69 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Davud, ona Ya'lâ, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Ebu'l-Bahterî, ona Ebû Berze şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Hz. Ebû Bekir'in (ra) yanına uğramıştım. Bir adama çok kızmıştı. "Ey Rasulullah'ın halifesi! Kendisine kızdığın bu kişi kim?" diye sordum. "Neden soruyorsun?" diye karşılık verdi. "Boynunu vurayım" dedim. Allah'a yemin olsun ki, söylediğim sözün ciddiyeti onun öfkesini dindirdi ve şöyle dedi: "Hz. Muhammed'den (sav) sonra hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur."
Açıklama: Bu isnadda geçen (ح) harfi müellifin kendisine ulaşan birkaç isnadı birleştiğini göstermektedir. Yani adı geçne her harften sonra müellif tekrar hocasını sayıyor demektedir. Buna göre yukarıdaki isnadda müellifin Hasan b. Affan, İbrahim b. Abdullah ve Ebû Ömer el-Kûfî olmak üzere üç tane hocası bulunmakta ve bu isnadlar A'meş'te birleşmektedir. Buna tahvil uygulaması denir. Hadisin sonundaki zikredilen isnad ise destek için kaydedilmiş olup, mutâbî olarak adlandırılır. Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.