حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ عَنْ نَافِعٍ مَوْلَى أَبِى قَتَادَةَ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ أَنَّهُ كَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا كَانَ بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ تَخَلَّفَ مَعَ أَصْحَابٍ لَهُ مُحْرِمِينَ وَهُوَ غَيْرُ مُحْرِمٍ فَرَأَى حِمَارًا وَحْشِيًّا فَاسْتَوَى عَلَى فَرَسِهِ فَسَأَلَ أَصْحَابَهُ أَنْ يُنَاوِلُوهُ سَوْطَهُ فَأَبَوْا فَسَأَلَهُمْ رُمْحَهُ فَأَبَوْا عَلَيْهِ فَأَخَذَهُ ثُمَّ شَدَّ عَلَى الْحِمَارِ فَقَتَلَهُ فَأَكَلَ مِنْهُ بَعْضُ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَبَى بَعْضُهُمْ فَأَدْرَكُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلُوهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ « إِنَّمَا هِىَ طُعْمَةٌ أَطْعَمَكُمُوهَا اللَّهُ » .
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Ebu'n-Nadr, ona Ebu Katade'nin azatlısı Nafi, şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Katade, Rasulullah (sav) ile birlikte Mekke'ye giderken yolun bir yerinde ihramlı birkaç arkadaşı ile geri kaldı. Kendisi ihrama girmemişti. Yabani bir eşek görünce atına bindi, arkadaşlarından kendisine kamçısını uzatmalarını istediyse de onlar bunu yapmadı. Kendisine mızrağını uzatmalarını istedi fakat bunu da kabul etmediler. Bundan dolayı onu kendisi aldıktan sonra eşeğin üzerine hızlıca gidip hamle yaptı ve onu öldürdü. Rasulullah'ın (sav) ashabından bazıları ondan yedikleri halde, bazıları yemekten çekindi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) ulaştıklarında ona bunun hükmünü sordular. Hz. Peygamber (sav) de “O ancak yüce Allah’ın size ikram ettiği bir rızıktır” buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14843, T000847
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ عَنْ نَافِعٍ مَوْلَى أَبِى قَتَادَةَ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ أَنَّهُ كَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا كَانَ بِبَعْضِ طَرِيقِ مَكَّةَ تَخَلَّفَ مَعَ أَصْحَابٍ لَهُ مُحْرِمِينَ وَهُوَ غَيْرُ مُحْرِمٍ فَرَأَى حِمَارًا وَحْشِيًّا فَاسْتَوَى عَلَى فَرَسِهِ فَسَأَلَ أَصْحَابَهُ أَنْ يُنَاوِلُوهُ سَوْطَهُ فَأَبَوْا فَسَأَلَهُمْ رُمْحَهُ فَأَبَوْا عَلَيْهِ فَأَخَذَهُ ثُمَّ شَدَّ عَلَى الْحِمَارِ فَقَتَلَهُ فَأَكَلَ مِنْهُ بَعْضُ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَبَى بَعْضُهُمْ فَأَدْرَكُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلُوهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ « إِنَّمَا هِىَ طُعْمَةٌ أَطْعَمَكُمُوهَا اللَّهُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Ebu'n-Nadr, ona Ebu Katade'nin azatlısı Nafi, şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Katade, Rasulullah (sav) ile birlikte Mekke'ye giderken yolun bir yerinde ihramlı birkaç arkadaşı ile geri kaldı. Kendisi ihrama girmemişti. Yabani bir eşek görünce atına bindi, arkadaşlarından kendisine kamçısını uzatmalarını istediyse de onlar bunu yapmadı. Kendisine mızrağını uzatmalarını istedi fakat bunu da kabul etmediler. Bundan dolayı onu kendisi aldıktan sonra eşeğin üzerine hızlıca gidip hamle yaptı ve onu öldürdü. Rasulullah'ın (sav) ashabından bazıları ondan yedikleri halde, bazıları yemekten çekindi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) ulaştıklarında ona bunun hükmünü sordular. Hz. Peygamber (sav) de “O ancak yüce Allah’ın size ikram ettiği bir rızıktır” buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 25, 3/204
Senetler:
()
Konular:
Avlanma, avlanmayla ilgili hükümler
Hac, ihramlı iken avlanma,
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14844, T000848
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ فِى حِمَارِ الْوَحْشِ مِثْلَ حَدِيثِ أَبِى النَّضْرِ غَيْرَ أَنَّ فِى حَدِيثِ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلْ مَعَكُمْ مِنْ لَحْمِهِ شَىْءٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona Ebu Katâde, yaban eşeği hususunda Ebu’n-Nadr’ın hadisinin aynısını rivayet etmiş olmakla birlikte Zeyd b. Eslem’in rivayet ettiği hadiste belirtildiğine göre Rasûlullah (sav): “Beraberinizde onun etinden bir şey kaldı mı?” diye sormuştu.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 25, 3/205
Senetler:
()
Konular:
Avlanma, avlanmayla ilgili hükümler
Hac, ihramlı iken avlanma,
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14853, T000857
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَمَلَ مِنَ الْحَجَرِ إِلَى الْحَجَرِ ثَلاَثًا وَمَشَى أَرْبَعًا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ جَابِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . قَالَ الشَّافِعِىُّ إِذَا تَرَكَ الرَّمَلَ عَمْدًا فَقَدْ أَسَاءَ وَلاَ شَىْءَ عَلَيْهِ وَإِذَا لَمْ يَرْمُلْ فِى الأَشْوَاطِ الثَّلاَثَةِ لَمْ يَرْمُلْ فِيمَا بَقِىَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لَيْسَ عَلَى أَهْلِ مَكَّةَ رَمَلٌ وَلاَ عَلَى مَنْ أَحْرَمَ مِنْهَا .
Tercemesi:
Bize Ali b. Haşrem (el-Mervezî), ona Abdullah b. Vehb (el-Kuraşî), ona Malik b. Enes (el-Esbahî), ona Cafer b. Muhammed (es-Sadık), ona babası (Muhammed el-Bâkır), ona da Cabir (b. Abdullah) (ra) rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Hacerülesved'den başlayarak üç şavtını remel tarzında [yani çalımlı bir şekilde kısa ve seri adımlarla], dört şavtını da normal bir şekilde yürüyerek Kâbe'yi tavaf etti. Bu konuda (Abdullah) b. Ömer'den de rivayet bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) (ayrıca) şöyle dedi: "Cabir'den (b. Abdullah) gelen hadis, hasen sahih bir hadistir ve ilim ehli nazarında uygulama, bu hadise göredir. İmam Şafiî şöyle demiştir: 'Tavaf eden kişi, bildiği halde remel tarzında yürümezse kötü bir davranışta bulunmuş demektir. Fakat kendisine [hac yasaklarını çiğneme anlamında] bir ceza gerekmemektedir. Ayrıca böyle bir kişi tavafın ilk üç şavtında remel tarzında yürümemişse kalan şavtlarda da remel tarzında yürümez.' Bazı ilim ehli de Mekkelilere ve Mekke'den ihrama girenlere remel tarzında yürüyerek tavafın düşmediğini söylemişlerdir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 34, 3/212
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
3. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Hafız Ebu Hasan Ali b. Haşrem el-Mervezi (Ali b. Haşrem b. Abdurrahman b. Ata b. Hilal)
Konular:
Dinî semboller, Haceru'l-esved
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14854, T000858
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ وَمَعْمَرٌ عَنِ ابْنِ خُثَيْمٍ عَنْ أَبِى الطُّفَيْلِ قَالَ كُنْتُ مَعَ ابْنِ عَبَّاسٍ وَمُعَاوِيَةُ لاَ يَمُرُّ بِرُكْنٍ إِلاَّ اسْتَلَمَهُ فَقَالَ لَهُ ابْنُ عَبَّاسٍ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم لَمْ يَكُنْ يَسْتَلِمُ إِلاَّ الْحَجَرَ الأَسْوَدَ وَالرُّكْنَ الْيَمَانِىَ . فَقَالَ مُعَاوِيَةُ لَيْسَ شَىْءٌ مِنَ الْبَيْتِ مَهْجُورًا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ لاَ يَسْتَلِمَ إِلاَّ الْحَجَرَ الأَسْوَدَ وَالرُّكْنَ الْيَمَانِىَ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ma'mer (b. Raşid), ona (Abdullah b. Osman) b. Huseym'in rivayet ettiğine göre Ebu Tufeyl şöyle demiştir:
(Abdullah) b. Abbas ve Muaviye ile birlikteydim. Muaviye, Beytullah'ın hangi köşesine uğrarsa onu mutlaka selamlıyordu. (Abdullah) b. Abbas ona; "Hz. Peygamber (sav) sadece Hacerülesved ve Rükn-ü Yemânî'yi (Yemen tarafına bakan köşeyi) selamlıyordu" dedi. Bunun üzerine Muaviye; "Beytullah'ın hiçbir kısmı terk edilmiş değildir." dedi.
Bu konuda Hz. Ömer 'den de rivayet bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) (ayrıca) şöyle demiştir: "(Abdullah) b. Abbas'ın rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir ve ilim ehlinin çoğunun nazarında uygulama, sadece Hacerülesved ve Rükn-ü Yemânî'nin selamlanması şeklinde bu rivayete göredir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 35, 3/213
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Abdullah b. Osman el-Kârrî (Abdullah b. Osman b. Huseym b. el-Karra)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Dinî semboller, Haceru'l-esved
Dinî semboller, İstilâm
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14803, T000827
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ ح وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ عَنْ أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ أَىُّ الْحَجِّ أَفْضَلُ قَالَ « الْعَجُّ وَالثَّجُّ » .
Tercemesi:
Ebû Bekir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e hangi hac daha değerlidir diye soruldu da buyurdular ki: “Bol bol telbiye getirilen ve çok kurban edilerek yapılan hactır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 14, 3/189
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14804, T000828
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ مُسْلِمٍ يُلَبِّى إِلاَّ لَبَّى مَنْ عَنْ يَمِينِهِ أَوْ عَنْ شِمَالِهِ مِنْ حَجَرٍ أَوْ شَجَرٍ أَوْ مَدَرٍ حَتَّى تَنْقَطِعَ الأَرْضُ مِنْ هَا هُنَا وَهَا هُنَا » . حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ الزَّعْفَرَانِىُّ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الأَسْوَدِ أَبُو عَمْرٍو الْبَصْرِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبِيدَةُ بْنُ حُمَيْدٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ إِسْمَاعِيلَ بْنِ عَيَّاشٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى بَكْرٍ حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ . وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ وَقَدْ رَوَى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُنْكَدِرِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ عَنْ أَبِيهِ غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ . وَرَوَى أَبُو نُعَيْمٍ الطَّحَّانُ ضِرَارُ بْنُ صُرَدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ ابْنِ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَأَخْطَأَ فِيهِ ضِرَارٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ الْحَسَنِ يَقُولُ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ مَنْ قَالَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنِ ابْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ عَنْ أَبِيهِ فَقَدْ أَخْطَأَ . قَالَ وَسَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ وَذَكَرْتُ لَهُ حَدِيثَ ضِرَارِ بْنِ صُرَدٍ عَنِ ابْنِ أَبِى فُدَيْكٍ فَقَالَ هُوَ خَطَأٌ . فَقُلْتُ قَدْ رَوَاهُ غَيْرُهُ عَنِ ابْنِ أَبِى فُدَيْكٍ أَيْضًا مِثْلَ رِوَايَتِهِ . فَقَالَ لاَ شَىْءَ إِنَّمَا رَوَوْهُ عَنِ ابْنِ أَبِى فُدَيْكٍ وَلَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ . وَرَأَيْتُهُ يُضَعِّفُ ضِرَارَ بْنَ صُرَدٍ . وَالْعَجُّ هُوَ رَفْعُ الصَّوْتِ بِالتَّلْبِيَةِ . وَالثَّجُّ هُوَ نَحْرُ الْبُدْنِ .
Tercemesi:
Sehl b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir Müslüman telbiye getirdiğinde yeryüzünün her bir tarafında taş ağaç toprak ne varsa hepsi onunla birlikte telbiye getirir yani o kimseye eşlik ederek şâhidlik eder.” Hasan b. Muhammed ez Zaferânî ve Abdurrahman b. Esved, Ebû Amr el Basrî dediler ki: Ubeyde b. Humeyd, Umare b. Gâziyye’den, Ebû Hazim’den, Sehl b. Sa’d’den ve Peygamber (s.a.v.)’den İsmail b. Ayyaş hadisinin benzerini bize naklettiler.
Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Bekr hadisi garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebî Füdeyk’in, Dahhâk b. Osman’dan yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’dan hadis işitmemiştir. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’dan hadis işitmemiştir. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’un oğlu Said vasıtasyla Abdurrahman b. Yerbu’dan başka bir hadis rivâyet etmiştir. Ebû Nuaym et Tahhan, Dırar b. Surad bu hadisi İbn ebî Füdeyk’den, Dahhâk b. Osman’dan, Muhammed b. Münkedir’den Saîd b. Abdurrahman b. Yerbu’dan ve babasından Ebû Bekir’den rivâyet etmiş olup Dırar bu rivâyetinde yanılmıştır.
Tirmîzî: Ahmed b. Hasen’den işitim şöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel şöyle diyor: Her kim bu hadisin senedinde Muhammed b. Münkedir, İbn Abdurrahman b. Yerbu’ ve babasından diyerek rivâyet ederse mutlaka yanılmıştır.
Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Dırar b. Sured’in, İbn ebî Füdeyk’den rivayetini ona hatırlattığımda “o yanlıştır” dedi. Bende başkalarının da İbn ebî Füdeyk’den Dırar’ın rivâyeti gibi rivâyet ettiklerini söyledim. Dedi ki: Bunlar “hiçbir şey” değildir. Doğrusu şudur ki o hadisi ibn ebî Füdeyk’den rivâyet ettiler ve senedinde Saîd b. Abdurrahman demediler. Buhârî’nin, Dırar b. Sured’i zayıf kabul ettiğini gördüm. “Ac” Telbiyeyi yüksek sesle getirmek demektir. “Sec” ise deve kesmek demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 14, 3/189
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ أَبَا فَزَارَةَ يُحَدِّثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ عَنْ مَيْمُونَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَزَوَّجَهَا وَهُوَ حَلاَلٌ وَبَنَى بِهَا حَلاَلاً وَمَاتَتْ بِسَرِفَ وَدَفَنَّاهَا فِى الظُّلَّةِ الَّتِى بَنَى بِهَا فِيهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَرَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ مُرْسَلاً أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَزَوَّجَ مَيْمُونَةَ وَهُوَ حَلاَلٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14839, T000845
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ أَبَا فَزَارَةَ يُحَدِّثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ عَنْ مَيْمُونَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَزَوَّجَهَا وَهُوَ حَلاَلٌ وَبَنَى بِهَا حَلاَلاً وَمَاتَتْ بِسَرِفَ وَدَفَنَّاهَا فِى الظُّلَّةِ الَّتِى بَنَى بِهَا فِيهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَرَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ مُرْسَلاً أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَزَوَّجَ مَيْمُونَةَ وَهُوَ حَلاَلٌ .
Tercemesi:
Yezîd b. Esam (r.a.)’in, Meymûne’den rivâyetine göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Meymûne ile ihramlı değilken evlendi ve yine ihramsız iken gerdeğe girdi. Meymûne; “Serif” denilen yerde vefat etti ve onu orada zıfaf yapılan gölgeliğin altında defnettik.” Bu hadis garibtir. Bu hadisi pek çok kimse Yezîd b. Esam’dan mürsel olarak: “Rasûlullah (s.a.v.), Meymûne ile ihramda değilken evlenmişti” denilerek rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 24, 3/203
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, ihramlı iken
Hz. Peygamber, hanımları, Meymune
Bize Kuteybe, ona Leys, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Bir adam ayağa kalkarak: 'Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı iken elbise olarak bize ne giymemizi emir buyurursunuz?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi:
"Gömlek, şalvar, bornoz giymeyin, sarık sarmayın, mest de giymeyin. Ancak nalın (terlik, ayakkabı) bulamayan bir kimse olursa mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin. Safran ve vers (alaçehre çiçeği, Yemen safranı) ile boyanmış elbise de giymeyin. İhramlı kadın yüzüne peçe örtmesin, eldiven de giymesin.”
[Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. İlim ehlinin ameli bu hadise göredir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14815, T000833
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّهُ قَالَ:
قَامَ رَجُلٌ، فَقَالَ: ’يَا رَسُولَ اللَّهِ، مَاذَا تَأْمُرُنَا أَنْ نَلْبَسَ مِنَ الثِّيَابِ فِى الْحَرَمِ؟’ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"لاَ تَلْبَسُوا الْقُمُصَ، وَلاَ السَّرَاوِيلاَتِ، وَلاَ الْبَرَانِسَ، وَلاَ الْعَمَائِمَ، وَلاَ الْخِفَافَ؛ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ أَحَدٌ لَيْسَتْ لَهُ نَعْلاَنِ، فَلْيَلْبَسِ الْخُفَّيْنِ، وَلْيَقْطَعْهُمَا مَا أَسْفَلَ مِنَ الْكَعْبَيْنِ. وَلاَ تَلْبَسُوا شَيْئًا مِنَ الثِّيَابِ مَسَّهُ الزَّعْفَرَانُ وَلاَ الْوَرْسُ. وَلاَ تَنْتَقِبِ الْمَرْأَةُ الْحَرَامُ وَلاَ تَلْبَسِ الْقُفَّازَيْنِ."
[قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ.]
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Bir adam ayağa kalkarak: 'Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı iken elbise olarak bize ne giymemizi emir buyurursunuz?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi:
"Gömlek, şalvar, bornoz giymeyin, sarık sarmayın, mest de giymeyin. Ancak nalın (terlik, ayakkabı) bulamayan bir kimse olursa mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin. Safran ve vers (alaçehre çiçeği, Yemen safranı) ile boyanmış elbise de giymeyin. İhramlı kadın yüzüne peçe örtmesin, eldiven de giymesin.”
[Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. İlim ehlinin ameli bu hadise göredir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 18, 3/194
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhram, giyilebilecek şeyler, giyme biçimi
Hac, ihrama girmek
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14807, T000829
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ وَهُوَ ابْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ عَنْ خَلاَّدِ بْنِ السَّائِبِ بْنِ خَلاَّدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَتَانِى جِبْرِيلُ فَأَمَرَنِى أَنْ آمُرَ أَصْحَابِى أَنْ يَرْفَعُوا أَصْوَاتَهُمْ بِالإِهْلاَلِ وَالتَّلْبِيَةِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ خَلاَّدٍ عَنْ أَبِيهِ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ خَلاَّدِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَلاَ يَصِحُّ وَالصَّحِيحُ هُوَ عَنْ خَلاَّدِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ أَبِيهِ . وَهُوَ خَلاَّدُ بْنُ السَّائِبِ بْنِ خَلاَّدِ بْنِ سُوَيْدٍ الأَنْصَارِىُّ عن أبيه
Tercemesi:
Sâib b. Hallâd (r.a.), babasından rivâyet edip şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cebrail bana geldi ve ashabıma ihlal ve telbiyede seslerini yükseltmelerini emretmemi emir buyurdu.” Bu konuda Zeyd b. Hâlid, Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Hallâd’ın babasından rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir. Bazıları bu hadisi Hallâd b. Sâib’den, Zeyd b. Hâlid’den rivâyet etmişlerdir ki sahih değildir. Sahih olan rivâyet Hallâd b. Sâib’in babasından yaptığı rivâyettir. Hallâd b. Sâib, Hallâd b. Süveyd el Ensarî’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 15, 3/191
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14849, T000853
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ لَمَّا جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى مَكَّةَ دَخَلَ مِنْ أَعْلاَهَا وَخَرَجَ مِنْ أَسْفَلِهَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . قَاَلَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Mekke’ye girerken üst taraftan girer alt taraftan da çıkardı.” Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Âişe hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 30, 3/209
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Hz. Peygamber, Mekke'ye giriş ve çıkışında takip ettiği yollar
Umre