Giriş


    Öneri Formu
5965 B000943 Buhari, Salatu'l-Havf, 2

Bize Mahmud, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle demiştir: Ben Aişe'nin yanına girdim. İnsanlar namaz kılıyordu. Ben, insanların bu hali nedir dedim. Aişe başı ile gökyüzüne doğru işaret etti. Ben, bu bir ayet (alamet) mi diye sordum. Aişe yine başıyla evet dedi. Esma şöyle devam etti: (Bunun üzerine ben de namaza durdum.) Rasulullah (sav) namazı çok uzattı. Artık bana bir baygınlık hali geldi. Yanımda su dolu bir kırba vardı. Onun ağzını açtım ve ondan başıma su dökmeye başladım. Nihayet Rasulullah (sav) namazı bitirdi, güneş de açılmıştı. Rasulullah (sav) namazdan sonra insanlara hitap etmeye başladı; Allah'a layık olduğu sıfatlarla hamd ettikten sonra "amma ba'du" dedi. Tam bu sırada Ensar'dan bir grup kadın konuşup gürültü etmeye başladı. Ben de onları susturayım diye yöneldim. (Bundan dolayı hutbeyi duyamadım.) Aişe'ye; Rasulullah (sav) ne dedi diye sordum. Aişe şöyle dedi: Rasulullah şöyle buyurdu: "Şu makamımda cen­net ve cehennem dahil bana her şey gösterildi. Ve şu da bana vahyolundu ki, sizler kabirlerinizde Mesîh Deccâl (yüzünden çekilecek) imtihanlara benzer veya ona yakın bir imtihan geçireceksiniz. Kabirde tek tek hepinize gelinecek ve bu adam hakkındaki ilmin nedir denile­cek. Mümin veya imanından şüphe duymayan. Bu ihtimalli ifadeyi Hişam söyledi- kimse ise O, Allah'ın Rasulü Muhammed'dir. Bize deliller ve hidayet getirdi. Biz de O'na iman ettik, davetine icabet ettik, izine uyduk ve O'nu tamamen tasdik ettik diyecek. Bunun üzerine o kimse­ye rahat uyu. Biz senin O zata inandığını kesin bir şekilde bilmekteyiz denilecek. Amma münafık veya şüpheci olana gelince -bu ihtimalli ifade Hişam' aittir- ona da senin bu adam hakkındaki bilgin nedir denilecek. O da ben bilmiyorum, insanların bir şey söylediklerini işittim, ben de söyledim diyecektir." [Hişam der ki: Munzir bt. Fâtıma bunları bana söyledi, ben de aynen ezberledim. Şu kadar ki, Fatıma münafıklara ağır gelecek şeyler de söyledi.]


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mahmud b. Gaylan arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
5925 B000922 Buhari, Cuma, 29

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb şöyle demiştir: Ben Zührî'ye, “Nebi (sav) korku namazı namaz kıldı mı?” diye sordum. O şöyle dedi: Salim'in bana haber verdiğine göre Abdullah b. Ömer (r.anhumâ) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile Necd taraflarına gazaya gittim. Düşmanla karşı karşıya gelince saf düzenine geçtik. Rasulullah (sav) kalkıp bize namaz kıldırdı. Bir kısmımız onunla birlikte namaza durdu. Diğerleri ise yönlerini düşmana cevirdiler. Rasulullah (sav), kendisi ile beraber olanlar ile rükûa vardı ve iki secde yaptı. Ardından namaz kılanlar, henüz namaz kılmamış olan bölüğün yerine gittiler. Onlar da geldi, Rasulullah (sav) onlara da bir rekât kıldırıp, onlarla iki secde yaptıktan sonra selam verdi. Onların her biri kalkıp kendi kendisine bir rekât kılıp iki secde yaptı.


    Öneri Formu
5963 B000942 Buhari, Salatu'l-Havf, 1

Bize Âdem, ona İbn Ebu Zi’b, ona ez-Zührî, ona Said ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre (ra) Nebi’den (sav) rivayet etmiştir; (T) Ayrıca bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği zaman koşarak namaza gelmeyiniz. Sükûnet ve vakar ile yürüyerek namaza geliniz. Yetişebildiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi tamamlayın."


    Öneri Formu
278382 B000908-2 Buhari, Cuma, 18

Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bunânî, o ikisine Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), sabah namazını alaca ka­ranlıkta kıldı, sonra bineğine bindi: "Allâhu Ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kavmin yurduna girdiğimizde, uyarılanların sabahı ne kötü olur" buyurdu. Hayber ahalîsi dışarı çıktı, sokaklarda koşarak 'İşte Muhammed ve (hamis) ordu' diyorlardı. Râvî: 'Hamis' ordu demektir, dedi. Rasulullah (sav) onlara galip geldi, savaşanları öldürdü, aileleri esir aldı. Safiyye bt. Huyey önce Dıhye el-Kelbî'nin, sonra da Rasulullah'ın cariyesi oldu. Sonra Rasulullah (sav) onunla evlendi. Safiyye'nin (r.anha) hürriyete ka­vuşturulmasını da kendisine mehir tayin etti. Râvî Abdulazîz, Sabit'e 'Ya Ebu Muhammed! Enes'e ona ne mehir tayin etti diye sordun mu?' dedi. Sabit 'Peygamber, Safiyye'ye hürriye­tini mehir tayin etti' dedi ve gülümsedi.


    Öneri Formu
5972 B000947 Buhari, Salatu'l-Havf, 6

Bize Âdem, ona İbn Ebu Zi’b, ona ez-Zührî, ona Said ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre (ra) Nebi’den (sav) rivayet etmiştir; (T) Ayrıca bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namaz için kamet getirildiği zaman koşarak namaza gelmeyiniz. Sükûnet ve vakar ile yürüyerek namaza geliniz. Yetişebildiğiniz kadarını kılın, yetişemediğinizi tamamlayın."


    Öneri Formu
278383 B000908-3 Buhari, Cuma, 18


    Öneri Formu
5914 B000917 Buhari, Cuma, 26


    Öneri Formu
5966 B000944 Buhari, Salatu'l-Havf, 3


    Öneri Formu
5968 B000945 Buhari, Salatu'l-Havf, 4


    Öneri Formu
5971 B000946 Buhari, Salatu'l-Havf, 5