6 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc, ona da Abdulhamid b. Cübeyr b. Şeybe şöyle rivayet etti: Said b. Müseyyeb'in yanına oturdum. O bana şunu anlattı. Dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben, babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. [Said İbnü’l-Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı." demiştir.]
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, babası Müseyyeb'in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) Sadi'in dedesine "adını sordu." O da adının Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. Hazn, hayır olmaz. Sehl (düz arazi manasındadır) ayaklar altında çiğnenir ve hakir görülür cevabını verdi. [Said b. Müseyyeb, bundan sonra karamsarlığın/kasavetin başımıza geleceğini düşündüm demiştir.] [Ebû Davud, Hz. Peygamber'in (sav) el-Âs, Azîz, Atale, Şeytan, Ğurâb, Hubâb isimlerini değiştirdiğini; Şihâb ismini Hişâm ile, Harb ismini Selm ile, el-Muttaci' ismini el-Münbais ile değiştirdiğini; Afira (bir şey bitmeyen arazi) ismini Hadıra (yemyeşil arazi) ismiyle, Şiabu'd-dalâle (dalalet yolu)ismini, Şiabu'l-hüdâ (hidayet yolu) ismiyle, Benü'z-zinye ismini Benü'r-rişde ismiyle, Benû muğviye ismini Benû rişde ismiyle değiştirdiğini nakletmiştir.] [Ebu Davud rivayetlerin senetlerini ihtisar/kısaltmak için hazfettiğini söylemiştir.]
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etti: Said'in dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona "Adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. Said b. Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı" demiştir. Bize Ali b. Abdullah ve Mahmud, bu ikisine Abdurrazzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) ona da dedesi (Hazn b. Ebu Vehb) bu geçen hadisi rivayet etti.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona Saîd b. Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn), ona da dedesi (Hazn el-Muhâcirî) şöyle demiştir: Cahiliye devrinde büyük bir sel geldi ve iki tepe arasını kaplayıp bürüdü. Süfyân der ki: Amr b. Dînâr “bu, uzunca bir hikayesi olan bir hadistir” derdi.