47 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu İmran Musa b. Sehl er-Remli, ona Ali b. Ayyâş, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona Cabir şöyle demiştir: "Rasûlullah'ın iki işinden sonuncusu, ateşin pişirdiği şeyden dolayı abdest almamasıdır." [Ebu Davud şöyle dedi: Bu rivayet, bir önceki hadisin kısaltılarak rivayet edilmişidir.]
Açıklama: Ulemaya göre bu iki işten kasıt, önceleri pişirilerek yenilen etten dolayı abdest alan Hz. Peygamber'in, sonraki dönemde bunu terkedip abdest almamasıdır. Bu hadise göre önceki uygulama nesh edilmiştir.
Bize Ali b. Ayyâş, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim ezanı dinler (ardından), 'Allâhumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fazîle, veb'ashü makâmen mahmûdenillezî vaadteh' (Allahım, Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın Rabbi! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ihsan et. Ve O'nu, kendisine vadettiğin Makam-ı Mahmud'a ulaştır) diye dua ederse, o kişiye kıyamet günü şefaatim ulaşır." (Bu hadisi) Hamza b. Abdullah, babası (Abdullah b. Ömer) vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Bize Ali b. Ayyâş, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim ezanı işitir de [bittiğinde], 'Allahumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âti muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fazîle, veb'ashu makâmen mahmûdeni'llezî vaadteh. (Ey bu tam davetin ve kılınmak üzere olan bu namazın rabbi olan Allah'ım! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ihsan et. Onu Kendisine vadettiğin makâm-ı mahmûd'a ulaştır)' diye dua ederse, o kişiye kıyamet günü şefaatim ulaşır."
Bize İmran b. Bekkâr, ona Ali b. Ayyâş, ona Şuayb, ona Ebu’z-Zinâd, ona Abdurrahman b. Hürmüz ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Canım (kudret) elinde olan Allah’a andolsun ki, sizden biriniz beni, evladı ve ana-babasından daha fazla sevmedikçe hakiki manada iman etmiş olmaz."