Giriş

Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avâne, ona Katâde; (T) Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Musa el-Eş'arî, bize namaz kıldırmıştı. Namazının son rekatına oturduğunda cemaatten bir adam 'Namaz, ancak iyilik ve zekât ile makbul olur' dedi. Ebu Musa namazını tamamladığında, cemaate döndü ve 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' dedi. Cemaat sessizliğe büründü. Ebu Musa tekrar 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' diye sordu. Cemaat yine cevap vermeyince, 'Ey Hıttân! Galiba sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedim. Zira beni paylamasından çekindim.' Cemaatten bir adam kalkıp 'O sözleri ben söyledim ve bununla da sadece hayrı kastettim' dedi. Ebu Musa bunun üzerine 'Namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz. Rasulullah (sav) hutbe verip bize bunu öğretmiş, bize namazın sünnetini (adabını) açıklamış ve namazı (nasıl kılacağımızı) bize şu sözleriyle anlatmıştır: Namaza kalktığınızda önce saflarınızı düzgün ve sık tutun. Sonra içinizden biri imam olsun. O tekbir aldığında siz de tekbir getirin. O 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde sizler âmin deyin ki Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir getirip rükûa gidin. Çünkü imam, sizden önce rükûa gidip sizden önce rükûdan kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde sizler 'Allâhümme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şüphesiz Allah Teâlâ, Nebi'sinin (sav) dili ile 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir. İmam tekbir alıp secdeye vardığında, siz de tekbir getirip secde edin. Çünkü imam, sizden önce secdeye varıp sizden önce secdeden kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım da böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam oturduğunda sizden birinin ilk sözü şu olsun: 'En güzel selamlar, dualar Allah'a olsun. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktu ve şahitlik ederim ki Muhammed (sav), onun kulu ve Rasulüdür' buyurdu." [Ahmed (b. Hanbel), hadisinde 've berakâtühü' ifadesini zikretmemiş; 've eşhedü' ifadesi yerine de 2ve enne Muhammeden' ifadesini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
271933 D000972-2 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).


    Öneri Formu
271927 D000969-2 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Harun b. Yezid b. Ebu Zerkâ, ona babası (Zeyd b. Ebu Zerkâ); (T) Bize Muhammed b. Seleme, ona İbn Vehb -hadisin lafızları Muhammed b. Seleme'ye aittir- onlara Hişam b. Sa'd, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Namazda sol eline dayanıp oturan bir adamı gördüğünde -Harun b. Yezid, rivayetinde, 'sol yanına kaykılıp yaslanmış' dedi. Muhammed b. Seleme ile hadisin lafızlarında ittifak etmişlerdir. Sol tarafına kaykılıp yaslanarak oturan kişiyi gördüğünde İbn Ömer, 'böyle oturma. Zira kendisine azap edilenler bu şekilde otururlar! demiştir."


    Öneri Formu
271968 D000994-2 Ebu Davud, Salat, 181, 182

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]


    Öneri Formu
271971 D000996-3 Ebu Davud, Salat, 183, 184

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav), yanağının beyaz (lığ)ı görünene dek sağına ve soluna selam verir; (selamında) "es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah," (derdi). [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]


    Öneri Formu
271972 D000996-2 Ebu Davud, Salat, 183, 184

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), yanağının beyazlığı görünene dek sağına ve soluna selam verir; selamında 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' derdi." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]


    Öneri Formu
271973 D000996-4 Ebu Davud, Salat, 183, 184

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan; (T) Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide; (T) Bize Müsedded, ona Ebu Ahvas; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhârimî ve Ziyâd b. Eyyüb, onlara Ömer b. Ubeyd et-Tenâfisî; (T) Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerîk; (T) Bize Ahmed b. Menî', ona Hüseyin b. Muhammed, ona İsrail, hepsine Ebu İshâk, ona Ebu Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)- (hocam) İsrail ise, ona Ebu Ahvas ve Esved, onlara Abdullah (b. Mesud) şeklinde aktarımda bulunmuştur- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), yanağının beyazlığı görünene dek sağına ve soluna selam verir; selamında 'es-Selamu aleyküm ve rahmetullâh, es-Selamu aleyküm ve rahmetullah' derdi." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, Süfyân'ın hadisinin lafzıdır. İsrail'in hadisin(de selam sözcüklerini) açıkla (n)mamıştır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Züheyr, Ebu İshak ve Yahya b. Adem'den, onlar İsrail'den, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası ve Alkame'den, onlar da Abdullah'tan rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ebu İshak hadisinin merfu olmasını kabul etmezdi (kâne yünkir).]


    Öneri Formu
271974 D000996-5 Ebu Davud, Salat, 183, 184


    Öneri Formu
271882 D000964-2 Ebu Davud, Salat, 176, 177


    Öneri Formu
271958 D000974-2 Ebu Davud, Salat, 177, 178


    Öneri Formu
271962 D000989-2 Ebu Davud, Salat, 180, 181