Öneri Formu
Hadis Id, No:
39925, DM001237
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أنبأنا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِذَا سَمِعْتُمُ الْمُؤَذِّنَ فَقُولُوا مِثْلَ مَا يَقُولُ ».
Tercemesi:
Bize Osman b. Ömer, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Atâ b. Yezid, ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Müezzini işittiğinizde (onun) dedikleri gibi deyin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 10, 2/767
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
Konular:
Ezan, okunurken tekrarlamak
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39926, DM001238
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أنبأنا هِشَامٌ الدَّسْتَوَائِىُّ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عِيسَى بْنِ طَلْحَةَ قَالَ : دَخَلْنَا عَلَى مُعَاوِيَةَ فَنَادَى الْمُنَادِى فَقَالَ : اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ. فَقَالَ مُعَاوِيةُ : اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ. قَالَ : أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ. قَالَ : وَأَنَا أَشْهَدُ. قَالَ : أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللَّهِ. قَالَ : وَأَنَا أَشْهَدُ. قَالَ يَحْيَى وَأَخْبَرَنِى بَعْضُ أَصْحَابِنَا أَنَّهُ لَمَّا قَالَ : حَىَّ عَلَى الصَّلاَةِ. قَالَ : لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ. ثُمَّ قَالَ مُعَاوِيَةُ : سَمِعْتُ نَبِيَّكُمْ يَقُولُ هَذَا.
Tercemesi:
Bize Yezid b. Harun, ona Hişâm ed-Destevâî, ona Yahya, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris, ona da İsa b. Talha şöyle rivayet etmiştir:
Muâviye'nin huzuruna girdik. (O esnada) müezzin ezan okuyup ''Allâhu ekber, Allâhu ekber'' dedi. Muâviye de, ''Allâhu ekber, Allâhu ekber'' dedi. (Müezzin), ''eşhedü en lâ ilâhe illâllâh'' dedi. Muâviye, ''ben de şahitlik ederim (eşhedü)'' dedi. (Müezzin), ''eşhedü enne Muhammeden rasulüllâh'' dedi. Muâviye, ''ben de şahitlik ederim (eşhedü)'' dedi.
(Râvi) Yahya, ''bir kısım ashabımız bana, müezzin 'hayye 'ale's-salât' dediğinde (Muâviye'nin) 'lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' dediğini, ardından Muâviye'nin 'Nebî'nizi (sav) bunu derken işittim' dediğini haber vermiştir'' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 10, 2/767
Senetler:
1. Ebu Muhammed İsa b. Talha el-Kuraşî (İsa b. Talha b. Ubeydullah b. Osman b. Amr)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Ezan, okunurken tekrarlamak
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39959, DM001271
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سماك عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قِيلَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ الَّذِينَ مَاتُوا وَهُمْ يُصَلُّونَ إِلَى بَيْتِ الْمَقْدِسِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى {وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ}
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Musa (el-Absî), ona (Ebu Yusuf) İsrail (b. Yunus es-Sebîî), ona Semmâk, ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da Abdullah b. Abbas (r. anhümâ) rivayet etmiştir:
"Rasulullah'a (sav); 'Ya Rasulallah! Beyt-i Makdis'e doğru namaz kılıp da vefat etmiş olan kimseler hakkında ne buyurursunuz?' denildi. Bunun üzerine 'Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir.' (Bakara 2/143) ayeti nazil oldu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 30, 2/786
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
İman, Amelle İlişkisi
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41433, DM001588
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ - هُوَ ابْنُ خَالِدٍ - عَنْ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ عَنْ أَبِى الأَشْعَثِ الصَّنْعَانِىِّ يَرُدُّهُ إِلَى أَوْسِ بْنِ أَوْسٍ يَرُدُّهُ إِلَى النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنْ غَسَّلَ وَاغْتَسَلَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ ثُمَّ غَدَا وَابْتَكَرَ ثُمَّ جَلَسَ قَرِيباً مِنَ الإِمَامِ ، وَأَنْصَتَ وَلَمْ يَلْغُ حَتَّى يَنْصَرِفَ الإِمَامُ كَانَ لَهُ بِكُلِّ خُطْوَةٍ يَخْطُوهَا كَعَمَلِ سَنَةٍ صِيَامِهَا وَقِيَامِهَا ».
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mübarek (b. Ya'la), ona Sadaka (b. Halid), ona Yahya b. Haris, ona Ebu Eş'as es-San'ânî (Şürahil b. Şürahbil b. Küreyb b. Âde), Evs b. Evs'e, o da Rasulullah'a (sav) nispet ederek onun (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim (sürdüğü yağ vb. şeylerle kirlenen başını) Cuma günü yıkar ve gusül abdesti alır, (mescide gitmek üzere) erkenden evden ayrılır, imamın yakınında bir yere oturur, hutbeyi dinler ve imam namazdan ayrılıncaya kadar (namaz dışında) başka bir şeyle ilgilenmezse o kimseye namaza giderken attığı her bir adım için bir sene oruç tutmuş ve o senenin gecelerini ibadetle geçirmiş gibi sevap verilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 195, 2/969
Senetler:
1. Evs b. Evs es-Sekafi (Evs b. Evs)
2. Ebu Eş'as Şurahîl b. Âde es-San'ani (Şurahîl b. Şurahbil b. Küleyb b. Âde)
3. Ebu Amr Yahya b. Haris el-Gassânî (Yahya b. Haris)
4. Ebu Abbas Sadaka b. Halid el-Kuraşî (Sadaka b. Halid)
5. Muhammed b. Mübarek el-Kuraşî (Muhammed b. Mübarek b. Ya'la)
Konular:
Cuma namazı, erken gitmenin fazileti
Cuma namazı, gelenlerin aldığı sevap
Gusül, cuma günü Yıkanmak
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, dinlerken bir şeyle meşgul olmamak
Hutbe, hutbeyi sessizce dinlemenin fazileti
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41427, DM001582
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ وَدِيعَةَ عَنْ سَلْمَانَ الْفَارِسِىِّ صَاحِبِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنِ اغْتَسَلَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَتَطَهَّرَ بِمَا اسْتَطَاعَ مِنْ طُهْرٍ ثُمَّ ادَّهَنَ مِنْ دُهْنِهِ أَوْ مَسَّ مِنْ طِيبِ بَيْتِهِ ، ثُمَّ رَاحَ فَلَمْ يُفَرِّقْ بَيْنَ اثْنَيْنِ وَصَلَّى مَا كُتِبَ لَهُ ، فَإِذَا خَرَجَ الإِمَامُ أَنْصَتَ غُفِرَ لَهُ مَا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجُمُعَةِ الأُخْرَى ».
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Abdülmecid, ona İbn Ebu Zi'b (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğire b. Haris b. Hişam), ona Makburî (Saîd b. Keysan), ona babası (Keysan Ebu Saîd), ona Abdullah b. Vedia, ona da Rasulullah'ın (sav) sahabisi Selman el-Farisî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim Cuma günü gusül abdesti alıp elinden geldiğince temizlenir, saçını sakalını yağlar veya evinde bulunan kokudan sürer, sonra mescide gider, cemaatin arasını yara yara ilerlemez, kılabildiği kadar nafile namaz kılar, imam hutbeye çıktığında da onu dinlerse o Cuma ile bir önceki Cuma arasında işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 191, 2/965
Senetler:
1. Selman el-Farisî (Selman b. İslam)
2. Abdullah b. Vedî'a el-Ensarî (Abdullah b. Vedî'a b. Haddam)
3. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
4. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
5. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
6. Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî (Ubeydullah b. Abdulmecid)
Konular:
Cuma Günü, Süslenme, Koku sürünmek
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma namazı, hutbe ile namaz arasında konuşma
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, hutbeyi sessizce dinlemenin fazileti
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41430, DM001585
Hadis:
أَخْبَرَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ الأَغَرِّ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ صَاحِبِ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِذَا كَانَ يَوْمُ الْجُمُعَةِ قَعَدَتِ الْمَلاَئِكَةُ عَلَى أَبْوَابِ الْمَسْجِدِ فَكَتَبُوا مَنْ جَاءَ إِلَى الْجُمُعَةِ فَإِذَا رَاحَ الإِمَامُ طَوَتِ الْمَلاَئِكَةُ الصُّحُفَ وَدَخَلَتْ تَسْتَمِعُ الذِّكْرَ ». قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- : « الْمُتَهَجِّرُ إِلَى الْجُمُعَةِ كَالْمُهْدِى بَدَنَةً ، ثُمَّ كَالْمُهْدِى بَقَرَةً ، ثُمَّ كَالْمُهْدِى شَاةً ، ثُمَّ كَالْمُهْدِى بَطَّةً ، ثُمَّ كَالْمُهْدِى دَجَاجَةً ، ثُمَّ كَالْمُهْدِى بَيْضَةً, [فإذا جلس الإمام على المنبر طويت الصحف و جلسوا يستمعون الذكر]
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali (b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey), ona Abdüla'lâ (b. Abdüla'lâ b. Muhammed), ona Ma'mer (b. Raşit), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Ebu Hureyre'nin arkadaşı Eğar Ebu Abdullah, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü melekler mescidin kapılarına oturur ve Cuma namazına gelenleri kaydeder. İmam (hutbe irad etmek üzere minbere) gittiğinde melekler (sevapları kaydettikleri) defterleri kapatır ve hutbeyi dinlemek üzere mescide girer. Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğuna da söylemiştir: "Cumaya erkenden giden kimse (etini ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere) bir deve kurban etmiş gibi, ondan biraz sonra giden kimse bir inek kurban etmiş gibi, ondan biraz sonra giden kimse bir koyun kurban etmiş gibi, ondan biraz sonra giden kimse bir kaz kurban etmiş gibi, ondan biraz sonra giden kimse de bir tavuk kurban etmiş kimse gibi, ondan biraz sonra giden kimse de bir yumurtayı ihtiyaç sahibi birine vermiş gibi (sevap kazanır.)" [İmam minbere oturduğunda (sevapların kaydedildiği) defterler kapatılır. Melekler oturup hutbeyi dinler.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 193, 2/967
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Selman el-Eğar (Selman)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Abdula'lâ b. Abdula'lâ el-Kuraşi (Abdula'lâ b. Abdula'lâ b. Muhammed)
6. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
Cuma namazı, erken gitmenin fazileti
Cuma namazı, gelenlerin aldığı sevap
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Bize İshak b. İbrahim, Muaz b. Hişam, ona babası [Hişam b. Ebu Abdullah], ona Katade [b. Diame], ona da Zürâre b. Evfâ, ona Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etti:
"Sa'd b. Hişam karısını boşadı ve bir kısım gayr-ı menkulünü satıp silah ve ata yatırmak için Medine'ye geldi. Ensardan bir toplulukla karşılaştı [ve bu düşüncesinden bahsedince] onlar şöyle dediler: 'Rasulullah (sav) zamanında bizden altı kişi, bunu yapmak istedi ancak Hz. Peygamber (sav), onları menetti ve 'sizin için bende uyulacak bir örnek yok mudur?' buyurdu.' Sa'd b. Hişam’ın aktardığına göre kendisi daha sonra Basra'ya geldi, Abdullah b. Abbâs'la karşılaştı ve ona vitir namazını sordu. Abdullah b. Abbas: 'Sana, Rasulullah'ın (sav) vitir namazını en iyi bilenin kim olduğunu haber vereyim mi?' dedi. 'evet' dedim. 'müminlerin annesi Aişe'dir. Binaenaleyh ona gidip sor, sonra bana dön ve sana anlattığı şeyleri bana anlat!' dedi. Bunun üzerine ben Hakîm b. Efleh'e geldim ve ona; 'birlikte mü'minlerin annesi Aişe'ye gidelim' dedim. O: 'Ben gelmem. Çünkü ben onu, şu iki grubun [yani Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki anlaşmazlıklara müdaheleden) menetmiştim de o, gitmekte ısrar etmişti' dedi. 'Allah aşkına geleceksin!' dedim ve birlikte Hz. Aişe'nin yanına gelip selâm verdik. O, Hakîm'in sesini tanıdı. Bu sebeple, [benim için]; 'bu kim?' dedi. 'Sa'd b. Hişâm!' dedim. 'Hangi Hişam?' dedi. 'Âmir'in oğlu Hişâm!' dedim. 'O, ne iyi bir kişi idi. Uhud Savaşında şehid edilmişti!' dedi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahseder misin' dedim. 'Kur'an'ı okumuyor musun?' dedi. 'Evet, okuyorum' dedim. Bunun üzerine 'İşte o (Kur'an), Rasulullah'ın (sav) ahlâkıdır' cevabını verdi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Fakat gece ibadeti aklıma geldi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) gece ibadetinden bahsedin!' dedim. Hz. Aişe: 'yâ Eyyühe'l-Müzemmilu Sûresini okumuyor musun?' dedi. 'Okuyorum' dedim. 'İşte bu sûre [içinde anlatılanlar] Rasulullah'ın (sav) gece ibadetidir. Bu Sûrenin baş tarafı indirildiğinde Rasulullah (sav) ve Ashabı, gece kalkıp, ayakları şişinceye kadar ibadet ederlerdi. Bu sûrenin sonu on altı ay gökte tutuldu, sonra indirildi ve böylece, gece kalkıp [namaz kılmak], farz iken nafile oldu' dedi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Ancak vitir (namazı) aklıma geldi ve 'Bize, Rasulullah'ın (sav) vitir (namazından) bahsedin' dedim. Şöyle cevap verdi: 'Rasulullah (sav) uyuduğu zaman misvağını benim yanıma kordu. Sonra Allah’ın uyanmasını dilediği vakitte uyanır ve dokuz rekat namaz kılardı. Sadece sekizinci rekâtta oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder sonra, selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtta [tekrar] oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder, bize işittirecek şekilde bir selâm verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in gece namazı ] bu onbir rekâttır. Hz. Peygamber yaşlanıp et tutunca [yani kilo alınca] sadece altıncı rekâtta oturup Allah'a hamd, Rabbine dua eder, sonra [ayağa kalkıp yedinci rekâtı kılıp oturup] selâm vererek yedi rekât, sonra, oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in yaşlılığındaki gece namazı da] bu dokuz rekâttır. Hz. Peygamber'e (sav) uyku veya bir hastalık ağır basıp [da bu gece namazını kılamadığı] zaman ise, gündüz oniki rekât namaz kılardı. Rasulullah (sav) bir şeyi yapmayı adet edindiğinde, ona devam etmeyi severdi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir gece, sabahlayıncaya kadar namaz kılmadı ve hiçbir zaman Kur'an'ın tamamını bir gecede hiç okumadı. Ramazan dışında hiçbir ayı da tamamen oruçla geçirmemiştir'"
[Sa'd b. Hişam der ki]: "Ben de gelip İbn Abbas'a [Hz. Aişe'nin verdiği cevapları] anlattım. O da şöyle dedi: 'Sana doğru söyledi. Şunu bil ki, ben onun huzuruna girebilseydim, onunla yüz yüze konuşurdum.' Dedi. Bunun üzerine ben de: 'Eğer onun huzuruna girmediğini bilseydim bunları sana anlatmazdım' dedim."
Açıklama: Yaşlanıp et tutunca: Bu Hz Peygamber'in (sav) şişmanladığı anlamına gelmiyor. Normal kilosuna geldiğini ifade ediyor.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41361, DM001516
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حدثنا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ " أَنَّهُ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ وَأَتَى الْمَدِينَةَ لِيَبِيعَ عَقَارَهُ فَيَجْعَلَهُ فِى السِّلاَحِ وَالْكُرَاعِ ، فَلَقِىَ رَهْطاً مِنَ الأَنْصَارِ فَقَالُوا : 'أَرَادَ ذَلِكَ سِتَّةٌ مِنَّا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَمَنَعَهُمْ وَقَالَ : ' أَمَا لَكُمْ فِىَّ أُسْوَةٌ؟ '. ثُمَّ إِنَّهُ قَدِمَ الْبَصْرَةَ فَحَدَّثَنَا أَنَّهُ لَقِىَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ فَسَأَلَهُ عَنِ الْوِتْرِ فَقَالَ : 'أَلاَ أُحَدِّثُكَ بِأَعْلَمِ النَّاسِ بِوِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-؟' قُلْتُ : 'بَلَى'. قَالَ : 'أُمُّ الْمُؤْمِنِينَ عَائِشَةُ ، فَأْتِهَا فَاسْأَلْهَا ، ثُمَّ ارْجِعْ إِلَىَّ فَحَدِّثْنِى بِمَا تُحَدِّثُكَ' ، فَأَتَيْتُ حَكِيمَ بْنَ أَفْلَحَ فَقُلْتُ لَهُ : 'انْطَلِقْ مَعِى إِلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ عَائِشَةَ'. قَالَ : 'إِنِّى لاَ آتِيهَا ، إِنِّى نَهَيْتُ عَنْ { هَاتَيْنِ } الشِّيعَتَيْنِ فَأَبَتْ إِلاَّ مُضِيًّا' قُلْتُ : 'أَقْسَمْتُ عَلَيْكَ لَمَا انْطَلَقْتَ' - قَالَ - فَانْطَلَقْنَا فَسَلَّمْنَا فَعَرَفَتْ صَوْتَ حَكِيمٍ فَقَالَتْ : 'مَنْ هَذَا؟' قُلْتُ : ' سَعْدُ بْنُ هِشَامٍ.' قَالَتْ : 'مَنْ هِشَامٌ؟' قُلْتُ : 'هِشَامُ بْنُ عَامِرٍ. ' قَالَتْ : 'نِعْمَ الْمَرْءُ قُتِلَ يَوْمَ أُحُدٍ.' قُلْتُ : 'أَخْبِرِينَا عَنْ خُلُقِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- '. قَالَتْ : 'أَلَسْتَ تَقْرَأُ الْقُرْآنَ؟' قُلْتُ : 'بَلَى.' قَالَتْ : 'فَإِنَّهُ خُلُقُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-' فَأَرَدْتُ أَنْ أَقُومَ وَلاَ أَسْأَلَ أَحَداً عَنْ شَىْءٍ حَتَّى أَلْحَقَ بِاللَّهِ فَعَرَضَ لِىَ الْقِيَامُ فَقُلْتُ : 'أَخْبِرِينَا عَنْ قِيَامِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-.' قَالَتْ : 'أَلَسْتَ تَقْرَأُ {يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ}؟' قُلْتُ : 'بَلَى.' قَالَتْ : 'فَإِنَّهَا كَانَتْ قِيَامَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أُنْزِلَ أَوَّلُ السُّورَةِ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَأَصْحَابُهُ حَتَّى انْتَفَخَتْ أَقْدَامُهُمْ ، وَحُبِسَ آخِرُهَا فِى السَّمَاءِ سِتَّةَ عَشَرَ شَهْراً ، ثُمَّ أُنْزِلَ فَصَارَ قِيَامُ اللَّيْلِ تَطَوُّعاً بَعْدَ أَنْ كَانَ فَرِيضَةً '، فَأَرَدْتُ أَنْ أَقُومَ وَلاَ أَسْأَلَ أَحَداً عَنْ شَىْءٍ حَتَّى أَلْحَقَ بِاللَّهِ فَعَرَضَ لِىَ الْوِتْرُ فَقُلْتُ : 'أَخْبِرِينَا عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-' فَقَالَتْ : 'كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذَا نَامَ وَضَعَ سِوَاكَهُ عِنْدِى فَيَبْعَثُهُ اللَّهُ مَا شَاءَ أَنْ يَبْعَثَهُ فَيُصَلِّى تِسْعَ رَكَعَاتٍ لاَ يَجْلِسُ إِلاَّ فِى الثَّامِنَةِ ، فَيَحْمَدُ اللَّهَ وَيَدْعُو رَبَّهُ ثُمَّ يَقُومُ وَلاَ يُسَلِّمُ حَتَّى يَجْلِسَ فِى التَّاسِعَةِ ، فَيَحْمَدُ اللَّهَ وَيَدْعُو رَبَّهُ وَيُسَلِّمُ تَسْلِيمَةً يُسْمِعُنَا ثُمَّ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ ، فَتِلْكَ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً يَا بُنَىَّ ، فَلَمَّا أَسَنَّ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَحَمَلَ اللَّحْمَ صَلَّى سَبْعَ رَكَعَاتٍ لاَ يَجْلِسُ إِلاَ فِى السَّادِسَةِ فَيَحْمَدُ اللَّهَ وَيَدْعُو رَبَّهُ ، ثُمَّ يَقُومُ وُلاَ يُسَلِّمُ ثُمَّ يَجْلِسُ فِى السَّابِعَةِ فَيَحْمَدُ اللَّهَ وَيَدْعُو رَبَّهُ ثُمَّ يُسَلِّمُ تَسْلِيمَةً ثُمَّ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ ، فَتِلْكَ تِسْعٌ يَا بُنَىَّ ، وَكَانَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- إِذَا غَلَبَهُ نَوْمٌ أَوْ مَرَضٌ صَلَّى مِنَ النَّهَارِ ثِنْتَىْ عَشْرَةَ رَكْعَةً ، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذَا أَخَذَ خُلُقاً أَحَبَّ أَنْ يُدَاوِمَ عَلَيْهِ ، وَمَا قَامَ نَبِىُّ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- لَيْلَةً حَتَّى يُصْبِحَ وَلاَ قَرَأَ الْقُرْآنَ كُلَّهُ فِى لَيْلَةٍ وَلاَ صَامَ شَهْراً كَامِلاً غَيْرَ رَمَضَانَ' ، فَأَتَيْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ فَحَدَّثْتُهُ فَقَالَ : 'صَدَقَتْ ، أَمَا إِنِّى لَوْ كُنْتُ أَدْخُلُ عَلَيْهَا لَشَافَهْتُهَا مُشَافَهَةً'. قَالَ قُلْتُ : 'أَمَا إِنِّى لَوْ شَعَرْتُ أَنَّكَ لاَ تَدْخُلُ عَلَيْهَا مَا حَدَّثْتُكَ'."
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, Muaz b. Hişam, ona babası [Hişam b. Ebu Abdullah], ona Katade [b. Diame], ona da Zürâre b. Evfâ, ona Sa'd b. Hişam şöyle rivayet etti:
"Sa'd b. Hişam karısını boşadı ve bir kısım gayr-ı menkulünü satıp silah ve ata yatırmak için Medine'ye geldi. Ensardan bir toplulukla karşılaştı [ve bu düşüncesinden bahsedince] onlar şöyle dediler: 'Rasulullah (sav) zamanında bizden altı kişi, bunu yapmak istedi ancak Hz. Peygamber (sav), onları menetti ve 'sizin için bende uyulacak bir örnek yok mudur?' buyurdu.' Sa'd b. Hişam’ın aktardığına göre kendisi daha sonra Basra'ya geldi, Abdullah b. Abbâs'la karşılaştı ve ona vitir namazını sordu. Abdullah b. Abbas: 'Sana, Rasulullah'ın (sav) vitir namazını en iyi bilenin kim olduğunu haber vereyim mi?' dedi. 'evet' dedim. 'müminlerin annesi Aişe'dir. Binaenaleyh ona gidip sor, sonra bana dön ve sana anlattığı şeyleri bana anlat!' dedi. Bunun üzerine ben Hakîm b. Efleh'e geldim ve ona; 'birlikte mü'minlerin annesi Aişe'ye gidelim' dedim. O: 'Ben gelmem. Çünkü ben onu, şu iki grubun [yani Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki anlaşmazlıklara müdaheleden) menetmiştim de o, gitmekte ısrar etmişti' dedi. 'Allah aşkına geleceksin!' dedim ve birlikte Hz. Aişe'nin yanına gelip selâm verdik. O, Hakîm'in sesini tanıdı. Bu sebeple, [benim için]; 'bu kim?' dedi. 'Sa'd b. Hişâm!' dedim. 'Hangi Hişam?' dedi. 'Âmir'in oğlu Hişâm!' dedim. 'O, ne iyi bir kişi idi. Uhud Savaşında şehid edilmişti!' dedi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) ahlakından bahseder misin' dedim. 'Kur'an'ı okumuyor musun?' dedi. 'Evet, okuyorum' dedim. Bunun üzerine 'İşte o (Kur'an), Rasulullah'ın (sav) ahlâkıdır' cevabını verdi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Fakat gece ibadeti aklıma geldi. 'Bize, Rasulullah'ın (sav) gece ibadetinden bahsedin!' dedim. Hz. Aişe: 'yâ Eyyühe'l-Müzemmilu Sûresini okumuyor musun?' dedi. 'Okuyorum' dedim. 'İşte bu sûre [içinde anlatılanlar] Rasulullah'ın (sav) gece ibadetidir. Bu Sûrenin baş tarafı indirildiğinde Rasulullah (sav) ve Ashabı, gece kalkıp, ayakları şişinceye kadar ibadet ederlerdi. Bu sûrenin sonu on altı ay gökte tutuldu, sonra indirildi ve böylece, gece kalkıp [namaz kılmak], farz iken nafile oldu' dedi. Bunun üzerine ben, kalkıp gitmeye ve Allah'a kavuşuncaya kadar hiç kimseye bir şey sormamaya niyetlendim. Ancak vitir (namazı) aklıma geldi ve 'Bize, Rasulullah'ın (sav) vitir (namazından) bahsedin' dedim. Şöyle cevap verdi: 'Rasulullah (sav) uyuduğu zaman misvağını benim yanıma kordu. Sonra Allah’ın uyanmasını dilediği vakitte uyanır ve dokuz rekat namaz kılardı. Sadece sekizinci rekâtta oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder sonra, selâm vermeden ayağa kalkar, dokuzuncu rekâtta [tekrar] oturur, Allah'a hamd, Rabb'ine dua eder, bize işittirecek şekilde bir selâm verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in gece namazı ] bu onbir rekâttır. Hz. Peygamber yaşlanıp et tutunca [yani kilo alınca] sadece altıncı rekâtta oturup Allah'a hamd, Rabbine dua eder, sonra [ayağa kalkıp yedinci rekâtı kılıp oturup] selâm vererek yedi rekât, sonra, oturarak iki rekât daha namaz kılardı. İşte, yavrucuğum, [Hz. Peygamber’in yaşlılığındaki gece namazı da] bu dokuz rekâttır. Hz. Peygamber'e (sav) uyku veya bir hastalık ağır basıp [da bu gece namazını kılamadığı] zaman ise, gündüz oniki rekât namaz kılardı. Rasulullah (sav) bir şeyi yapmayı adet edindiğinde, ona devam etmeyi severdi. Hz. Peygamber (sav) hiçbir gece, sabahlayıncaya kadar namaz kılmadı ve hiçbir zaman Kur'an'ın tamamını bir gecede hiç okumadı. Ramazan dışında hiçbir ayı da tamamen oruçla geçirmemiştir'"
[Sa'd b. Hişam der ki]: "Ben de gelip İbn Abbas'a [Hz. Aişe'nin verdiği cevapları] anlattım. O da şöyle dedi: 'Sana doğru söyledi. Şunu bil ki, ben onun huzuruna girebilseydim, onunla yüz yüze konuşurdum.' Dedi. Bunun üzerine ben de: 'Eğer onun huzuruna girmediğini bilseydim bunları sana anlatmazdım' dedim."
Açıklama:
Yaşlanıp et tutunca: Bu Hz Peygamber'in (sav) şişmanladığı anlamına gelmiyor. Normal kilosuna geldiğini ifade ediyor.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 165, 2/923
Senetler:
1. Rahtan Min Ensâr (Rahtan Min Ensâr)
2. Sa'd b. Hişam el-Ensari (Sa'd b. Hişam b. Amir)
3. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Ahlak, Hz. Peygamber'in ahlakı
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
Hz. Peygamber, örnekliği
İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti
KTB, NAMAZ,
Siyer, Hicret
Temizlik, Misvak, diş ve ağız temizliği
Vitir Namazı, Vitir namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40653, DM001477
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ يُصَلِّى قَبْلَ الظُّهْرِ رَكْعَتَيْنِ وَبَعْدَ الظُّهْرِ رَكْعَتَيْنِ ، وَبَعْدَ الْمَغْرِبِ رَكْعَتَيْنِ فِى بَيْتِهِ ، وَبَعْدَ الْعِشَاءِ رَكْعَتَيْنِ ، وَبَعْدَ الْجُمُعَةِ رَكْعَتَيْنِ فِى بَيْتِهِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Asım (Dahhak b. Mahled), ona Malik, ona (Ebu Abdullah) Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) evinde; öğle namazından önce iki rekat, öğle namazından sonra iki rekat, akşam namazından sonra iki rekat, yatsı namazından sonra iki rekat ve Cuma namazından sonra iki rekat namaz kılardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 144, 2/902
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Cuma Namazı, Cumadan önce ve sonra kılınacak namaz
Cuma namazı, sünneti
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Namaz, Sünnet namazlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
40661, DM001485
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِى خَلَفٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- كَانَ يُصَلِّى بَعْدَ الْجُمُعَةِ رَكْعَتَيْنِ. وَأَخْبَرَتْهُ حَفْصَةُ : أَنَّهُ كَانَ يُصَلِّى إِذَا أَضَاءَ الصُّبْحُ رَكْعَتَيْنِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef, ona Süfyan (b. Uyeyne b. Meymun), ona Amr (b. Dinar), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Salim (b. Abdullah b. Ömer b. Hattab), ona da babası (Abdullah b. Ömer b. Hattab)'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Cuma namazının farzından sonra iki rekat namaz kılardı. Hafsa, Abdullah b. Ömer'e Rasulullah'ın (sav) sabahleyin ortalık aydınlandığında iki rekat namaz kıldığını haber vermiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 146, 2/905
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Halef es-Sülemî (Muhammed b. Ahmed b. Muhammed)
Konular:
Cuma Namazı, Cumadan önce ve sonra kılınacak namaz
Cuma namazı, sünneti
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Namaz, sabah namazı
Namaz, Sünnet namazlar