Giriş

Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Musab b. Muhammed b. Şurahbil, ona Ya'lâ b. Ebu Yahya, ona Fatıma bt. Hüseyin, ona da Hüseyin b. Ali'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "At üzerinde gelse bile, dilenenin hakkı vardır."


Açıklama: “At üzerinde gelse bile” ifadesi, zengin görünse bile anlamındadır. Kendisini zillete düşürüp el açan insanın geri çevrilmemesi tavsiye edilmektedir. Şüphesiz bu tavsiye normal insanlar için yapılmıştır. Hz. Peygamber döneminde Müslümanlar, ihtiyaçları olmadıkça kimseden bir şey istemezlerdi, hatta ihtiyaç hâlinde bile istemekten kaçınırlardı. Ama zaman içerisinde insanlar dilenmeyi meslek edinir ve insanların merhamet duygularını istismar etmeyi itiyat hâline getirirlerse, şüphesiz böyle bir istismara da âlet olmamak gerekir. Böyle bir zilleti kişiliğinin bariz vasfı hâline getiren insanları da eğitim yoluyla bu zilletten kurtarmak için onlara yardımcı olmak gerekir.

    Öneri Formu
10927 D001665 Ebu Davud, Zekât, 33

Bize Muhammed b. Râfi', ona Yahya b. Adem, ona Züheyr, ona yanında Süfyan'ın bulunduğu bir şeyh, ona Fatıma bt. Hüseyin, ona babası, ona da Hz. Ali (ra), Rasulullah'tan (sav) bir önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
10928 D001666 Ebu Davud, Zekât, 33

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet pa­yımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyum­culuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla dü­ğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı devele­rim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şey­leri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri ke­silmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hâ­rise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görme­dim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim. Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya baş­ladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi. Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.


    Öneri Formu
136965 B003091 Buhari, Farzu'l-Humus, 1


    Öneri Formu
18499 D002986 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 19, 20


    Öneri Formu
15123 İM001512 İbn Mâce, Cenâiz, 27


    Öneri Formu
110625 MŞ014188 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Hac, 200


    Öneri Formu
32250 B004724 Buhari, Tefsir, (Kehf) 1