4875 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Ravh b. Ubade, ona Haccac (b. Ebu Osman) es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da Haccac b. Amr şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kimin bir uzvu kırılır veya sakatlanır bu sebeple de o yıl hac yapamaz ise bir sonraki yıl hac yapması gerekir." [(İkrime dedi ki:) Ben bu hadisi İbn Abbas ve Ebu Hureyre'ye sordum, onlar da doğru söylemiştir, dediler. Bize İshak b. Mansur, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensarî, ona da Haccac b. Sellâm bu hadisin bir benzerini rivayet etti ve şöyle dedi: "Bu hadisi Rasulullah'dan (sav) işittim" dedi.] [Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bir çoğu bu hadisi bunun bir benzeri şekilde Haccac es-Savvâf'tan rivayet etmiştir. Ma'mer ve Muaviye b. Sellâm bu hadisi Yahya b. Ebu Kesir'den, o İkrime’den, o Abdullah b. Rafi’den, o Haccac b. Amr’dan, o da Rasulullah'dan (sav) rivayet etmiştir. Haccac es-Savvâf rivayet ettiği hadiste Abdullah b. Rafi'i zikretmemiştir. Hadisçilere göre Haccac sika (güvenilir) ve hafız bir kimsedir. Muhammed'den şöyle dedi: 'Ma'mer ve Muaviye b. Sellam’ın rivayetleri daha sahihtir.'] [Bize Abd b. Humeyd, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona Abdullah b. Râfi', ona Haccac b. Amr, o da Rasulullah'dan (sav) bu hadisin bir benzerini nakletmiştir.]
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Bir yolculukta Nebi (sav) ile birlikte idik. Bir adamın ihramlıyken devesinden düşerek boynu kırılıp öldüğünü gördü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr ile yıkayın. Üzerindeki iki ihram bezi ile kefenleyin, başını da örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde, tehlil ya da telbiye getirerek diriltilecektir' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) 'Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinden bazılarına göre uygulama bu hadise göredir. Süfyan es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. İlim ehlinden bazısı da ihramlı kimse öldüğünde, ihramı artık sona ermiş sayılır. İhramlı olmayan kişiye yapılan uygulama neyse ona da aynen yapılır' demiştir.]