Giriş

Bize el-Hasan b. Ali, ona Yahya b. Adem, ona Süfyan, ona Hakîm b. Cübeyr, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Yezid, ona babası, ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kendisine yetecek malı olduğu halde başkalarına el açan insanın aldığı mal, onun suratında bir tırmalama –veya soyma veya ısırma- yarası açtığı halde kıyâmet günü mahşere gelir." Ey Allah’ın Rasulü insana yetecek miktar mal ne kadardır? diye soruldu. "Elli dirhem gümüş veya o kıymette altındır," buyurdu. [Ravi Yahya dedi ki: Abdullah b. Osman, Süfyan'a: Hatırladığıma göre Şu'be, Hakîm b. Cübeyr'den (hadis) rivayet etmezdi" dedi. Süfyân da bu hadisi bize Muhammed b. Abdurrahman b. Yezid'den, Zübeyd rivayet etti cevabını verdi.]


Açıklama: Hanefî fukahası, giyecek bir elbisesi ve günlük yiyeceği olan insanın dilenmesini helâl saymaz. Onlara göre zenginliğin ölçüsü de aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olmaktır, ki o da iki yüz dirhem gümüştür. İmam Mâlik ve Şâfiî’ye göre ise zenginliğin belli bir ölçüsü yoktur. Dolayısıyla kendisine ve aile efradına bir yıl yetecek kadar mala sahip olmayan insanın zekât alması helâldir. Ahmed b. Hanbel ve diğer bir kısım fukahaya göre de izahına çalıştığımız hadiste belirtildiği üzere elli dirhem gümüş veya o değerde altını olanın dilenmesi ve zekât alması haramdır. Bu konuda bağlayıcı bir ölçü koymaktan ziyade, insanın çok zorunlu haller dışında başkalarına el açmayı alışkanlık haline getirmemesi temel ilke olarak görülmelidir. Kaldı ki, bir devlet sistemi içinde yaşayan insanların, hiçbir halde dilenmeye hakları da olmamalıdır. Çünkü devlet, kendi vatandaşlarının zaruri ihtiyaçları için sigortadır. Sosyal devlet anlayışının hâkim olduğu günümüzde bu husus, yasal bir statüye de kavuşmuş bulunmaktadır.

    Öneri Formu
10888 D001626 Ebu Davud, Zekat, 24

Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Hasan b. Amr, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Yezid, ona babası, ona da Abdullah'ın rivayet etiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, dili ile başkalarına zarar veren, lanet eden, çirkin işler yapan ve kötü söz söyleyen ağzı bozuk kişi değildir."


    Öneri Formu
164316 EM000312 Buhari, Edebü'l-Müfred, 145


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Velid arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278790 B001747-2 Buhari, Hac, 135


    Öneri Formu
275830 D001934-2 Ebu Davud, Menasik, 64


    Öneri Formu
275831 D001934-3 Ebu Davud, Menasik, 64


    Öneri Formu
275857 D001974-2 Ebu Davud, Menasik, 77

Bize Hafs b. Ömer, ona Mansur, ona İbrahim, ona da Abdurrahman b. Yezid rivayet etmiştir: "Ebu Mesud Kâbe'yi tavaf ederken kendisine Kur'an-ı Kerîm'den geceleyin okunması kâfi olan miktarı sordum. Şu karşılığı verdi: "Rasulullah (sav), "her kim bir gecede Bakara suresinin son iki ayetini okursa, bu ona kâfidir," buyurdu.


    Öneri Formu
9759 D001397 Ebu Davud, Şehru Ramazan, 9


Açıklama: ''قَالَ عَلِىٌّ وَسُئِلَ الأَعْمَشُ عَنْ حَدِيثِ إِبْرَاهِيمَ فَقَالَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ مِثْلَهُ قَالَ نَعَمْ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Vellevî, Zahîratü'l-'ukbâ, XXI, 120.

    Öneri Formu
20688 N002244 Nesai, Sıyâm, 43


    Öneri Formu
275854 D001960-2 Ebu Davud, Menasik, 75


    Öneri Formu
282796 M000288-4 Müslim, İman, 167