19 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Âsım Huşeyş b. Asram en-Nesâî, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Hakem b. Ebân, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: "Bir adam “Ey Allah’ın Rasulü, babam hac edemeden vefat etti, ben onun yerine hac edeyim mi?” diye sordu. Allah Rasulü (sav) “Babanın borcu olsaydı onu öder miydin, ne dersin?” buyurdu. O “Evet” deyince, Allah Rasulü (sav) “Allah’ın borcunun ödenmesi daha bir haktır” buyurdu."
Bize Ebu Asım Huşeyş b. Esram, ona Abdurrezzak, ona Cafer b. Süleyman, ona Sabit, ona da Enes şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir yıl önceki yapamadığı umresini kaza için Mekke'ye girerken İbn Revaha Hz. Peygamber'in (sav) önünde “Savulun kafir çocukları Onun yolundan, bugün Onun gelişiyle sizi vuracağız, öyle bir vuruş ki kafayı boyundan ayıracak ve dostu da dostundan ayıracak” diye şiir okudu. Bunu gören Hz. Ömer “Ey İbn Revaha hem Allah'ın hareminde şiir okuyorsun hem de Peygamber'in (sav) önünde gidiyorsun” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Dokunma ona, bu söyledikleri düşmanlara, ok yarasından daha çok tesirlidir."
Bize Ebu Asım Huşeyş b. Asram (en-Nesaî), ona Abdurrezzak (b. Hemmam), ona (Süfyan) es-Sevrî, ona Salih (b. Salih es-Sevrî) el-Hemdanî, ona (Âmir) eş-Şa'bî, ona da Abdu Hayr (b. Yezid el-Hemdanî)'nin naklettiğine göre Zeyd b. Erkam (el-Ensarî) şöyle anlatmıştır: Ali, Yemen'de görevli iken huzuruna üç kişi getirildi. Bunların üçü de aynı temizlik süresi içerisinde bir kadınla (cariye ile) cinsel ilişkide bulunmuşlar (ve her biri doğan çocuğun kendisine ait olduğunu iddia ettiğinden anlaşmazlığa düşmüşlerdi.) Ali, bunlardan ikisine "Çocuğun bu üçüncü kişiye ait olmasını kabul eder misiniz?" diye sordu. O ikisi "Hayır kabul etmiyoruz" dediler. Ali, daha sonra diğer iki kişiye "Çocuğun bu üçüncü şahsa ait olduğunu kabul eder misiniz?" diye sordu. Yine ikisi birden "Hayır" dediler. Bunun üzerine Ali aralarında kura çekti, çocuğun nesebini kurayı kazanana bağladı ve kadının (ümmü veled olmak suretiyle elde ettiği hürriyetinin karşılığı olan) diyetinin üçte ikisini ödeme yükümlülüğünü de ona verdi. Bu olay Hz. Peygamber’e (sav) anlatılınca, (hüküm çok hoşuna gittiği için) azı dişleri görününceye kadar güldü.
Bize Ebu Asım Huşeyş b. Esram, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) içlerinde Ömer b. Hattab'ın da bulunduğu ashabdan bir grup ile İbn Sâid'e (Sayyâd'a) denk geldi. O çocuktu ve Benî Mağale konağı yanında erkek çocuklarla oynuyordu. Rasulullah (sav) eliyle onun sırtına dokunana kadar İbn Sayyâd, onun geldiğinin farkına varamamıştı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona "Benim, Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ediyor musun?" dedi. İbn Sayyâd Rasulullah'a bakıp Senin, ümmîlerin nebisi olduğuna şehadet ediyorum, sen de benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eder misin? dedi. Rasulullah (sav) "Ben Allah'a ve Resullerine iman ettim" buyurdu, ardından İbn Sayyad'a "sana gelen nedir?" diye sordu. İbn Sayyad bana gerçek haberler de gelir, yalan haberler de diye cevap verdi. Rasulullah "öyleyse senin işin çok karışıktır" buyurdu. Sonra da ona "gönlümde senin için bir şey geçirdim, (onu bil bakalım)" buyurdu. Allah Rasulü gönlünde "Semanın açık bir duman getirdiği gün" (Duhân, 10) ayetini saklamıştı. İbn Sayyâd " o duh (duman)dır" dedi. Rasulullah (sav) "yıkıl karşımdan, kaderini asla aşamayacaksın" buyurdu. Hz. Ömer Ya Rasulullah, bana izin ver onun boynunu vurayım dedi. Rasulullah (sav) "eğer o Deccal ise ona asla üstün gelinemez. Deccal değilse onu öldürmekte hayır yok" buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْفَقْرِ