Giriş


    Öneri Formu
10892 D001630 Ebu Davud, Zekât, 24

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdullah b. Ömer b. Ğânim, ona Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki, ona Ziyad b. Nuaym el-Hadrami, ona da Ziyad b. Haris es-Sudai şöyle rivayet etmiştir: "Sabah namazı vakti girince Hz. Peygamber (sav), bana ezan okumamı emir buyurdu. Ben de ezanı okudum. Ardından kamet de getireyim mi? diye sordum. O ise doğu tarafına, fecre bakmaya başladı ve 'hayır dedi. Nihayet fecr doğduğunda (bineğinden) indi, abdest aldı ve bana doğru yöneldi. O esnada ashab'ı grup grup olmuşlardı. Bilal kamet getirmek istedi. Hz. Peygamber (sav), ona, 'Sudâlı kardeş ezanı okudu; ezanı okuyan kameti de getirir' buyurdu. (Ziyad), ben de kamet getirdim dedi."


Açıklama: '' أَوَّلُ أَذَانِ الصُّبْحِ'', fecrin doğuşundan önceki an anlamına geldiğinden, tercümede vaktin girmesi olarak ifade edilmiştir.

    Öneri Formu
5397 D000514 Ebu Davud, Salat, 30

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdullah b. Ömer b. Gânim, ona Abdurrahman b. Ziyad, ona Umare b. Ğurâb, ona da halasının haber verdiğine göre o, Hz. Aişe'ye bizden biri hayız olursa, onun ve kocasının sadece bir yatağı varsa ikisi beraber yatabilir mi? diye sordu. Aişe şöyle cevap verdi: Sana Rasulullah'ın (sav) yaptığını haber vereyim. Rasulullah, bir defa odama girdi. Doğruca mescide geçti. -Ebu Davud, evinin mescidini kast ediyor, dedi.- Ben uyuyuncaya ve kendisini de soğuk rahatsız edinceye kadar namaz kıldığı yerden ayrılmadı. Sonra geldi: "Bana yaklaş," dedi. Ben, "hayızlıyım", dedim. O, "Uyluklarını aç" dedi, ben de açtım. Yanağını ve göğsünü uyluklarım üzerine koydu. Rasulullah ısınıp da uyuyuncaya kadar ona doğru eğildim ve öylece kaldım.


    Öneri Formu
3298 D000270 Ebu Davud, Taharet, 106

Bize el-Ka'nebi, ona Abdullah b. Ömer b. Ğânim, ona Abdurrahman b. Ziyad, ona İmran b. Abdullah el-Me'âfirî, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, üç (sınıf insanın) namazını kabul etmez: Kendisini istemedikleri halde bir topluluğa imam olan, namaza son vaktinde gelen, -hadisteki ed-dibbâr (الدِّبَارُ) kelimesi, kişinin namazı kaçırdıktan sonra gelmesi demektir- ve azad etmiş olduğu insanı tekrar köleleştiren kimse."


    Öneri Formu
5727 D000593 Ebu Davud, Salat, 62