Öneri Formu
Hadis Id, No:
32115, B004691
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ حُصَيْنٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ حَدَّثَنِى مَسْرُوقُ بْنُ الأَجْدَعِ قَالَ حَدَّثَتْنِى أُمُّ رُومَانَ وَهْىَ أُمُّ عَائِشَةَ قَالَتْ بَيْنَا أَنَا وَعَائِشَةُ أَخَذَتْهَا الْحُمَّى ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَعَلَّ فِى حَدِيثٍ تُحُدِّثَ » . قَالَتْ نَعَمْ وَقَعَدَتْ عَائِشَةُ قَالَتْ مَثَلِى وَمَثَلُكُمْ كَيَعْقُوبَ وَبَنِيهِ وَاللَّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ .
Tercemesi:
Bize Musa (b. İsmail), ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Husayn (b. Abdurrahman), ona Ebu Vâil (Şakik b. Seleme), ona Mesruk b. Ecda', ona da Aişe'nin de annesi olan Ümmü Ruman (bt. Amir) şöyle demiştir:
Ateşli bir hastalığa yakalanan Aişe'nin yanında bulunduğum sırada Hz. Peygamber (sav) [içeri girdi ve], "Belki de [Aişe], hakkında çıkan söylentiden dolayı [ateşlenmiştir]" buyurdu. Ümmü Ruman, "Evet, [olabilir]" dedi. Bunun üzerine Aişe yatağından doğrulup oturdu ve şöyle dedi: "Benimle sizin durumunuz, tıpkı Yakup'la oğullarının durumuna benziyor. [Öyleyse ben de onun gibi] 'Bu söyledikleriniz karşısında [bana] yardım edecek olan, ancak Allah'tır' (Yûsuf, 12/18) [diyorum]."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 3, 2/203
Senetler:
1. Ümmü Ruman bt. Amir (Zeyneb bt. Abdudehman)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
İstiaze, Allah'a sığınmak
Peygamberler, Hz. Yusuf
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31960, B004143
Hadis:
حدَّثَنا موسى بن إسماعيل: حدَّثَنا أبو عوانة عن حصين عن أبي وائل: حدَّثني مسروق بْنُ الأَجْدَعِ قَالَ حَدَّثَتْنِى أُمُّ رُومَانَ - وَهْىَ أُمُّ عَائِشَةَ رضى الله عنها - قَالَتْ بَيْنَا أَنَا قَاعِدَةٌ أَنَا وَعَائِشَةُ إِذْ وَلَجَتِ امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَقَالَتْ فَعَلَ اللَّهُ بِفُلاَنٍ وَفَعَلَ . فَقَالَتْ أُمُّ رُومَانَ وَمَا ذَاكَ قَالَتْ ابْنِى فِيمَنْ حَدَّثَ الْحَدِيثَ . قَالَتْ وَمَا ذَاكَ؟ قَالَتْ كَذَا وَكَذَا . قَالَتْ عَائِشَةُ سَمِعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم؟ قَالَتْ نَعَمْ . قَالَتْ وَأَبُو بَكْرٍ؟ قَالَتْ نَعَمْ . فَخَرَّتْ مَغْشِيًّا عَلَيْهَا ، فَمَا أَفَاقَتْ إِلاَّ وَعَلَيْهَا حُمَّى بِنَافِضٍ ، فَطَرَحْتُ عَلَيْهَا ثِيَابَهَا فَغَطَّيْتُهَا . فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا شَأْنُ هَذِهِ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخَذَتْهَا الْحُمَّى بِنَافِضٍ . قَالَ « فَلَعَلَّ فِى حَدِيثٍ تُحُدِّثَ بِهِ » . قَالَتْ نَعَمْ . فَقَعَدَتْ عَائِشَةُ فَقَالَتْ وَاللَّهِ لَئِنْ حَلَفْتُ لاَ تُصَدِّقُونِى ، وَلَئِنْ قُلْتُ لاَ تَعْذِرُونِى ، مَثَلِى وَمَثَلُكُمْ كَيَعْقُوبَ وَبَنِيهِ ، «واللَّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ» ، قَالَتْ وَانْصَرَفَ وَلَمْ يَقُلْ شَيْئًا ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ عُذْرَهَا - قَالَتْ - بِحَمْدِ اللَّهِ لاَ بِحَمْدِ أَحَدٍ وَلاَ بِحَمْدِكَ .
Tercemesi:
Ebû Vâil şöyle demiştir: Bana Mesrûk ibnu'1-Ecda' tahdîs edip şöyle dedi: Bana Âişe'nin annesi olan Ümmü Rûmân tahdîs edip şöyle dedi: Ben Âişe ile otururken birden Ensâr'dan bir kadın girdi de (iftiraya karışanları kasdederek):
— Allah Fulân kimseyi şöyle yapsın! Fulân kimseyi şöyle yapsın! dedi.
Ümmü Rûmân da bu Ensâriyye kadına:
— Sana ne var? diye sordu. O kadın:
— Oğlum bu sözü söyleyenler içindedir, dedi. Ümmü Rûmân tekrar:
— Söz nedir? diye sordu.
O kadın (iftiracıların sözlerini zikrederek):
— Bunlar şöyle şöyle demişlerdir,.dedi. Âişe, kadına:
— Bu sözleri Rasûlullah işitti mi? diye sordu. Kadın:
— Evet, dedi. Rasûlullah tekrar:
— Bunları Ebû Bekr de işitti mi? dedi. Kadın yine:
— Evet (o da işitti), diye cevâb verince, Âişe bayılıp yere düştü. Sonunda Âişe ateş içinde titrer hâlde kendine geldi. Ben üzerine
kendi elbisesini atıp onu örttüm. Bu sırada Peygamber geldi ve:
— "Bunun nesi var?" diye sordu. Ben:
— Yâ Rasûlallah, Âişe'yi titreten bir ateş yakaladı, dedim.
— "Muhtemel ki bu, konuşmakta olduğu bir söz içinde olmuştur" buyurdu.
Ümmü Rûmân:
— Evet (öyle oldu), dedi. Bunun akabinde Âişe oturdu da:
— Vallahi eğer ben bu ithamdan beriyim diye yemîn etsem, sizler beni tasdik etmeyeceksiniz, ben size yeminle söylesem de sizler benden özrümü (yânî benliğimi) kabul etmeyeceksiniz. Benimle sizin meseliniz Ya'kûb Peygamber'le oğullarının meseli gibidir. Ya'kûb (o imtihanı sırasında şöyle demişti): "Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin şu söylediklerinize karşı yardım istenilecek olan ancak
Allah'tır" (Yûsuf: 18).
Ümmü Rûmân: Rasûlullah bana birşey söylemeden döndü. Bu sırada Yüce Allah {en-Nûr: 11-12. ayetiyie) Âişe'nin benliğini indirdi. Bunun üzerine Âişe, Peygamber'e hitaben:
— Allah'ın hamdiyle (hamdederim), başka kimsenin hamdiyle değil; Sen'in hamdin ile de değil, dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 34, 2/82
Senetler:
1. Ümmü Ruman bt. Amir (Zeyneb bt. Abdudehman)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kur'an, Nüzul sebebleri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32337, B004751
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ عَنْ حُصَيْنٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ أُمِّ رُومَانَ أُمِّ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ لَمَّا رُمِيَتْ عَائِشَةُ خَرَّتْ مَغْشِيًّا عَلَيْهَا.
Tercemesi:
Bize Süleyman el-A'meş, Husayn'dan; o da Ebû Vâil'den; o da Mesrûk'tan; o da Âişe'nin annesi Ümmü Rûmân'dan olmak üzere haber verdi ki, Ümmü Rûmân: Âişe'ye atılan iftira atıldığı zaman, Âişe bayılıp yere1 düştü, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 7, 2/233
Senetler:
1. Ümmü Ruman bt. Amir (Zeyneb bt. Abdudehman)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Davud Süleyman b. Kesir el-Abdî (Süleyman b. Kesir)
6. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
حدثنا يونس قال : حدثنا أبو داود قال : حدثنا أبو عوانة ، عن حصين ، عن أبي وائل ، عن مسروق ، قال : حدثتني أم رومان أم عائشة ، قالت بينا أنا قاعدة إذ دخلت علي امرأة فقالت : فعل الله بفلان كذا وكذا ، فقلت : وما له ؟ قالت : إنه أفشى الحديث - يعني ذكر عائشة - فقالت عائشة : سمع بهذا رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ ، قالت : نعم ، قالت : فسمع بهذا أبو بكر ؟ قالت : نعم ، فأخذها شيء ، ما قامت إلا بحمى ، فألقيت عليها ثيابها ، فدخل رسول الله صلى الله عليه وسلم ، فقال : « ما شأن هذه ؟ » فقلت : أخذتها حمى بنافض ، قالت : فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : « فلعله من أجل حديث حدثت به » فقعدت عائشة ، فقالت : والله لئن حلفت لا تصدقوني ، ولئن قلت لا تقبلوا مني ، وما مثلي ومثلكم إلا كمثل يعقوب وبنيه ، ( والله المستعان على ما تصفون) ، قال : فأنزل الله عز وجل عذرها ، فقالت عائشة : بحمد الله لا بحمدك ولا بحمد أحد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
135747, TM001770
Hadis:
حدثنا يونس قال : حدثنا أبو داود قال : حدثنا أبو عوانة ، عن حصين ، عن أبي وائل ، عن مسروق ، قال : حدثتني أم رومان أم عائشة ، قالت بينا أنا قاعدة إذ دخلت علي امرأة فقالت : فعل الله بفلان كذا وكذا ، فقلت : وما له ؟ قالت : إنه أفشى الحديث - يعني ذكر عائشة - فقالت عائشة : سمع بهذا رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ ، قالت : نعم ، قالت : فسمع بهذا أبو بكر ؟ قالت : نعم ، فأخذها شيء ، ما قامت إلا بحمى ، فألقيت عليها ثيابها ، فدخل رسول الله صلى الله عليه وسلم ، فقال : « ما شأن هذه ؟ » فقلت : أخذتها حمى بنافض ، قالت : فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : « فلعله من أجل حديث حدثت به » فقعدت عائشة ، فقالت : والله لئن حلفت لا تصدقوني ، ولئن قلت لا تقبلوا مني ، وما مثلي ومثلكم إلا كمثل يعقوب وبنيه ، ( والله المستعان على ما تصفون) ، قال : فأنزل الله عز وجل عذرها ، فقالت عائشة : بحمد الله لا بحمدك ولا بحمد أحد
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebu Davud et-Tayalisi, Müsned-i Tayalisi, Ümmü Ruman bt. Amir 1770, 3/242
Senetler:
1. Ümmü Ruman bt. Amir (Zeyneb bt. Abdudehman)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33011, B003388
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلاَمٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا حُصَيْنٌ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ سَأَلْتُ أُمَّ رُومَانَ ، وَهْىَ أُمُّ عَائِشَةَ ، عَمَّا قِيلَ فِيهَا مَا قِيلَ قَالَتْ بَيْنَمَا أَنَا مَعَ عَائِشَةَ جَالِسَتَانِ ، إِذْ وَلَجَتْ عَلَيْنَا امْرَأَةٌ مِنَ الأَنْصَارِ ، وَهْىَ تَقُولُ فَعَلَ اللَّهُ بِفُلاَنٍ وَفَعَلَ . قَالَتْ فَقُلْتُ لِمَ قَالَتْ إِنَّهُ نَمَا ذِكْرَ الْحَدِيثِ . فَقَالَتْ عَائِشَةُ أَىُّ حَدِيثٍ فَأَخْبَرَتْهَا . قَالَتْ فَسَمِعَهُ أَبُو بَكْرٍ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ نَعَمْ . فَخَرَّتْ مَغْشِيًّا عَلَيْهَا ، فَمَا أَفَاقَتْ إِلاَّ وَعَلَيْهَا حُمَّى بِنَافِضٍ ، فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا لِهَذِهِ » . قُلْتُ حُمَّى أَخَذَتْهَا مِنْ أَجْلِ حَدِيثٍ تُحُدِّثَ بِهِ ، فَقَعَدَتْ فَقَالَتْ وَاللَّهِ لَئِنْ حَلَفْتُ لاَ تُصَدِّقُونِى ، وَلَئِنِ اعْتَذَرْتُ لاَ تَعْذِرُونِى ، فَمَثَلِى وَمَثَلُكُمْ كَمَثَلِ يَعْقُوبَ وَبَنِيهِ ، فَاللَّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ . فَانْصَرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَنْزَلَ اللَّهُ مَا أَنْزَلَ ، فَأَخْبَرَهَا فَقَالَتْ بِحَمْدِ اللَّهِ لاَ بِحَمْدِ أَحَدٍ .
Tercemesi:
Mesrûk şöyle demiştir: Ben Âişe'nin anası Ümmü Rûmân'a Âişe hakkında yapılan Ifk dedikodusunu sordum. O şöyle dedi:* Ben Âişe'nin beraberinde idim, ikimiz oturuyorduk. Birden yanımıza Ensâr'dan bir kadın girdi. O:
— Allah fulan kimseye (yânî Mıstah b. Usâse'yıe) lâyıkını yapsın ve yaptı, dedi.
Ümmü Rûmân dedi ki: Ben o Ensâriyye kadına:
— Sen niçin Allah fulana şöyle yapsın ve yaptı diyorsun? dedim. Ensâriyye kadın:
— Çünkü o, Ifk sözünün zikrini oradan oraya taşıyıp yaydı, dedi.
Bunun üzerine Âişe:
— Bu adam hangi sözü yaydı? dedi.
O kadın Ifk ehlinin sözlerini Âişe'ye haber verdi. Ümmü Rûmân dedi ki:
— O sözü Ebû Bekr ile Rasûlullah işittiler mi? diye sordu. Ümmü Rûmân:
— Evet, o sözü bunların ikisi de işitti, dedi.
Bunun üzerine Âişe bayıldı. Âişe ancak üzerinde titreme ile beraber bir ateş olduğu hâlde ayıldi. Akabinde Peygamber geldi ve:
— "Âişe'nin nesi var?" diye sordu. Ümmü Rûmân dedi ki: Ben:
— Âişe'yi» kendisi hakkında konuşulmakta olan bir sözden dolayı bir humma, yânî ateşli hastalık yakaladı, dedim.
Bunun üzerine Âişe oturdu ve şöyle dedi:
— Eğer ben size bu söyleneni yapmadım diye yemîn etsem, sizler beni tasdîk etmezsiniz. Eğer özür ve bahane serdedip kusurumu dilesem, sizler benim özrümü kabul etmezsiniz. Artık bu vaziyette be-
nim meselimle sizin meseliniz, Ya'kûb Peygamber ile oğullarının meseli gibidir. (Çünkü o güzel bir sabr etti ve şöyle dedi:) "Sizin şu anlatışınıza karşı yardımına sığınılacak, ancak Allah'tır" (Yûsuf: 18).
Akabinde Peygamber (S) oradan ayrıldı, Allah da (Âişe'nin 6e-râeti hakkında) indirdiğini indirdi. Peygamber bu berâet müjdesini Âişe'ye haber verdi. Bunun üzerine Âişe:
— Ben ancak Allah'a hamd ile meşgul olurum, başka bir kimseye hamd ile değil, demiştir .
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ehadîsü'l-Enbiya 19, 1/879
Senetler:
1. Ümmü Ruman bt. Amir (Zeyneb bt. Abdudehman)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe