Giriş

Bize Bişr b. Hilal es-Savvâf el-Basrî, ona Cafer b. Süleyman, ona Ebû Tarık, ona el-Hasan, ona da Ebû Hureyre’nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “- Kim benden şu sözleri alır ve onlarla amel eder veya amel edecek birine öğretir?” diye sordu. Ebû Hureyre dedi ki: “- Ben, ey Allah’ın Rasûlü” diye söyledim. Bunun üzerine Hz. Peygamber elimi tuttu ve şu beş şeyi saydı: “Haramlardan sakın, insanların en çok ibâdet edeni olursun. Allah’ın sana ayırdığı hissene razı ol, insanların en zengini olursun. Komşuna iyilik yap, mü’min olursun. Kendin için istediğin şeyi başkaları için de iste, müslim olursun. Bir de çok gülme; çünkü çok gülmek, kalbi öldürür ُEbû İsa dedi ki: Bu hadis garibdir, onu sadece Cafer b. Süleyman’ın rivayetiyle bilmekteyiz. Hadîsin râvisi el-Hasan, Ebû Hureyre’den bir şey işitmemiştir. Aynı şekilde Eyyub, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd de, “el-Hasan, Ebû Hureyre’den hadis işitmemiştir” demişlerdir. Ebû Ubeyde en Nâci bu hadisi el-Hasan'dan kendi sözü olarak rivayet etmiştir, senedinde “Ebû Hureyre Rasûlullah’dan (sav) şöyle rivayet etti” şeklinde bir ifade zikretmemiştir.


Açıklama: Hasan-ı Basri ile Ebû Hureyre arasında inkıta bulunmaktadır Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَإِنَّ كَثْرَةَ الضَّحِكِ تُمِيتُ الْقَلْبَ

    Öneri Formu
12776 T002305 Tirmizi, Zühd, 2

Bize Bişr b. Hilal, ona Cafer b. Süleyman, ona Yezid er-Rişk, ona Mutarrif b. Abdullah, ona da İmran b. Husayn'a "karısını boşayıp da sonra (dönmüş olmak için) onunla cinsî münasebette bulunan ve ne onu boşadığını ne de ona döndüğünü şahitlendirmeyen bir kimse (nin durumu) sorulmuş da sen sünnete aykırı olarak boşanmışsın, (yine) sünnete aykırı olarak dönmüşsün. Onun boşandığını da kendisine dönüldüğünü de şahitlindir ye (böyle şahitsiz boşamayı ve dönmeyi) bir daha yapma diye cevap vermiş."


Açıklama: Buradaki “dönmek”ten maksat, ric’î bir talakla karısını boşadıktan sonra süresi içinde eşine tekrar dönüp eski nikâhı ile ve kalan iki talakla evliliğini devam ettirmektir. Bu rivayet, talakı da ric’ati de şahitlendirmek gerektiğini ifade etmektedir. Ancak bu rivayet mevkûftur, yani İmrân b. Husayn’ın kendi sözüdür. Ama bir sahabînin; “Sen sünnete aykırı davranmışsın” diyerek yaptığı açıklama, usûlcüler tarafından hükmen merfû kabul edilir. Bununla birlikte bu konu, fukaha arasında ihtilaflıdır. İmâm Şâfiî ile Ahmed b. Hanbel’den gelen bir rivâyete göre, talakı ve ric’ati şahitlendirmek farzdır. Delilleri de talak âyetinde geçen; “İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi şâhit tutun!” (Talak, 2) mealindeki ayet ile bu hadistir. Buna mukabil İmam Mâlik, Hanefîler ve Ahmed b. Hanbel’den gelen başka bir rivayete göre de şahitlendirmek sadece müstahaptır. Âyet ve hadisteki ifadeler, vücûba değil, nedbe delâlet etmektedir.

    Öneri Formu
13108 D002186 Ebu Davud, Talak, 5


    Öneri Formu
14878 T000865 Tirmizi, Hac, 40


    Öneri Formu
275557 İM000556-2 İbn Mâce, Tahâret, 86


    Öneri Formu
8883 İM000295 İbn Mâce, Tahâret, 8


    Öneri Formu
11643 İM000979 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 46


    Öneri Formu
13659 İM001231 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 141


    Öneri Formu
14357 T000775 Tirmizi, Savm, 61


    Öneri Formu
19738 D003108 Ebu Davud, Cenaiz, 9


    Öneri Formu
20035 N002108 Nesai, Sıyâm, 5