمُ . قَالَ : « أَمَا إِنَّهُمْ إِخْوَانُكُمْ وَمِنْ جِلْدَتِكُمْ وَيَأْخُذُونَ مِنَ اللَّيْلِ كَمَا تَأْخُذُونَ وَلَكِنَّهُمْ أَقْوَامٌ إِذَا خَلَوْا بِمَحَارِمِ اللَّهِ انْتَهَكُوهَا » .
Tercemesi:
Bize İsa b. Yunus er-Remlî, ona Ukbe b. Alkame b. Hadîc el-Meâfirî, ona Ertât b. el-Münzir, ona Ebû Âmir el-Elhânî, ona da Sevbân’ın (ra.) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Ümmetimden birtakım kimseleri bilirim ki onlar kıyamet günü Tihâme dağları gibi büyük ve bembeyaz sevaplar getirirler, ama Azîz ve Celîl olan Allah o sevapları saçılmış tozlar hâline getirir.” Sevbân;
“- Ey Allah’ın rasûlü, farkında olmadan onlar gibi olmamamız için, bize onların özelliklerini söyle!” dedi. Rasûlullah (sav.) şöyle karşılık verdi:
“- Onlar sizin kardeşleriniz ve sizin cinsinizden insanlardır. Sizin gece ibadetinden nasibinizi aldığınız gibi onlar da nasiplerini alırlar. Ancak onlar, tenhalarda Allah'ın yasak kıldığı şeylerle başbaşa kaldıkları zaman o yasakların sınırlarını çiğnerler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 29, /688
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Ğâbir Abdullah b. Ğâbir el-Elhânî (Abdullah b. Ğâbir)
3. Ebu Adî Ertâ b. Münzir el-Elhânî (Ertâ b. Münzir b. Esved b. Sabit)
4. Ukbe b. Alkame el-Meâferî (Ukbe b. Alkame)
5. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Günah, günahlardan uzak durmak ve günahta ısrar etmemek
Günahı, günahı örtmek, masiyeti gizlemek gerekir
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Takva, ulaşmanın yolları
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29963, İM002770
Hadis:
حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ الرَّمْلِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ شَابُورَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ خَالِدِ بْنِ أَبِى الطَّوِيلِ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « حَرْسُ لَيْلَةٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ أَفْضَلُ مِنْ صِيَامِ رَجُلٍ وَقِيَامِهِ فِى أَهْلِهِ أَلْفَ سَنَةٍ السَّنَةُ ثَلاَثُمِائَةٍ وَسِتُّونَ يَوْمًا وَالْيَوْمُ كَأَلْفِ سَنَةٍ » .
Tercemesi:
Bize İsa b. Yunus er-Remlî, ona Muhammed b. Şuayb b. Şâbûr, ona Said b. Hâlid b. Ebu Tavîl, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allah yolundaki bir gecelik nöbet, kişinin ailesi içinde (tuttuğu) oruçtan ve (kıldığı) namazından bin sene (miktarınca) daha faziletlidir. Sene, üç yüz altmış gündür. Bir gün de bin sene gibidir!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 8, /449
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Said b. Halid el-Kuraşi (Said b. Halid b. Amr b. Osman b. Affan)
3. Muhammed b. Şuayb el-Kuraşi (Muhammed b. Şuayb b. Şâbûr)
4. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Güvenlik, nöbet tutma, savaşta, seferde
حَدَّثَنَا أَبُو عُمَيْرٍ عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ النَّحَّاسُ وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ وَالْحُسَيْنُ بْنُ أَبِى السُرَى الْعَسْقَلاَنِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنِ ابْنِ شَوْذَبٍ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ أَتَى رَجُلٌ بِقَاتِلِ وَلِيِّهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اعْفُ » . فَأَبَى فَقَالَ « خُذْ أَرْشَكَ » . فَأَبَى . قَالَ « اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . قَالَ فَلُحِقَ بِهِ فَقِيلَ لَهُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ قَالَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . فَخَلَّى سَبِيلَهُ . قَالَ فَرُئِىَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ ذَاهِبًا إِلَى أَهْلِهِ . قَالَ كَأَنَّهُ قَدْ كَانَ أَوْثَقَهُ .
قَالَ أَبُو عُمَيْرٍ فِى حَدِيثِهِ قَالَ ابْنُ شَوْذَبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ فَلَيْسَ لأَحَدٍ بَعْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقُولَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . قَالَ ابْنُ مَاجَهْ هَذَا حَدِيثُ الرَّمْلِيِّينَ لَيْسَ إِلاَّ عِنْدَهُمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276367, İM002691-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عُمَيْرٍ عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ النَّحَّاسُ وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ وَالْحُسَيْنُ بْنُ أَبِى السُرَى الْعَسْقَلاَنِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنِ ابْنِ شَوْذَبٍ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ أَتَى رَجُلٌ بِقَاتِلِ وَلِيِّهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اعْفُ » . فَأَبَى فَقَالَ « خُذْ أَرْشَكَ » . فَأَبَى . قَالَ « اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . قَالَ فَلُحِقَ بِهِ فَقِيلَ لَهُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ قَالَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . فَخَلَّى سَبِيلَهُ . قَالَ فَرُئِىَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ ذَاهِبًا إِلَى أَهْلِهِ . قَالَ كَأَنَّهُ قَدْ كَانَ أَوْثَقَهُ .
قَالَ أَبُو عُمَيْرٍ فِى حَدِيثِهِ قَالَ ابْنُ شَوْذَبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ فَلَيْسَ لأَحَدٍ بَعْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقُولَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ » . قَالَ ابْنُ مَاجَهْ هَذَا حَدِيثُ الرَّمْلِيِّينَ لَيْسَ إِلاَّ عِنْدَهُمْ .
Tercemesi:
Bize Ebu Umeyr İsa b. Muhammed en-Nehhâs ve İsa b. Yunus ve el-Hüseyn b. Ebu Ser el-Askalânî,, onlara Damra b. Rabia, ona İbn Şevzeb, ona Sâbit el-Bünani, ona da Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre: Bir adam, velisinin katilini Rasulullah'a (sav) getirdi. Peygamber (sav) (adama):
"(Katili) bağışla," buyurdu. Adam bağışlamaktan imtina etti. Bunun üzerine Peygamber (sav):
"Diyetini (kan bahasını) al," buyurdu. Adam (bundan da) imtina etti. (Bu kere) Peygamber (sav):
"Git katili öldür, şüphesiz sen (onu öldürür isen) onun mislisin," buyurdu. Enes dedi ki: Sonra adama arkadan yetişildi ve kendisine denildi ki, Rasulullah (sav):
"Katili öldür. Şüphesiz sen (onu öldürürsen) onun mislisin," buyurdu. Adam bunun üzerine katile yol verdi. Enes dedi ki: Katil, (bağlı bulunduğu ve son anda çözülen) kayışını yederek, ev halkının yanına doğru gider vaziyette görüldü. Enes dedi ki; maktulün velîsi galiba katili bağlamıştı.
(Müellifin şeyhi) Ebu Umeyr dedi ki: İbn Şevzeb, Abdurrahman b. el-Kâsım'ın şöyle söylediğini rivayet etti: Peygamber'den (sav) sonra (yâni O'ndan başka) hiç kimse (maktulün velisine): 'Katili öldür, şüphesiz sen de (onu öldürürsen) onun mislisin' diyemez. İbn Mâce dedi ki: Bu, Kemlilerin hadîsidir. Yalnız onların yanında bulunur, (onlardan başka hiç kimsenin yanında bulunmaz.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Diyât 34, /435
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Şevzeb el-Horasanî (Abdullah b. Şevzeb)
4. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
5. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24831, N003908
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ - وَهُوَ أَبُو عُمَيْرِ بْنُ النَّحَّاسِ - وَعِيسَى بْنُ يُونُسَ - هُوَ الْفَاخُورِىُّ - قَالاَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنِ ابْنِ شَوْذَبٍ عَنْ مَطَرٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيُزْرِعْهَا وَلاَ يُؤَاجِرْهَا » .
Tercemesi:
Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize bir hutbesinde şöyle buyurdu: “Kimin bir arazisi varsa onu kendisi eksin veya bir kardeşine ücret almaksızın ektirsin ama kiraya vermesin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Muzâraa 45, /2342
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Matar b. Tahman el-Varrak (Matar b. Tahman)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Şevzeb el-Horasanî (Abdullah b. Şevzeb)
5. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
6. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Ticaret, Tarla, ürün karşılığı kiraya vermek
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَوْذَبٍ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلاً أَتَى بِقَاتِلِ وَلِيِّهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اعْفُ عَنْهُ » . فَأَبَى فَقَالَ « خُذِ الدِّيَةَ » . فَأَبَى قَالَ « اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلَهُ » . فَذَهَبَ فَلُحِقَ الرَّجُلُ فَقِيلَ لَهُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلَهُ » . فَخَلَّى سَبِيلَهُ فَمَرَّ بِىَ الرَّجُلُ وَهُوَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28404, N004734
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَوْذَبٍ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلاً أَتَى بِقَاتِلِ وَلِيِّهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اعْفُ عَنْهُ » . فَأَبَى فَقَالَ « خُذِ الدِّيَةَ » . فَأَبَى قَالَ « اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلَهُ » . فَذَهَبَ فَلُحِقَ الرَّجُلُ فَقِيلَ لَهُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلَهُ » . فَخَلَّى سَبِيلَهُ فَمَرَّ بِىَ الرَّجُلُ وَهُوَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ .
Tercemesi:
Enes b. Malik (r.a)’ten rivâyete göre, bir adam velisini öldüren bir katili Rasûlullah (s.a.v)’in yanına getirince, Rasûlullah (s.a.v) ona: “Katili affet” demişti. O da bunu kabul etmeyince, “Öyleyse diyet al” buyurdu. Adam bunu da kabul etmeyince: “Götür, onu öldür sen de onun gibisin” buyurdu. Adam gidince birisi peşinden giderek adama: Rasûlullah (s.a.v), sana: “Götür onu öldür sen de onun gibisin” dediğini duymadın mı? deyince, adam katili bırakıverdi. Katil bağlı olduğu urganı sürüyerek yanımdan geçti gitti.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 6-7, /2394
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Şevzeb el-Horasanî (Abdullah b. Şevzeb)
4. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
5. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Yargı, adam öldürmek
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29214, N004809
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا ضَمْرَةُ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ عَيَّاشٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « عَقْلُ الْمَرْأَةِ مِثْلُ عَقْلِ الرَّجُلِ حَتَّى يَبْلُغَ الثُّلُثَ مِنْ دِيَتِهَا » .
Tercemesi:
Amr b. Şuayb (r.a), babasından ve dedesinden naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kadının diyeti aynen erkeğin diyeti gibidir. Bu oran diyetin üçte birine ulaşmasına kadar böyledir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 36-37, /2399
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Ebu Abdullah Damre b. Rabi'a el-Filistini (Damre b. Rabi'a)
7. Ebu Musa İsa b. Yunus el-Fâhûrî (İsa b. Yunus b. Eban)
Konular:
Yargı, Diyet miktarı