255 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer (T) Bize Ebu Bekr b. Nâfi' -lafız ona ait-, ona Gunder, ona Şube b. Haccâc, ona Seleme b. Küheyl, ona Müslim el-Batîn, ona Saîd b. Cubeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: "İslam öncesinde kadınlar Kabe'yi çıplak olarak tavaf ederlerdi. Bazen kadınlar 'Avret mahallimi örtecek bir tavaf elbisesini ödünç verecek yok mu?' derdi. Sonra 'Bugün avret mahallimin bir kısmı yahut hepsi görünür belki, ama, görünen kısmın(a bakanlara hakkım)ı helal etmiyorum!' derdi. Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nazil oldu: "Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin)! (A'raf, 7/31)"
Açıklama: الْيَوْمَ يَبْدُو بَعْضُهُ أَوْ كُلُّهُ فَمَا بَدَا مِنْهُ فَلاَ أُحِلُّهُ Bu ifadeler kadının fuhşiyat için açılmadığını sadece günah işlemiş olduğu elbiselerden kurtulmak için elbiselerini çıkardığını gösteren, ancak tavaf etmek için elbise bulamayınca kimse ona bakmasın diye sarf ettiği sözlerdir. Bkz. el-Kevkebü'l-Vehhâc, 26/542.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer; (T) Bize Ebu Bekr b. Nâfi' -hadis onun lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, ona Gunder, ona Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona Müslim el-Batîn, ona da Said b. Cübeyr'in rivayet ettiğine göre İbn Abbas şöyle demiştir: (İslam öncesinde kimi zaman) kadın(lar, ihram alacak paraları olmadığından) Ka'be'yi çıplak olarak tavaf ede(cek duruma düşe)rdi. Bu kadınlar "Bana ödünç tavaf elbisesi verecek olan yok mu ki şu avret mahallimi örteyim! Bugün öyle bir haldeyim ki avret mahallim kısmen yahut tamamen açıkta kalıyor. Açıkta kalan kısımlarına (bakılmasını) helal etmiyorum!" derdi. Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nazil oldu: "Ey Âdemoğulları! Her mescitte zinetinizi takının (güzel ve temiz giyinin)!" (A'raf, 7/31)"
Bana İshak b. Mansur, ona en-Nadr b. Şümeyl, ona Şube, ona Seleme b. Küheyl, ona Bükeyr, ona da Küreyb, İbn Abbas'tan rivayet etti: Seleme dedi ki: Küreyb'e rastladım bana İbn Abbas şöyle anlattı dedi: Ben teyzem Meymune'nin evinde idim. Rasulullah (sav) geldi. Sonra hadisi Ğunder'in hadisi gibi rivayet etti. Bu rivayetteki; "benim için bir nur yarat" cümlesini hiç şüphe etmeden kullandı, yahut beni nur eyle! cümlesini zikretmedi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, o ikisine Ebu Ahvas, ona Said b. Mesruk, ona Seleme b. Küheyl, ona da İbn Abbas'ın azadlısı Ebu Rişdîn, İbn Abbas'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Bir gece teyzem Meymune'nin evinde kaldım. -Ravi hadisi anlattı, ancak Rasûl-i Ekrem'in yüzünü ve ellerini yıkadığını söylemedi. Fakat şöyle dedi-: Rasulullah (sav) sonra su tulumunu aldı, bağını çözdü ve suyu israf etmeden, gereğinden az da kullanmadan orta bir abdest aldı. Sonra yatağına gitti ve uyudu. Sonra bir daha kalktı ve yine tulumu alıp ipini çözdü. Bu sefer öyle bir abdest aldı ki, işte abdest ona derler! Sonra; "ya Rabbi! Bana pek büyük bir nur ihsan eyle!" dedi. "Beni nur eyle!" cümlesini söylemedi.
Açıklama: Sahih bima ba'deh