8 Kayıt Bulundu.
Bize Nisabur'da Ebû Abdullah el-Hafız ve Kûfe'de Ebû'l-Kasım Zeyd b. Cafer b. Muhammed b. Ali el-Alevî, onlara Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Duhaym eş-Şeybânî, ona İbrahim b. Abdullah el-Absî, ona Vekî', ona el-A'meş ona Mücahid, ona Tavus ve ona da İbn Abbas şunu rivâyet etti: Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçiyorken şöyle demişti: "Bu ikisi azap görüyorlar, ancak büyük bir günahtan dolayı azap görmüyorlar; bunlardan biri insanlar arasında laf taşırdı, diğeri ise küçük abdestinden sakınmıyordu." Vekî', burada sakınmıyordu anlamına gelen "Lâ yestenzihu" kelimesi yerine, yine aynı manaya gelen "Lâ yetevekka" lafzını kullandı. İbn Abbas dedi ki: Sonra Hz. Peygamber taze bir hurma dalı istedi, onu ikiye böldü, sonra bu parçalardan birini mezarın birine diğerini de ötekine dikti. Sonra da, "Umulur ki, bunlar kurumadığı müddetçe onların azapları hafifletilir."
Açıklama: Bu isnadda geçen (ح) harfi müellifin kendisine ulaşan birkaç isnadı birleştiğini göstermektedir. Yani adı geçne her harften sonra müellif tekrar hocasını sayıyor demektedir. Buna göre yukarıdaki isnadda müellifin Hasan b. Affan, İbrahim b. Abdullah ve Ebû Ömer el-Kûfî olmak üzere üç tane hocası bulunmakta ve bu isnadlar A'meş'te birleşmektedir. Buna tahvil uygulaması denir. Hadisin sonundaki zikredilen isnad ise destek için kaydedilmiş olup, mutâbî olarak adlandırılır. Müminlerin birbirlerini sevmeleri kamil anlamda iman etmiş olmaları için şarttır. Ancak iman etmedikçe cennete giremezsiniz cümlesindeki iman ise zahir manasına göre anlaşılır. Yani iman etmeyen kişilerin cennete giremeyecekleri belirtilmektedir. Öte yandan benzer lafızların zikredildiği Ebû Musa el-Eş'arî'den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber selam vesilesiyle bireysel sevgi ve saygının yanı sıra toplumsal ülfet ve birlikteliğin sağlanacağını daha farklı ifadelerle açıklamıştır.