14 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. Mervan er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyûb (el-Abdî), ona Cafer b. Burkan, ona Meymûn b. Mihrân, ona Miksem, ona da (abdullah) b. Abbas (r.anhümâ) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Hayber'i fethedince Hayberlilere (mevcut topraklarında kalmalarına karşılık) arazilerin, sarı ve beyaz, yani altın ve gümüş ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu. Hayberliler de “Bizler, araziyi işleme konusunu çok daha iyi biliriz. Çıkan (hurmanın) yarısının bizim, yarısının sizin olması şartıyla araziyi işlemek üzere bize verin” dediler. [Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) bu şartla araziyi onlara verdiğini söylemiştir.] Meyveleri toplama zamanı gelince Rasulullah (sav), İbn Ravâha'yı onlara gönderdi. İbn Ravâha, hurmaların miktarını Medinelilerin Hars dedikleri bir usulle, tahmini olarak tespit etti. Bilahare İbn Ravâha (ra) “Şu hurmalıklarda şu kadar şu kadar hurma vardır” dedi. Hayberliler ise “Bizim aleyhimize fazla bir rakam çıkardın, ey İbn Ravâha” dediler. İbn Ravâha da “O halde ben hurmayı tahminen hesaplar, söylediğim miktarın yarısını size veririm.” dedi. Bunun üzerine Hayberliler "Hak olan budur. Gök ve yer ancak bununla ayakta durur” dediler. Sonra da “Senin söylediğin miktarı almaya razıyız” dediler.
Bize Musa b. Mervan (et-Temmâr) er-Rakkî, ona Muâfa (b. İmran el-Ezdî); (T) Bize Ahmed b. Said el-Hemdanî, ona İbn Vehb –ki onun hadisi budur- ona Hişam b. Said, ona Said b. Ebu Said (el-Makburî), ona babası (Ebu Said Keysan el-Makburî), ona da Ebu Hureyre Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Aziz ve Celil olan Yüce Allah, cahiliyye döneminin kibrini ve atalarla övünme âdetini sizden gidermiştir. (İnsanlar iki kısımdır. Birincisi) takva sahibi mümin kimseler, (ikincisi de) Allah yolundan sapmış bedbaht kimselerdir. Sizler Adem'in çocuklarısınız; Adem de topraktan (yaratılmış)tır. Allah'a yemin olsun ki insanlar ya kavimlerle övünmeyi terk ederler -ki onlar cahiliyye âdeti üzere yaşadıkları için şimdi) cehennem kömürlerinden bir kömürdürler- ya da Allah katında burnuyla dışkı yuvarlayan bok böceğinden daha değersiz bir hale düşerler."
Bize Abdülvehhab b. Necde ve Musa b. Mervan, o ikisine Bakiyye b. Velid, ona Bahîr b. Sa'd, ona Halid b. Ma'dân, ona Seyf (Şami), ona da Avf b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) iki kişi arasında hüküm verdi.. Aleyhine hüküm verilen kişi arkasını dönüp giderken “Hasbiyallah ve ni'mel vekîl (Allah bana yeter, o ne güzel vekildir)” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allah Teala işlerde gevşeklik gösterilmesini sevmez. Senin işini sıkı tutup ihtiyatlı davranman gerekirdi. Bir işin üstesinden gelmekten aciz kaldığın zaman 'Hasbiyallah ve ni'mel vekîl' de."