Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
75457, HM024937
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ إِسْحَاقَ قَالَ أَخْبَرَنِي جَعْفَرُ بْنُ كَيْسَانَ عَنْ آمِنَةَ الْقَيْسِيَّةِ قَالَتْ سَمِعْتُ عَائِشَةَ تَقُولُ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تَشْرَبُوا إِلَّا فِيمَا أُوكِئَ عَلَيْهِ
Tercemesi:
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Aişe bt. Ebubekir 24937, 8/104
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amine el-Kaysiyye (Amine bt. Abdullah)
3. Cafer b. Keysan el-Müezzin (Cafer b. Keysan)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. İshak el-Becelî (Yahya b. İshak)
Konular:
Adab, su içme adabı
Kaplar, Eşyalar, Hz Peygamber döneminde kullanılan kap kacak
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33932, D004898
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası; (T)
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere, ona Muaz b. Muaz, ona İbn Avn dedi ki: Ben kim, "kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur." (Şura suresi 41. Ayette geçen) intikamın hükmünü sorardım. Bana Ali b. Zeyd Cüdân, ona babasının hanımı olan Ümmü Muhammed'den (Amine) (bir hadis naklederek bu soruma cevap verdi). İbn Avn dedi ki: Ümmü Muhammed'in (Amine), Müminlerin annesi Hz. Aişe'nin yanına girip çıktığını başkaları da söylemiştir. (Bir gün) müminlerin annesi Hz. Aişe ona şöyle demiş: Yanımızda Zeyneb bt. Cahş varken Rasulullah (sav) içeri girdi. Eliyle (karı-koca arasında olabilecek) bir şey yaptı. Ben de kendisine Zeyneb'in varlığı hatırlattım. Rasulullah (sav) da (yaptığı şeyi) bıraktı. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Aişe'ye yöneldi ve ona hakaret etti. Hz. Peygamber (sav) Zeyneb'i bundan menetse de o vazgeçmedi. Hz. Peygamber de (sav) Hz. Aişe'ye; "sen de ona dil uzat (mukabelede bulun)." dedi. Hz. Aişe de Hz. Zeyneb'e dil uzattı ve onun hakkından geldi. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Ali'ye gitti ve Aişe bu yaptığıyla size hakaret etmiş oldu dedi. Derken Hz. Fatma (durumu arz etmek için) Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Hz. Peygamber (sav) ona; "Kâbe'nin sahibine yemin olsun ki, Aişe senin babanın sevgilisidir" dedi. Bunun üzerine Hz. Fatma oradan ayrılmış ve Haşimoğlularına ben Hz. Peygamber'e (sav) şöyle şöyle dedim; o da bana şunları şunları söyledi demiştir. Hz. Ali'de Rasulullah'a (sav) gelip bu konuda onunla konuşmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 49, /1113
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amine el-Kaysiyye (Amine bt. Abdullah)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Eziyet, müslümanın müslümana
Hz. Peygamber, hanımları
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273447, D004898-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ قَالَ كُنْتُ أَسْأَلُ عَنْ الاِنْتِصَارِ
"وَلَمَنِ انْتَصَرَ بَعْدَ ظُلْمِهِ فَأُولَئِكَ مَا عَلَيْهِمْ مِنْ سَبِيلٍ." فَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ امْرَأَةِ أَبِيهِ قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَزَعَمُوا أَنَّهَا كَانَتْ تَدْخُلُ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ قَالَتْ أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا زَيْنَبُ بِنْتُ جَحْشٍ فَجَعَلَ يَصْنَعُ شَيْئًا بِيَدِهِ فَقُلْتُ بِيَدِهِ حَتَّى فَطَنْتُهُ لَهَا فَأَمْسَكَ وَأَقْبَلَتْ زَيْنَبُ تَقْحَمُ لِعَائِشَةَ رضى الله عنها فَنَهَاهَا فَأَبَتْ أَنْ تَنْتَهِىَ فَقَالَ لِعَائِشَةَ "سُبِّيهَا" فَسَبَّتْهَا فَغَلَبَتْهَا فَانْطَلَقَتْ زَيْنَبُ إِلَى عَلِىٍّ رضى الله عنه فَقَالَتْ إِنَّ عَائِشَةَ رضى الله عنها وَقَعَتْ بِكُمْ وَفَعَلَتْ. فَجَاءَتْ فَاطِمَةُ فَقَالَ لَهَا
"إِنَّهَا حِبَّةُ أَبِيكِ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ" فَانْصَرَفَتْ فَقَالَتْ لَهُمْ إِنِّى قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا فَقَالَ لِى كَذَا وَكَذَا. قَالَ وَجَاءَ عَلِىٌّ رضى الله عنه إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَلَّمَهُ فِى ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası; (T)
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere, ona Muaz b. Muaz, ona İbn Avn dedi ki: Ben kim, "kendisine edilen zulümden sonra hakkını alırsa artık böyleleri üzerine (ceza için) bir yol yoktur." (Şura suresi 41. Ayette geçen) intikamın hükmünü sorardım. Bana Ali b. Zeyd Cüdân, ona babasının hanımı olan Ümmü Muhammed'den (Amine) (bir hadis naklederek bu soruma cevap verdi). İbn Avn dedi ki: Ümmü Muhammed'in (Amine), Müminlerin annesi Hz. Aişe'nin yanına girip çıktığını başkaları da söylemiştir. (Bir gün) müminlerin annesi Hz. Aişe ona şöyle demiş: Yanımızda Zeyneb bt. Cahş varken Rasulullah (sav) içeri girdi. Eliyle (karı-koca arasında olabilecek) bir şey yaptı. Ben de kendisine Zeyneb'in varlığı hatırlattım. Rasulullah (sav) da (yaptığı şeyi) bıraktı. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Aişe'ye yöneldi ve ona hakaret etti. Hz. Peygamber (sav) Zeyneb'i bundan menetse de o vazgeçmedi. Hz. Peygamber de (sav) Hz. Aişe'ye; "sen de ona dil uzat (mukabelede bulun)." dedi. Hz. Aişe de Hz. Zeyneb'e dil uzattı ve onun hakkından geldi. Bunun üzerine Hz. Zeyneb, Hz. Ali'ye gitti ve Aişe bu yaptığıyla size hakaret etmiş oldu dedi. Derken Hz. Fatma (durumu arz etmek için) Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Hz. Peygamber (sav) ona; "Kâbe'nin sahibine yemin olsun ki, Aişe senin babanın sevgilisidir" dedi. Bunun üzerine Hz. Fatma oradan ayrılmış ve Haşimoğlularına ben Hz. Peygamber'e (sav) şöyle şöyle dedim; o da bana şunları şunları söyledi demiştir. Hz. Ali'de Rasulullah'a (sav) gelip bu konuda onunla konuşmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 49, /1113
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amine el-Kaysiyye (Amine bt. Abdullah)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Eziyet, müslümanın müslümana
Hz. Peygamber, hanımları
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe