6725 Kayıt Bulundu.
Bize Ka'neb, ona Mâlik, ona Yahya b. Said, ona Amre bt. Abdurrahman, ona da Aişe şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber, (öyle bir vakitte) sabah namazını kılardı ki kadınlar örtülerine bürünmüş olarak namazdan ayrılırlardı da karanlıktan dolayı tanınmazlardı."
Bize İshak b. İsmail, ona Süfyan, ona İbn Aclân, ona Asım b. Ömer b. Katade b. Numan, ona Mahmud b. Lebid, ona da Râfi' b. Hadîc, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sabah namazını ortalık aydınlanınca kılın. Zira bunun sevabı daha fazladır." [Ravi ifadenin ' ya da sevabı daha büyük olur' şeklinde olabileceğini söyledi.]
Bize Muhammed b. Abdullah el-Huzâî ve Abdullah b. Mesleme, ona Abdullah b. Ömer, ona Kasım b. Ğannam, ona annelerinden biri, ona da Ümmü Ferve şöyle rivayet etti: Rasulullah'a (sav) hangi amelin daha faziletli olduğu sorulduğunda O şöyle buyurdu: "İlk vaktinde kılınan namazdır." [Hadisin ravilerinden Muhammed el-Huzâî, ...halasından -ki, kendisine Ümmü Ferve denilip Hz. Peygamber'e biat etmiştir şeklinde rivayette bulunmuştur.]
Bize Muhammed b. Harb el-Vâsitî, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Mutarrif, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Abdullah b. Sunâbihî şöyle rivayet etti: Ebu Muhammed, vitir namazının vacip olduğunu iddia etti, Ubade b. Samit ise onun hata ettiğini ifade edip Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğuna dair şehadet etti: "Allah-u Teala beş vakit namazı farz kıldı. Her kim, bu namazların abdestlerini güzelce alır, onları vaktinde kılar, rükûlarına ve huşûlarına riayet ederse Allah'ın onu bağışlayacağına dair sözü vardır. Her kim de bunları yapmazsa Allah'ın ona bir sözü yoktur; dilerse onu bağışlar, dilerse azap eder."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Ebu Bekir b. Umare b. Ruveybe, ona da babası (Umare b. Ruveybe) rivayet ettiğine göre, Basra ahalisinden bir adam ona, bana Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadis rivayet et dedi. Umare de Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim dedi: "Güneşin doğmasından ve batmasından önce namaz kılan kimse ateşe girmez." [Basralı adam Umâre'ye üç defa bunu ondan işittin mi? dedi. Umare de evet, kulaklarım bu hadisi işitti ve kalbim onu kavradı, dedi. Bunun üzerine (Basralı) adam, ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle buyururken işittim dedi.]
Bize Amr b. Avn, ona Halid, ona Davud b. Ebu Hind, ona Ebu Harb b. Ebu Esved, ona Abdullah b. Fedâle, ona da babası (Fedâle) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), bana bazı şeyler öğretti. Bana öğrettiği şeyler arasında "Beş vakit namaza devam et" emri de vardı. Ben, Hz. Peygamber'e bu saatlerde benim işlerim var; bana (birçok hayrı) ihtiva eden bir şey emretsen de onu yaptığım zaman bana yetse, dedim. O da "O zaman iki asra devam et," buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde bilinmezdi. Ona, iki asır nedir? diye sordum. Hz. Peygamber (sav), "Güneş doğmadan önce bir namaz ve güneş batmadan önce bir namaz," buyurdu.
Bize Hayve b. Şureyh el-Mısrî, ona Bakiyye, ona Dubâra b. Abdullah b. Selîk el-Elhânî, ona İbn Nafi', ona İbn Şihâb ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona Katade b. Rib'î, ona da Hz. Peygamber'in (sav) rivayet ettiğine göre, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Ben, senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Namazlara vaktinde devam ederek huzuruma geleni cennete koyacağıma dair söz verdim. Namazlara devam etmeyene ise herhangi bir sözüm yoktur."
Bize Muhammed b. Abdurrahman el-Anberî, ona Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî, ona İmran el-Kattan, ona Katade b. Ebân, onlara Huleyd el-Asri, ona Ümmü Derda, ona da Ebu Derda, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her kim şu beş şeyi inanarak yerine getirirse cennete girer; beş vakit namaza abdestlerine, rükûlarına, secdelerine, vakitlerine dikkat ederek devam eden, Ramazan orucunu tutan, imkân ve güç bulursa hac yapan, zekâtı gönül huzuru ile veren ve emaneti edâ eden." (Meclistekiler), Ey Ebu Derda, emaneti eda etmek ne demektir? diye sordular. O da cünüplükten dolayı yıkanmaktır dedi.
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Ebu İmrân el-Cevnî, ona Abdullah b. Samit, ona da Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bana, "Ey Ebu Zer, başına namazı öldüren yöneticiler geldiği vakit halin nice olur?" diye sordu. Ravi, "namazı geciktirenler" de demiş olabilir dedi. Ben, Ya Rasulullah, bana ne emredersin? dedim. O, "Sen namazı ilk vaktinde kıl, eğer onlara yetişirsen yine kıl. Zira o, senin için nafile olur" buyurdu.
Bize Abdurrahman b. İbrahim b. Dühaym ed-Dımaşkî, ona Velid, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Abdurrahman b. Sabit, ona da Amr b. Meymun el-Evdî şöyle rivayet etti: Muaz b. Cebel bize, Yemen'e Hz. Peygamber'in (sav) elçisi olarak geldi. Fecirle birlikte onun tekbirini işittim. Sesi kalın biriydi. Onu epey sevdim; Şam'da kendisini toprağa verene kadar yanından ayrılmadım. Muaz'dan sonra insanların en bilginini aramaya koyuldum. İbn Mesud'un yanına geldim; vefatına kadar onun da yanında kaldım. Bana, Hz. Peygamber'in kendisine şöyle buyurduğunu söyledi: "Başınıza, namazı vaktinde kılmayan yöneticiler geldiği zaman haliniz nice olur?" Ben (İbn Mesud), bu durum benim başıma gelirse ne emredersin Ya Rasulullah? diye sordum. O (sav), "namazı vaktinde kıl, onlarla kıldığın namazı da nafile say," buyurdu.