Giriş

Bize Hasan b. Sabbah el-Bezzar el-Bağdadî, ona Abdüssamed b. Abdülvaris, ona Sevab b. Utbe, ona Abdullah b. Bureyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) söyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) ramazan bayramı birinci günü bir şeyler yemeden bayram namazına çıkmazdı. Kurban bayramı birinci günü ise bayram namazını kılmadan önce bir şey yemezdi. (Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Ali ve Enes’ten rivayetler de gelmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Büreyde b. Husayb el-Eslemî’nin rivayeti garib bir hadistir. Muhammed (Buhari) dedi ki: Ben, Sevab b. Utbe’nin bundan başka rivayeti olduğunu bilmiyorum. İlim ehlinden bazıları, Ramazan bayramı günü bir şey yemeden bayram namazına gitmemeyi ve (mümkünse) hurma yemeyi müstehab saymışlardır. Kurban bayramı günü de bayram namazından dönünceye kadar bir şey yememeyi müstehab görmüşlerdir.


    Öneri Formu
12579 T000542 Tirmizi, Cum'a, 38


Açıklama: Hz. Peygamber (sav)'in dostunun Cebrail olduğuna dair bir bilgi için bk. Tuhfetü'l-ahvezî, V, 431.

    Öneri Formu
21701 T001810 Tirmizi, Et'ime, 14


Açıklama: Hadisin tercümesinde mana dikkate alınmıştır.

    Öneri Formu
279953 T002680-2 Tirmizi, İlim, 18


    Öneri Formu
28495 B002782 Buhari, Cihad, 1


    Öneri Formu

Bize Hasan b. Sabbâh, ona İshak el-Ezrak, ona Avf, ona Hasan ve İbn Sîrîn, onlara da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Fahişe bir kadın bir kuyunun başında susuzluktan dili dışarıda bir köpekle karşılaşmış (ona muamelesi sonucunda) bağışlanmıştır. Şöyle ki, köpek susuzluktan ölmek üzereydi. Kadın ayakkabısını çıkarıp onu baş örtüsü ile bağlayarak (kuyuya sarkıtmış) o köpek için kuyudan su çekmiştir. Kadın bu davranışı sebebiyle bağışlanmıştır."


    Öneri Formu
32794 B003321 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 17

Bize Hasan b. Sabbâh el-Bezzâr, ona Süfyân, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle dedi: "Hz. Peygamber (sav) konuştuğu zaman, biri O'nun kelimelerini saymak istese sayabilirdi."


    Öneri Formu
34043 B003567 Buhari, Menakıb, 23


Açıklama: ''أَيُّهَا الْغُلاَمُ الْحَزَوَّرُ'' ifadesi, genç olarak tercümeye yansıtılmıştır. Zira Sa'd, o esnada buluğ çağını henüz aşmıştı. Ayrıca ''الْحَزَوَّرُ'' kelimesinin ''genç'' anlamına geldiğine dair bk. Tuhfetü'l-ahvezî, VIII, 96.

    Öneri Formu
16216 T002829 Tirmizi, Edeb, 61


    Öneri Formu
1117 B000045 Buhari, İman, 33


    Öneri Formu
280629 B003321-2 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 17