4875 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Malik b. Enes, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Hudeybiye yılında Rasulullah'la (sav) birlikte kurban olarak bir deveyi yedi kişi adına, bir sığırı da yedi kişi adına kestik." [Tirmizi der ki: Bu konuda (Abdullah) b. Ömer, Ebu Hureyre, Hz. Âişe ve (Abdulla) b. Abbas'tan da (r. anhüm) rivayet bulunmaktadır. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Cabir'in (ra) rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir. Hz. Peygamber'in ashabından olan ilim ehli ve diğer bazı ilim ehli nazarında uygulama, bu rivayete göredir; onlar devenin yedi, sığırın da yedi kişi adına kesilebileceğini düşünmektedirler. Bu görüş Süfyan es-Sevrî, Şafiî ve Amed b. Hanbel'in de içtihadıdır. (Abdullah) b. Abbas'tan (ra), Hz. Peygamber'in (sav); sığırın yedi, devenin de on kişi adına kesilebileceği rivayet edilmiştir. Bu da İshak'ın içtihadıdır ve o, bu hadisi delil almaktadır. Fakat (Abdullah) b. Abbas'tan (ra) rivayet edilen hadisi sadece tek bir yoldan bilebiliyoruz.]
Açıklama: Bahsi geçen garib rivayet için bkz. T000905 numaralı hadis.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Yahya b.Âdem, ona Süfyan, ona Cafer b. Muhammed, ona babası (Muhammed el-Bâkır), ona da Cabir (b. Abdullah) (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Mekke'ye gelince Mescid-i Haram'a girdi ve Hacerülesved'i selamladı. Sonra Hacerülesved'in sağına geçip üç şavtını remel tarzında (yani çalımlı bir şekilde kısa ve seri adımlarla), dört şavtını da normal bir şekilde yürüyerek tavaf etti. Sonra Makam-ı İbrahim'in yanına geldi ve 'Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın)' (Bakara 2/125) ayetini okudu. Ardından Makam-ı İbrahim'i kendisi ile Beytullah arasına alarak iki rekat namaz kıldı. Namaz kıldıktan sonra Beytullah'ın yanına geldi, Hacerülesved'i tekrar selamladı ve sonra da Safa Tepesi'ne geçti. Sanıyorum burada 'Şüphesiz Safa ile Merve, Allah’ın belirlediği sembollerdendir.' (Bakara, 2/158) ayetini okudu." [(Tirmizî) der ki: Bu konuda İbn Ömer'den de rivayet bulunmaktadır.] [Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Cabir'den gelen rivayet, hasen sahih bir hadistir ve ilim ehli nazarında uygulama, bu hadise göredir.]
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyûb es-Sahtiyânî, İbn Ebu Necih, Humeyd el-A‘rec, ve Abdülkerim, onlara Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), Mekke’ye girmeden önce Hudeybiye’deyken Ka'b'ın yanından geçti. Ka‘b, ihramlıydı ve bir tencerenin altında ateş yakıyordu. Yüzüne bitler düşüyor, her yanına hücum ediyordu. Peygamber (sav) ona 'Bu haşereler sana eziyet mi ediyor?' diye sordu. O da 'Evet' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, ardından; ya altı yoksula, her birine yarım sâ' olacak şekilde toplam bir ferak (üç sâ miktarı, yani yaklaşık 7,5 litre) yiyecek ver, ya üç gün oruç tut, ya da bir kurban kes' buyurdu." [İbn Ebu Necih rivayetinde "Yahut bir koyun kes" demiştir.] [Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Nebi (sav) ashabı ve başkaları arasındaki kimi ilim ehline göre uygulama buna göredir. İhramlı bir kimse saçlarını tıraş etse yahut ihramlı iken giymemesi gereken elbiseleri giyinse ya da hoş koku sürünse, Nebi’den (sav) rivayet edildiği gibi ona kefaret gerekir.]
Bize Kuteybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Tavus ve Ata, o ikisine de İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ihramlı iken hacamat yaptırdı." [(Tirmizî) der ki: Bu konuda Enes, Abdullah b. Buhayne ve Cabir de hadis nakletmiştir.] [Ebu İsa (et-Tirmizî) der ki: İbn Abbas'ın hadisi Hasen-Sahih'tir. İlim ehlinden bazıları ihramlının hacamat olmasına ruhsat vermiş ancak saçını traş edemeyeceğini söylemişlerdir. İmam Malik “İhramlı ancak zaruret halinde hacamat olabilir” demiştir. Süfyan es-Sevrî ve İmam Şafiî ise “saçından kesmedikçe ihramlı kişi hacamat olabilir” demiştir.]