16 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis elMüzenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübevvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) benzeri (nahve) bir hadis rivayet edip (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin (rivayet ettiği) hadistir.]
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübüvvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) muhteva bakımında benzeri bir hadis rivayet etmiş ancak (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin rivayet ettiği hadistir.]
Hz. Peygamber'den (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kim Allah için büyük ya da küçük bir mescit bina edense, Allah da o kimseye cennette bir ev bina eder. Bu hadisi bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdurrahman Mevlâ Kays, ona Ziyâd en-Nümeyrî ona da Enes, Hz. Peygamber (sav)'den bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Enbiyâ suresi 104. ayette (o gün, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz) geçen 'sicil' kelimesinin 'yazılı sahife', 'melek' veya Rasulullah'ın (sav) kâtibi olduğu söylenmiştir. İbnü'l-Esîr onun hakkında 'Rasulullah'ın (sav) kâtibi, meçhuldür' ifadesini kullanmaktadır. İbn Hacer ise İsâbe'sinde onun Rasulullah'ın (sav) kâtibi olduğundan bahisle hem buna hem de Habeşli bir adam olduğuna dair birtakım rivayetlere yer vermiştir. İbn Kayyim ise Rasulullah'ın (sav) sahabesi arasında böyle bir isimde kimsenin bulunmadığını, O'nun kâtiplerinin belli olduğunu, onların içinde bu isimle maruf birinin olmadığını söylemiş, söz konusu ayetin Mekke'de nazil olduğunu ve Mekke döneminde Hz. Peygamber'in kâtibinin bulunmadığını belirtmiştir.