170 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Ali b. Ahmed b. Karkûb et-Temmâr hadiste bir şey değildir. (Neyif b. Slah, Ravdulbasim fi teracimi şuyuhil-hakim, I, 691)
Açıklama: Aksırmak ve esnemek insanlara arız. olan tabiî hallerdendirler. Bunların iyi veya kötü olarak vasıflanmaları, bu halleri doğuran sebeplerle alakalıdır. Aksırmak, bedendeki canlılıktan ve beden hafifliği yani dinçlikten ileri gelir. Bunun için aksırmak iyi bir haldir. Nezle gibi hastalıktan ileri gelmesi tabiî hal dışında kulun özel bir durumdur ki, konu dışında kalır. Esnemek ise, vücut ağırlığından, usanmak, tembellik ve fazla yemekten meydana geldiği için iyi bir hal değildir. Elden geldiği kadar bunu engellemeğe çalışmak icab eder. Aksrrrnak insanı çalışmaya, ibadet ve harekete götürdüğü için iyidir. Esnemek tembellik ve gevşeklik kazandırdığı için hoş değildir, şeytanın razı olduğu bir haldir. Esnemeyi engellemek, ağzı tutmak ve kendine gelmek suretiyle olduğu gibi. Hz. Peygamber (sav)'in hayatlarında hiç esnemediklerini hatırlamakla da olur. Aksırmakta uyarıcı bir şiddet hali bulunduğu için, aksırmak suretiyle selâmete çıkan insanın Allah'a hamd etmesi gerekir. "Elhamdü Lîllâh", der. Bu sözü duyan her müslüman da teşmît eder — "Yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin), der. Hanefîlerce bîr kişinin teşmîti kifayet eder. Teşmît'e karşı aksıranın «Yehdina ve yehdİkümuilah" (Allah bize de, sîze de hidayet etsin) demesi müstahabdır. Namazda iken aksıran kimse hafif ve gizli olarak hamd getirir; bu namazı bozmaz. Fakat namaz içinde bulunanın aksıran başka kimseye teşmît etmesi, ona cevap olacağından namazını bozar.