10613 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyub, ona Muhammed, ona da Enes (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim bayram namazından evvel kurbanını kesmiş ise tekrar kurban kessin!" Bunun üzerine bir adam ayağa kalktı ve 'Bugün canın et çektiği bir gündür' dedi ve komşularının (fakirlik ve ihtiyâçlarını) zikretti. Hz. Peygamber (sav) onu onaylar gibiydi. Adam, 'Benim yanımda, bana etlik iki koyundan daha sevimli bir çebiç/iki yaşına henüz girmemiş oğlak yahut kuzu var' dedi. Hz. Peygamber (sav) ona (bu hayvanı kesmesi için) izin verdi. Lakin ben, bu ruhsatın ondan başkaları için de geçerli olup olmadığını bilmiyorum."
Hz. Âişe der ki: Bayram günü siyahiler harbe ve kalkanlarla oyun oynuyorlardı. Ya ben Rasulullah’a (sav) söyledim yahut da o "seyretmek ister misin?" buyurdu. Ben “evet” deyince beni yanağım yanağı üzerinde olduğu halde arkasında durdurdu. Bu arada "Göreyim sizi Erfede oğulları" buyurdu. Nihayet ben usanınca "Bu kadarı sana yeter mi?" dedi. Ben “evet” dedim. "o halde gidebilirsin" buyurdu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Zübeyd, ona Şa'bi, ona da Berâ şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) kurban bayramında bize hutbe verdi ve 'Bugün yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır. Ardından (evlerimize) dönüp, kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa, sünnetimize uygun bir iş yapmış olur. Kim de namaz kılmadan evvel hayvanı keserse, bu ancak acele edip ailesine verdiği bir etten ibarettir. Bunun da kurban ibadeti ile hiç bir ilgisi yoktur' buyurdu. Hz. Peygamber'in (sav) bu sözleri üzerine dayım Ebu Burde b. Niyâr ayağa kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben hayvanımı namaz kılmadan önce kestim. Bende yaşına girmiş keçiden daha iyi bir oğlak var' dedi. Bunun üzerine Rasulullah 'Oğlağı onun yerine kurban edip kes. Fakat (yaşına girmemiş olan böyle) bir oğlak, senden sonra hiç kimse için (kurban olarak) yeterli olmayacaktır' buyurdu."
Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bunânî, o ikisine Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), sabah namazını alaca karanlıkta kıldı, sonra bineğine bindi: "Allâhu Ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kavmin yurduna girdiğimizde, uyarılanların sabahı ne kötü olur" buyurdu. Hayber ahalîsi dışarı çıktı, sokaklarda koşarak 'İşte Muhammed ve (hamis) ordu' diyorlardı. Râvî: 'Hamis' ordu demektir, dedi. Rasulullah (sav) onlara galip geldi, savaşanları öldürdü, aileleri esir aldı. Safiyye bt. Huyey önce Dıhye el-Kelbî'nin, sonra da Rasulullah'ın cariyesi oldu. Sonra Rasulullah (sav) onunla evlendi. Safiyye'nin (r.anha) hürriyete kavuşturulmasını da kendisine mehir tayin etti. Râvî Abdulazîz, Sabit'e 'Ya Ebu Muhammed! Enes'e ona ne mehir tayin etti diye sordun mu?' dedi. Sabit 'Peygamber, Safiyye'ye hürriyetini mehir tayin etti' dedi ve gülümsedi.
Açıklama: Rivayetin hükmen merfu olduğu bildirilmektedir (Fethü'l-bârî, Dârü'l-Marife, II, 456).