Öneri Formu
Hadis Id, No:
15209, T000922
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ لَيْسَ التَّحْصِيبُ بِشَىْءٍ إِنَّمَا هُوَ مَنْزِلٌ نَزَلَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو عِيسَى التَّحْصِيبُ نُزُولُ الأَبْطَحِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona Atâ, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Muhassab denilen yere inmek bir şey değildir. Burası sadece Rasulullah’ın (sav) inip konakladığı bir yerden ibarettir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: (Hadiste zikredilen tahsîb/Muhassab denilen yere konaklamak) el-Abtah diye bilinen yere inmek demektir.
Ebu İsa dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Hükmen merfudur.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 81, 3/263
Senetler:
()
Konular:
Hac, Ebtah'ta konaklamak
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ امْرَأَةً مِنْ خَثْعَمٍ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَبِى أَدْرَكَتْهُ فَرِيضَةُ اللَّهِ فِى الْحَجِّ وَهُوَ شَيْخٌ كَبِيرٌ لاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَسْتَوِىَ عَلَى ظَهْرِ الْبَعِيرِ . قَالَ « حُجِّى عَنْهُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَبُرَيْدَةَ وَحُصَيْنِ بْنِ عَوْفٍ وَأَبِى رَزِينٍ الْعُقَيْلِىِّ وَسَوْدَةَ بِنْتِ زَمْعَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَيْضًا عَنْ سِنَانِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْجُهَنِىِّ عَنْ عَمَّتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذِهِ الرِّوَايَاتِ فَقَالَ أَصَحُّ شَىْءٍ فِى هَذَا الْبَابِ مَا رَوَى ابْنُ عَبَّاسٍ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ مُحَمَّدٌ وَيَحْتَمِلُ أَنْ يَكُونَ ابْنُ عَبَّاسٍ سَمِعَهُ مِنَ الْفَضْلِ وَغَيْرِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ رَوَى هَذَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَرْسَلَهُ وَلَمْ يَذْكُرِ الَّذِى سَمِعَهُ مِنْهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ صَحَّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْبَابِ غَيْرُ حَدِيثٍ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَبِهِ يَقُولُ الثَّوْرِىُّ وَابْنُ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ يَرَوْنَ أَنْ يُحَجَّ عَنِ الْمَيِّتِ . وَقَالَ مَالِكٌ إِذَا أَوْصَى أَنْ يُحَجَّ عَنْهُ حُجَّ عَنْهُ . وَقَدْ رَخَّصَ بَعْضُهُمْ أَنْ يُحَجَّ عَنِ الْحَىِّ إِذَا كَانَ كَبِيرًا أَوْ بِحَالٍ لاَ يَقْدِرُ أَنْ يَحُجَّ . وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىِّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15222, T000928
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ امْرَأَةً مِنْ خَثْعَمٍ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَبِى أَدْرَكَتْهُ فَرِيضَةُ اللَّهِ فِى الْحَجِّ وَهُوَ شَيْخٌ كَبِيرٌ لاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَسْتَوِىَ عَلَى ظَهْرِ الْبَعِيرِ . قَالَ « حُجِّى عَنْهُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَبُرَيْدَةَ وَحُصَيْنِ بْنِ عَوْفٍ وَأَبِى رَزِينٍ الْعُقَيْلِىِّ وَسَوْدَةَ بِنْتِ زَمْعَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَيْضًا عَنْ سِنَانِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْجُهَنِىِّ عَنْ عَمَّتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذِهِ الرِّوَايَاتِ فَقَالَ أَصَحُّ شَىْءٍ فِى هَذَا الْبَابِ مَا رَوَى ابْنُ عَبَّاسٍ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ مُحَمَّدٌ وَيَحْتَمِلُ أَنْ يَكُونَ ابْنُ عَبَّاسٍ سَمِعَهُ مِنَ الْفَضْلِ وَغَيْرِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ رَوَى هَذَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَرْسَلَهُ وَلَمْ يَذْكُرِ الَّذِى سَمِعَهُ مِنْهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ صَحَّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْبَابِ غَيْرُ حَدِيثٍ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَبِهِ يَقُولُ الثَّوْرِىُّ وَابْنُ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ يَرَوْنَ أَنْ يُحَجَّ عَنِ الْمَيِّتِ . وَقَالَ مَالِكٌ إِذَا أَوْصَى أَنْ يُحَجَّ عَنْهُ حُجَّ عَنْهُ . وَقَدْ رَخَّصَ بَعْضُهُمْ أَنْ يُحَجَّ عَنِ الْحَىِّ إِذَا كَانَ كَبِيرًا أَوْ بِحَالٍ لاَ يَقْدِرُ أَنْ يَحُجَّ . وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىِّ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Meni‘, ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Süleyman b. Yesâr, ona Abdullah b. Abbas, ona da el-Fadl b. Abbas’ın rivayet ettiğine göre Has’amdan bir kadın: Ey Allah’ın Rasulü, Allah’ın farz kıldığı hac babama oldukça yaşlanmış bir halde iken erişti. O, devenin sırtı üzerinde doğru dürüst duramıyor, dedi. Allah Rasulü: “Onun yerine sen hac et” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Ali, Bureyde, Huseyn b. Avf, Ebu Rezîn el-Ukaylî, Zem’a kızı Sevde ve İbn Abbas’dan gelmiş rivayetler de vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: el-Fadl b. Abbas’ın rivayet ettiği bu hadis, hasen sahih bir hadistir. (Bu hadis) İbn Abbas’a Huseyn b. Avf el-Muzenî’nin Nebi’den (sav) bir rivayeti olarak da gelmiştir. Yine İbn Abbas’a Sinan b. Abdullah el-Cuhenî’ye halasının Nebi’den (sav) rivayeti olarak da zikredilmiştir.
Ayrıca İbn Abbas’ın Nebi’den (sav) rivayeti olarak da gelmiştir. (Tirmizi) dedi ki: Ben Muhammed’e (Buhâri’ye) bu rivayetleri dair soru sordum da, o şöyle dedi: Bu hususta dedi ki: En sahih şey İbn Abbas’a, el-Fadl b. Abbas’ın Nebi’den (sav) diye naklettiği rivayettir. Muhammed (Buhâri) dedi ki: Bununla birlikte İbn Abbas’ın bu hadisi hem el-Fadl’dan, hem başkasından Nebi’den (sav) naklen işitmiş olması, sonra da bunu doğrudan Nebi’den (sav) diye mürsel olarak rivayet edip kendisinden bu hadisi dinlediği kişinin adını zikretmemiş de olabilir.
Ebu İsa dedi ki: Bu hususta Nebi’den (sav) sahih olarak birden çok hadis gelmiş bulunmaktadır. Nebi’nin (sav) ashabı arasından ve başkaları arasından ilim ehline göre amelî uygulama da buna göredir. Es-Sevrî, İbnü’l-Mübarek, eş-Şâfiî, Ahmed ve İshak, ölen kimse adına hac yapılabileceği görüşündedirler. Mâlik ise şöyle demiştir: Eğer kendisi adına (ölmeden) önce hac yapılmasını vasiyet etmişse onun adına hac yapılır. Bazıları da yaşlı yahut da hac edemeyecek durumda olan ve yaşayan kimse adına hac yapılmasına ruhsat vermiştir. Bu, İbnü’l-Mübarek ve Şâfiî’nin görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 85, 3/267
Senetler:
()
Konular:
Hac, başkasının yerine
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14929, T000890
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ .{أَنَّ نَاسًا مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِعَرَفَةَ فَسَأَلُوهُ فَأَمَرَ مُنَادِيًا فَنَادَى « الْحَجُّ عَرَفَةُ مَنْ جَاءَ لَيْلَةَ جَمْعٍ قَبْلَ طُلُوعِ الْفَجْرِ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةٌ. فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ »} وَقَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَهَذَا أَجْوَدُ حَدِيثٍ رَوَاهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَالْعَمَلُ عَلَى حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّهُ مَنْ لَمْ يَقِفْ بِعَرَفَاتٍ قَبْلَ طُلُوعِ الْفَجْرِ فَقَدْ فَاتَهُ الْحَجُّ وَلاَ يُجْزِئُ عَنْهُ إِنْ جَاءَ بَعْدَ طُلُوعِ الْفَجْرِ وَيَجْعَلُهَا عُمْرَةً وَعَلَيْهِ الْحَجُّ مِنْ قَابِلٍ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رَوَى شُعْبَةُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ نَحْوَ حَدِيثِ الثَّوْرِىِّ . قَالَ وَسَمِعْتُ الْجَارُودَ يَقُولُ سَمِعْتُ وَكِيعًا أَنَّهُ ذَكَرَ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ هَذَا الْحَدِيثُ أُمُّ الْمَنَاسِكِ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süfyan es-Sevrî, ona Bukeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın ve bu manada rivayet etmiştir. [Necid halkından bir takım kimseler Arafat’ta bulunduğu sırada Rasulullah’ın (sav) huzuruna gelerek ona bazı sorular sordular. O da bunun üzerine birisine yüksek sesle şunu ilan etmesini emretti: “Hac Arafat(‘ta vakfeden ibaret)tir. Kim tan yeri ağarmadan Müzdelife gecesi (Arafat’a) gelirse hacca yetişmiş olur. Minâ’da kalma günleri de üç gündür. Kim acele ederek iki günde ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim de geç kalırsa ona da bir vebal yoktur.”]
İbn Ebu Ömer dedi ki: Süfyan b. Uyeyne dedi ki: Bu, Süfyan es-Sevrî’nin rivayet ettiği en sağlam hadistir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Amel (uygulama) Nebi’nin (sav) ashabı ile başkalarının arasındaki ilim ehline göre Abdurrahman b. Ya‘mer’in rivayet ettiği hadise göredir. Buna göre tan yeri ağarmadan Arafat’ta vakfe yapamayan bir kimse haccı kaçırmış olur. Tan yerinin ağarmasından sonra (Arafat’a) gelmek kişi için yeterli olmaz. O takdirde böyle bir kimse bunu bir umre olarak niyet eder ve ertesi sene hac etmekle yükümlü olur. Bu es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak’ın da görüşüdür.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Şu‘be’ye, Bukeyr b. Atâ da, es-Sevrî’nin hadisine yakın bir rivayet nakletmiş ve şöyle demiştir: el-Cârud’u şöyle derken dinledim: Ben, Vekî’in bu hadisi zikrettiğini ve: İşte bu hadis hac ibadeti ile alakalı hadislerin anasıdır, dediğini dinledim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 57, 3/237
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14931, T000891
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ وَإِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ وَزَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسِ بْنِ أَوْسِ بْنِ حَارِثَةَ بْنِ لاَمٍ الطَّائِىِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْمُزْدَلِفَةِ حِينَ خَرَجَ إِلَى الصَّلاَةِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى جِئْتُ مِنْ جَبَلَىْ طَيِّئٍ. أَكْلَلْتُ رَاحِلَتِى وَأَتْعَبْتُ نَفْسِى وَاللَّهِ مَا تَرَكْتُ مِنْ حَبْلٍ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ. فَهَلْ لِى مِنْ حَجٍّ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ شَهِدَ صَلاَتَنَا هَذِهِ وَوَقَفَ مَعَنَا حَتَّى نَدْفَعَ وَقَدْ وَقَفَ بِعَرَفَةَ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَارًا فَقَدْ أَتَمَّ حَجَّهُ وَقَضَى تَفَثَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ قَوْلُهُ « تَفَثَهُ » . يَعْنِى نُسُكَهُ . قَوْلُهُ « مَا تَرَكْتُ مِنْ حَبْلٍ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ » . إِذَا كَانَ مِنْ رَمْلٍ يُقَالُ لَهُ حَبْلٌ وَإِذَا كَانَ مِنْ حِجَارَةٍ يُقَالُ لَهُ جَبَلٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Davud b. Ebu Hind, İsmail b. Ebu Hâlid ve Zekeriyya b. Zâide, onlara eş-Şa‘bî, ona Urve b. Mudarris b. Evs b. Harise b. Lâm et-Tâî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Müzdelife’de iken namaza çıktığı sırada Rasulullah’ın (sav) yanına vardım ve: Ey Allah’ın Rasulü, ben Tayy’ın iki dağından geldim. Bineğimi de çok yordum, kendim de yoruldum. Vallahi üzerinde vakfe yapmadık hiçbir dağ bırakmadım. Benim haccım olur mu? dedim. Rasulullah (sav): “Kılacağımız bu namaza yetişen ve bizimle birlikte buradan ayrılacağımız vakte kadar vakfe yapan, bundan önce de gece ya da gündüz Arafat’ta vakfe yapmış bulunan herkesin haccı tamam olur ve o kişi artık yapılması gerekeni yapmış olur” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Hadiste geçen “tefesehû: Yapılması gerekeni yapmak” hac ile ilgili yapması gereken vazifeler demektir. “Üzerinde vakfe yapmadık bir dağ bırakmadım” sözüne gelince, eğer yükseklik kum ise ona “Habl (tepe)” denilir. Şayet taştan ise ona “cebel (dağ)” denilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 57, 3/238
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15215, T000925
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يُوسُفَ عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ قَالَ حَجَّ بِى أَبِى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأَنَا ابْنُ سَبْعِ سِنِينَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Hâtim b. İsmail, ona Muhammed b. Yusuf, ona es-Sâib b. Yezid’in şöyle dediğini rivayet etti: Babam Veda haccında bena Rasulullah (sav) ile birlikte hac ettirdi, ben (o zaman) yedi yaşımda idim.
Ebu İsa dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 83, 3/265
Senetler:
()
Konular:
Hac, çocuğun
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15207, T000921
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَعُثْمَانُ يَنْزِلُونَ الأَبْطَحَ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَأَبِى رَافِعٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ صَحِيحٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ. إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّزَّاقِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ . وَقَدِ اسْتَحَبَّ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ نُزُولَ الأَبْطَحِ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَرَوْا ذَلِكَ وَاجِبًا إِلاَّ مَنْ أَحَبَّ ذَلِكَ . قَالَ الشَّافِعِىُّ وَنُزُولُ الأَبْطَحِ لَيْسَ مِنَ النُّسُكِ فِى شَىْءٍ إِنَّمَا هُوَ مَنْزِلٌ نَزَلَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Abdürrezzak, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi, ona da İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (sav), Ebu Bekir, Ömer ve Osman, el-Abtah denilen yerde konaklıyorlardı.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Âişe, Ebu Rafi, ve İbn Abbas’dan gelmiş rivayetler bulunmaktadır.
Ebu İsa dedi ki: İbn Ömer’in rivayet ettiği (bu) hadis sahih hasen garip bir hadistir. Biz bu hadisi ancak Abdürrezzak’a Ubeydullah b. Ömer’in rivayet ettiği bir hadis olarak biliyoruz. Kimi ilim ehli vacip görmeksizin el-Abtah’ta inip konaklamayı müstehap görmüş olmakla birlikte, bunu ancak arzu edenler için öyle kabul etmişlerdir.
Şâfiî dedi ki: Abtah denilen yerde inip konaklamanın hac ibadeti ile hiçbir alakası yoktur. Burası sadece Nebi’nin (sav) inip konakladığı bir yerden ibarettir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 81, 3/262
Senetler:
()
Konular:
Hac, Ebtah'ta konaklamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15223, T000929
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَطَاءٍ . قَالَ وَحَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّ أُمِّى مَاتَتْ وَلَمْ تَحُجَّ أَفَأَحُجُّ عَنْهَا قَالَ « نَعَمْ حُجِّى عَنْهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdüla’lâ, ona Abdürrezzak, ona Süfyan es-Sevrî, ona Abdullah b. Atâ rivayet etti, yine bize Ali b. Hucr, ona Ali b. Mushir, ona Abdullah b. Atâ, ona Abdullah b. Bureyde, ona babasının şöyle dediğini rivayet etti: Bir kadın Nebi’ye (sav) gelerek: Annem hac edemeden öldü, ben onun yerine hac edebilir miyim? dedi. Rasulullah (sav): “Evet, onun yerine hac yap” buyurdu.
Ebu İsa dedi ki: “Bu sahih bir hadistir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 86, 3/269
Senetler:
()
Konular:
Hac, başkasının yerine
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15217, T000926
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا قَزَعَةُ بْنُ سُوَيْدٍ الْبَاهِلِىُّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.{رَفَعَتِ امْرَأَةٌ صَبِيًّا لَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلِهَذَا حَجٌّ قَالَ « نَعَمْ وَلَكِ أَجْرٌ » .} يَعْنِى حَدِيثَ مُحَمَّدِ بْنِ طَرِيفٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رُوِىَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَقَدْ أَجْمَعَ أَهْلُ الْعِلْمِ أَنَّ الصَّبِىَّ إِذَا حَجَّ قَبْلَ أَنْ يُدْرِكَ فَعَلَيْهِ الْحَجُّ إِذَا أَدْرَكَ لاَ تُجْزِئُ عَنْهُ تِلْكَ الْحَجَّةُ عَنْ حَجَّةِ الإِسْلاَمِ وَكَذَلِكَ الْمَمْلُوكُ إِذَا حَجَّ فِى رِقِّهِ ثُمَّ أُعْتِقَ فَعَلَيْهِ الْحَجُّ إِذَا وَجَدَ إِلَى ذَلِكَ سَبِيلاً وَلاَ يُجْزِئُ عَنْهُ مَا حَجَّ فِى حَالِ رِقِّهِ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Kaza’a b. Suveyd el-Bâhilî, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona Câbir b. Abdullah Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir: [Bir kadın küçük bir çocuğunu kaldırıp Rasulullah’a (sav) göstererek: Ey Allah’ın Rasulü, bunun haccı olur mu? diye sordu. O: “Evet, sana da ecir vardır” buyurdu.
Bununla Muhammed b. Tarif’in rivayet ettiği hadisi kast etmektedir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hadis aynı zamanda Muhammed b. el-Münkedir tarafından mürsel olarak Nebi’den (sav) diye rivayet edilmiştir.
İlim ehli küçük çocuğun buluğa ermeden önce hac etmiş olması halinde, buluğa erdiğinde hac etmekle yükümlü olduğunu ve küçük yaşta yapmış olduğu o haccının İslam’ın farz haccının yerine geçmeyeceğini icmâ’ ile kabul etmişlerdir. Köleliği halinde hac yapmış kölenin durumu da aynen böyledir. Sonradan azat edilecek olursa, hac etmeye yol ve imkân bulabilmesi halinde hac etmekle yükümlüdür. Köle iken yapmış olduğu o haccı onun için yeterli olmaz. Bu, Süfyan es-Sevrî’nin, Şâfiî’nin, Ahmed’in ve İshak’ın da görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 83, 3/265
Senetler:
()
Konular:
Hac, çocuğun
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15224, T000930
Hadis:
حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ شُعْبَةَ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ سَالِمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَوْسٍ عَنْ أَبِى رَزِينٍ الْعُقَيْلِىِّ أَنَّهُ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَبِى شَيْخٌ كَبِيرٌ لاَ يَسْتَطِيعُ الْحَجَّ وَلاَ الْعُمْرَةَ وَلاَ الظَّعْنَ . قَالَ « حُجَّ عَنْ أَبِيكَ وَاعْتَمِرْ » قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَإِنَّمَا ذُكِرَتِ الْعُمْرَةُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْحَدِيثِ أَنْ يَعْتَمِرَ الرَّجُلُ عَنْ غَيْرِهِ . وَأَبُو رَزِينٍ الْعُقَيْلِىُّ اسْمُهُ لَقِيطُ بْنُ عَامِرٍ .
Tercemesi:
Bize Yusuf b. İsa, ona Vekî’, ona Şu‘be, ona en-Numan b. Salim, ona Amr b. Evs, ona Ebu Rezîn el-Ukaylî’nin rivayet ettiğine göre o, Nebi’nin (sav) huzuruna vararak: Ey Allah’ın Rasulü, babam oldukça yaşlı birisidir, ne hac edebilir ne umre yapabilir ne de yolculuk yapabilir, dedi. Allah Rasulü: “Baban yerine sen hac ve umre yap” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Bu hadiste Nebi’den (sav) umrenin söz konusu edilmesi, kişinin başkası adına umre yapması ile ilgili olduğundan dolayıdır. Ebu Rezîn el-Ukaylî’nin adı da Lakît b. Âmir’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 87, 3/269
Senetler:
()
Konular:
Hac, başkasının yerine