5 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifâ'a b. Râfi' ez-Zürakî, ona babasının amcası Muaz b. Rifâ'a, ona da babası (Rifâ'a b. Râfi') şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılıyordum. Bir ara aksırdım ve "el-Hamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, mübâreken aleyhi kemâ yühibbü rabbünâ ve yerdâ" (Rabbimizin razı ve hoşnut olacağı gibi, çokça, gönülden, onu tenzih ederek, onu mübarek sayarak hamdolsun!) dedim. Hz. Peygamber (sav), namazını bitirince döndü ve 'namazda konuşan kimdi?' buyurdu. (Ancak) kimse cevap vermedi . Nebî (sav), ikinci defa 'namazda konuşan kimdi?' buyurdu. (Yine) kimse cevap vermedi. Rasulullah (sav) üçüncü kez 'namazda konuşan kimdi?' buyurunca 'Bendim yâ Rasulullah' dedim. Hz. Peygamber (sav), 'nasıl demiştin, tekrarla bakayım?' buyurdu. Bunun üzerine 'el-Hamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, mübâraken aleyhi kemâ yühibbü rabbünâ ve yerdâ' dedim. Rasulullah (sav) da, 'canımı yed-i kudretinde tutan (Allah'a) yemin olsun ki, otuz küsur melek, bu sözü Allah katına hangisi önce taşıyacak diye yarıştı' buyurdu. Bu konuda Enes, Vâil b. Hucr ve Âmir b. Rabî'a'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Rifâ'a hadisi, hasen bir hadistir. Bir kısım ilim ehli nezdinde bu hadis(in gereğince amel etmek), nafile namazlarda söz konusu olsa gerektir. Zira tâbiînden pek çok kimsenin görüşüne göre kişi farz namazda aksırdığında sadece içinden Allah'a hamdeder. Onlar, bundan daha fazlasını caiz görmemişlerdir.
Açıklama: Rifa'a b. Yahya rivayetlerinde saduk ve hasenul-hadistir.
Bana Kuteybe b. Said (ve bir benzerini Said b. Abdülcebbar), Kuteybe'ye Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifa'a b. Rafi', ona babasının amcası Muaz b. Rifa'a b. Rafi', ona da babası (Rifa'a b. Rafi') şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kıldım. Derken Rifa'a (yani ben) hapşırdı(m) -Kuteybe rivayette Rifa'a dememiştir- (Rifa'a devamla dedi ki:) Sonra da Elhamdülillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübâreken aleyh, kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ/En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah'a mahsustur, diye dua ettim. Rasulullah (sav) namazını bitirince bize döndü ve "namazda konuşan kimdi?" diye sordu. [Ravi devamında, bu hadisi Malik'in naklettiği rivayete benzer biçimde, ancak ondan daha eksiksiz bir şekilde zikretti.]
Bize Kuteybe, ona Rifâa b. Yahya b. Abdullah b. Rifâa b. Râfi', ona babasının amcası Muaz b. Rifâa b. Râfi', ona da babası (Rifâa b. Râfi') şöyle demiştir: "Birgün Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılarken aksırdım. Sonra da "Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübareken aleyh kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ (En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah’a mahsustur)" dedim. Rasulullah (sav) namazı kılıp bitirince: "Namazda konuşan kimdi?" buyurdu. Kimse bir şey söylemedi. Sonra ikinci kez "Namazda konuşan kimdi?" diye sordu. Bunun üzerine "Benim Ey Allah'ın Rasulü!" dedim. Rasulullah (sav) "Nasıl demiştin, bir daha de bakayım?" buyurdu. Ben de: “Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübareken aleyh kema yuhıbbu Rabbunâ ve yerdâ (En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah’a mahsustur), dedim" diye söyledim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a and olsun ki, otuzdan fazla melek bu duayı (Allah katına) hangisi önce çıkaracak diye yarıştılar!"
Bana Kuteybe b. Said (ve bir benzerini Said b. Abdülcebbar), Kuteybe'ye Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifa'a b. Rafi', ona babasının amcası Muaz b. Rifa'a b. Rafi', ona da babası (Rifa'a b. Rafi') şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kıldım. Derken Rifa'a (yani ben) hapşırdı(m) -Kuteybe rivayette Rifa'a dememiştir- (Rifa'a devamla dedi ki:) Sonra da Elhamdülillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübâreken aleyh, kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ/En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah'a mahsustur, diye dua ettim. Rasulullah (sav) namazını bitirince bize döndü ve "namazda konuşan kimdi?" diye sordu. [Ravi devamında, bu hadisi Malik'in naklettiği rivayete benzer biçimde, ancak ondan daha eksiksiz bir şekilde zikretti.]