14 Kayıt Bulundu.
Bana Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe şöyle rivayet etmiştir. Babası (Abdullah b. Utbe) Ömer b. Abdullah b. Erkam ez-Zührî'ye bir mektup yazarak Sübey'a bt. Hâris el-Eslemi'nin yanına gitmesini, kendisinden hadisini ve gebeliği hakkında fetva istediğinde Hz. Peygamber'in ona verdiği cevabı sormasını emretti. Bunun üzerine Ömer b. Abdullah b. Erkam Abdullah b. Utbe'ye cevap yazarak Sübey'a bt. Hâris'in, Sa'd b. Havle'nin eşi olduğunu bildirdi. Ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Âmir b. Lüey oğullarının azatlısı Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, ona da babası Bedir ashabından olan Muhammed b. İyâs b. Bükeyr şöyle aktarmıştır: Sa'd b. Havle, Âmir b. Lüey oğullarından, Bedir Savaşı'nda bulunmuş birisiydi. Veda Haccında vefat ettiğinde (eşi Sübey'a) hamileydi. Vefatın üzerinden çok geçmeden doğum yaptı ve lohusa dönemi biter bitmez talipleri için süslendi. Bu sırada Abdu'd-dâr oğullarından Ebu Senâbil b. Ba'kek, yanına gelerek ona "Ne o? Seni taliplerin için süslenmiş görüyorum. Sanıyorum evlenmek istiyorsun. Ama (eşinin vefatının) üzerinden dört ay on gün geçmedikçe vallahi sen kesinlikle evlenemezsin" dedi. Sübey'a der ki: Bana böyle söyleyince ben akşam elbisemi giyip Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım ve konuyu ona sordum. Hz. Peygamber (sav) çocuğumu doğurduğum zaman evlenebileceğime dair bana fetva verdi ve arzu ettiğimde evlenmemi bana salık verdi. Esbağ'ın Yunus'dan, onun İbn Vehb'den, onun da Yunus'tan rivayet, bu hadise mütabaat etmiştir.
Bana Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe şöyle rivayet etmiştir. Babası (Abdullah b. Utbe) Ömer b. Abdullah b. Erkam ez-Zührî'ye bir mektup yazarak Sübey'a bt. Hâris el-Eslemi'nin yanına gitmesini, kendisinden hadisini ve gebeliği hakkında fetva istediğinde Hz. Peygamber'in ona verdiği cevabı sormasını emretti. Bunun üzerine Ömer b. Abdullah b. Erkam Abdullah b. Utbe'ye cevap yazarak Sübey'a bt. Hâris'in, Sa'd b. Havle'nin eşi olduğunu bildirdi. Ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Âmir b. Lüey oğullarının azatlısı Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, ona da babası Bedir ashabından olan Muhammed b. İyâs b. Bükeyr şöyle aktarmıştır: Sa'd b. Havle, Âmir b. Lüey oğullarından, Bedir Savaşı'nda bulunmuş birisiydi. Veda Haccında vefat ettiğinde (eşi Sübey'a) hamileydi. Vefatın üzerinden çok geçmeden doğum yaptı ve lohusa dönemi biter bitmez talipleri için süslendi. Bu sırada Abdu'd-dâr oğullarından Ebu Senâbil b. Ba'kek, yanına gelerek ona "Ne o? Seni taliplerin için süslenmiş görüyorum. Sanıyorum evlenmek istiyorsun. Ama (eşinin vefatının) üzerinden dört ay on gün geçmedikçe vallahi sen kesinlikle evlenemezsin" dedi. Sübey'a der ki: Bana böyle söyleyince ben akşam elbisemi giyip Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım ve konuyu ona sordum. Hz. Peygamber (sav) çocuğumu doğurduğum zaman evlenebileceğime dair bana fetva verdi ve arzu ettiğimde evlenmemi bana salık verdi. Esbağ'ın Yunus'dan, onun İbn Vehb'den, onun da Yunus'tan rivayet, bu hadise mütabaat etmiştir.
Süleyman b. Harb ve Ebu Numan der ki: Bize Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona da Muhammed şöyle demiştir: Ben, Abdurrahman b. Ebu Leylâ'nın içinde bulunduğu ve öğrencilerinin kendisine çok hürmet ettikleri bir ders halkasındaydım. İbn Ebu Leylâ, kocası ölen kadının iddet müddeti hakkında “iki müddetin en uzun olanıdır” dedi. Ben Sübey'a bt. Hâris'in hadisini, Abdullah b. Utbe senediyle rivayet ettim, bunun üzerine öğrencilerinden bazısı susmam için bana işarette bulundu. Muhammed der ki: Ben onun bu görüşü inkâr ettiğini anladım ve “eğer ben Abdullah b. Utbe, Kûfe'de bir yerde iken, ben hala onun adına yalan söyleye biliyorsam, demek ki gerçekten çok cesur biriyim” dedim. Bunun üzerine o bana karşı tutumundan utandı ve “ama amcası (abdullah b. Mesud) bunu söylemedi” dedi. İbn Şîrîn der ki: Ben Ebu Atıyye Mâlik b. Âmir'e varıp bu hadisi sordum, Mâlik de Subey'a hadisini bana rivayet etti. Bunun üzerine “Sen Abdullah ibn Mesud'dan bu konuda bir şey işittin mi?” diye sordum, o da şu cevabı verdi: Biz Abdullah b. Mesud'un yanında idik bize “Siz kadınlar hakkında ruhsatı değil de ağır hükmü mü uyguluyorsunuz? Kısa Nisa Sûresi'ndeki (yani Talak Suresi) "hamile kadınların iddeti, doğumla sona erer" (Talâk, 4) ayeti, uzun Sureden (Bakara'dan) sonra inmiştir” dedi.