6725 Kayıt Bulundu.
Bize Zeyd b. Ahzem rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Ebu Davud, Ebu Avane'den, o Ebu Osman'dan, o da İbn Mesud'dan (ra) şöyle nakletti: Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim: "Namazda büyüklenerek elbisesini yerlerde sürüyen kişi, Allah (katında değerini yitirmiş), haram ve helal ile alakası kalmamıştır". [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi bir grup ravi, Asım vasıtasıyla mevkuf olarak İbn Mesud'dan rivayet etmişlerdir. Hammad b. Seleme, Hammad b. Zeyd, Ebu'l-Ahves ve Ebu Muaviye bunlardandır.]
Bize Musa b. İsmail rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Eban rivayet etti ve şöyle dedi: Bize Yahya, Ebu Cafer'den, o Ata b. Yesar'dan, o da Ebu Hureyre'den (ra) şöyle rivayet etti: Bir adam elbisesini (yere) iyice sarkıtmış bir halde namaz kılıyordu. Hz. Peygamber (sav) ona "git ve abdest al," buyurdu. Adam gidip abdest aldı. Sonra Hz. Peygamber (sav) tekrar geldi ve ona "git ve abdest al" dedi. Adam gidip tekrar abdest aldı ve geldi. Başka bir adam Ey Allah resulü! Neden tekrar tekrar abdest almasını emrettiniz? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "elbisesini yerlerde sürüyerek namaz kılıyordu, Allah böyle namaz kılan kimsenin namazını kabul etmez," buyurdu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona amcası Ebu Süheyl b. Malik, ona da Talha b. Ubeydullah şöyle rivayet etti: "Necid ahalisinden saçları dağınık bir adam Hz. Peygamber'e geldi. Adamın sesinin uğultusu duyuluyor ancak ne dediği anlaşılmıyordu. Nihayet yaklaştı ve İslam'ı sordu. Hz. Peygamber, 'gündüz ve gece beş vakit namaz kılmaktır' buyurdu. Adam, bunlardan başka yapmam gereken bir şey var mı? diye sordu. Hz. Peygamber de 'hayır, ama nafile namaz kılabilirsin' buyurdu. Hz. Peygamber, Ramazan orucundan bahsetti. Adam, 'başka yapmam gereken bir şey var mı?' diye sordu. Hz. Peygamber, 'hayır, ama nafile oruç tutabilirsin' dedi. Hz. Peygamber, zekâttan bahsetti. Adam 'bundan başka yapmam gereken bir şey var mı?' diye sordu. Hz. Peygamber de 'sadaka verebilirsin' buyurdu. Bunun üzerine adam, 'vallahi, bunların ne fazlasını ne de eksiğini yaparım' diyerek kalkıp gitti. Ardından Hz. Peygamber (sav) de, 'eğer sözünde durursa, kurtulur' buyurdu."
Bize Abdullah b. Saîd el-Kindî, ona Yunus b. Bükeyr, ona Muhammed b. İshak, ona Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved b. Yezid), ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: "Teşehhüd (duasının) gizli okunması sünnettendir."
Bize Müsedded, ona Abdulvaris b. Said, ona Hüseyin Muallim, ona Büdeyl b. Meysere, ona Ebu Cevzâ, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), namaza tekbirle, kıraate ise Fatiha suresi ile başlardı. Rükûa vardığında başını ne kaldırır ne de indirirdi; normal şekilde (dururdu). Başını rükûdan kaldırdığında dimdik ayakta durana dek secdeye varmazdı. Başını secdeden kaldırdığında ise iyice oturana kadar (tekrar) secdeye gitmezdi. Her iki rekâtta (oturunca) Tahiyyât duasını okurdu. Oturduğunda sol ayağını yayar, sağ ayağını da dikerdi. Topukları üzerine oturan) şeytanın oturuşundan ve (eller ile dirsekleri yayan) yırtıcı hayvanların yayılması (gibi secdede yayılmaktan) yasaklardı. Namazını da selam vermekle sonlandırırdı."
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atıyye bu hadisi nakledip; "hayızlı kadınlar müslümanların namazgâhından uzak durur" (ifadesini) rivayet etmiş, elbise (meselesini) zikretmemiştir. (Muhammed'in) Hafsa'dan, onun bir kadından, onun da başka bir kadından rivayet ettiğine göre o, ya Rasulullah dendiğini aktarıp elbise (meselesinde) Musa hadisinin manasını nakletmiştir.