6725 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Nasr, ona Vehb b. Cerir, ona Esved b. Şeyban, ona da Halid b. Sümeyr şöyle rivayet etti: Bize Medine'den, Ensar'ın fakih saydığı Abdullah b. Rebah el-Ensârî geldi ve Rasulullah'ın süvarisi Ebu Katade'nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) (Mute savaşına katılacak olan) emirler ordusunu gönderdi. -Bir önceki hadisteki kıssayı anlattı.- Bizleri ancak doğmakta olan güneş uyandırdı. Bizler namaz kılmak için hemen kalktık. Hz. Peygamber (sav) ise "Yavaş yavaş hareket edin" dedi. Nihayet güneş iyice yükseldi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden sabah namazının sünnetini mukim iken kılmakta olan kılsın." Sünneti kılan da kılmayan da kalkıp bu iki rekâtı kıldı. Ardından Hz. Peygamber, ezan okunmasını emretti. Ezan okundu. Rasulullah (sav) de bizlere farzı kıldırdı. Namazı bitirince bizlere şöyle buyurdu: "Bakın, Allah'a hamd ederiz ki bizler, bizi namazdan alıkoyacak bir takım dünyalık işler peşinde değildik. Ancak ruhlarımız Allah Teâlâ'nın tasarrufundadır; dilediği zaman onları bize gönderir. Sizden kim yarınki sabah namazına sağlam bir şekilde erişirse önce onu, ardından da bugün kılamadığı namazı kılsın."
Açıklama: ''جَيْشَ الأُمَرَاءِ'' ifadesinin Mu'te savaşına katılan ordu olduğuna, hadisteki kıssanın ise esasında Hayber gazvesi dönüşünde meydana geldiğine ve tercümedeki ''...Sizden kim yarınki sabah namazına erişirse önce onu, ardından da bugün kılamadığı namazı kılsın...'' cümlesinin bu şekilde anlaşılabileceğine dair bk. Avnü'l-Ma'bûd, II, 78-79.
Bize Muhammed b. Kudame b. A'yen, ona Cerir, ona Mansur, ona Hilal b. Yesaf, ona Ebu Müsenna, ona Ubade b. Samit'in kız kardeşinin oğlu (Abdullah b. Ka'b), ona da Ubade b. Samit; (T) Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona Veki', ona Süfyan -hadisin manası aynı-, ona Mansur, ona Hilal b. Yesaf, ona Ebu Müsenna el-Hımsî, ona Ubade b. Samit'in hanımının oğlu Ebu Übey, ona da Ubade b. Samit, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Benden sonra başınıza (öyle) yöneticiler gelecektir ki, birtakım işler onları, namazı vaktinde kılmaktan alıkoyar. Böylece namazın vakti geçer. (Ancak) sizler, namazı vaktinde kılın." Bir adam Hz. Peygamber'e (sav), Ya Rasulullah, onlarla namaz kılayım mı? diye sordu. Hz. Peygamber (sav), "Evet, dilersen kıl," buyurdu. Hadisin ravilerinden Süfyan ise, rivayetinde şöyle dedi: Onlara yetişirsem, onlarla namaz kılayım mı? Hz. Peygamber (sav); "Evet, dilersen kıl," buyurdu.
Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Ebu Hâşim ez-Za'ferani, ona Salih b. Ubeyd, ona da Kabîsa b. Vakkas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Benden sonra başınıza, namazı geciktiren yöneticiler gelecektir. (Bu durum), sizin lehinize, onların ise aleyhinedir. Onlarla, namaza devam ettikleri müddetçe namaz kılın."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Hayber gazasından dönerken geceleyin uykumuz gelene kadar yol aldı. (Nihayet) dinlenmek için konakladı ve Bilal'e "Geceyi bizim için nöbetçi olarak geçir," buyurdu. Bilal ise (dayanamayıp) bineğine yaslanmış bir şekilde uyuya kaldı. Güneş (yüzlerine) vuruncaya kadar ne o, ne Hz. Peygamber (sav), ne de onun ashabından biri uyandı. Onların hepsinden önce uyanan Hz. Peygamber (sav) oldu. (Hemen) kalktı ve "Bilal!" diye seslendi. O, Hz. Peygamber'e Sen nasıl uykuya dayanamadıysan ben de öyle dayanamadım, anam-babam yoluna feda olsun Ya Rasulullah dedi. (Ordu), binekleri ile biraz yol aldılar. Ardından Hz. Peygamber (sav) abdest aldı ve Bilal'e (kamet getirmesini) emretti. Onlara sabah namazını kıldırdı. Namazı kılınca şöyle buyurdu: "Kim bir namazı unutursa hatırladığında kılsın. Zira Allah Teâlâ, hatırladığında namazı kıl," [Tâhâ, 20/14] buyurmuştur. (Hadisin ravilerinden) Yunus, İbn Şihâb'ın yukarıdaki ayeti bu şekilde (li'z-zikra-şeddi olarak) okuduğunu rivayet etti. (Ebu Davud'un hocası) Ahmed, Anbese, Yunus'tan li-zikrî (beni anmak için) şeklinde rivayet etti demiştir. Ayı şekilde Ahmed, kerâ (الْكَرَى) kelimesinin nuâs (uyumak) olduğunu ifade etmiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Mamer, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Gaflete düşüp (namazı unuttuğunuz) yerden ayrılın." (Ravi devamla şöyle dedi:) Ardından Hz. Peygamber (sav) Bilal'e ezan okumasını emretti, o da ezan okudu (sonra) kamet getirdi. Hz. Peygamber (sav) de (sabah) namazını kıldırdı. [Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Malik, Süfyan b. Uyeyne, Evzaî ve Abdürrezzak, Mamer ile İbn İshak'tan rivayet edip Zührî'nin rivayet ettiği bu hadisteki gibi ezanın okunmasına dair bir şey zikretmediler. (Ayrıca) bu hadisi sadece Evzaî ve Ebân el-Attâr, Mamer'den muttasıl olarak rivayet etmişlerdir. (Diğerleri ise mürsel olarak rivayet etmişlerdir.)]
Bize Amr b. Avn, ona Halid, ona Husayn, ona İbn Ebu Katade, ona da Ebu Katade, önceki hadisi rivayet edip Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah, ruhlarınızı dilediği zaman aldı, dilediği zaman da iade etti. Kalk; namaz için ezan oku." Onlar hemen kalkıp abdest aldılar. Nihayet güneş yükselince Hz. Peygamber (sav), oradakilere namazı kıldırdı.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünanî, ona Abdullah b. Rabah el-Ensari, ona da Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber yolcuktaydı. (Birden), yoldan ayrılıp kenara çekildi, ben de onunla birlikle yoldan ayrıldım. Bana "(Gelen gideni) gözetle" diye buyurdu. Ben de (yolu gözetleyip) işte bir süvari, işte iki süvari, işte üç süvari geldi deyip gelenleri saydım ve nihayet yedi kişi olduk. Hz. Peygamber (sav), "Bizim için namazı gözetleyin," buyurdu. Yani sabah namazını kastediyordu. (Ne var ki) uyuyakaldılar ve onları ancak güneşin sıcaklığı uyandırabildi. Hemen kalktılar, kısa bir süre yürüdüler. Ardından konaklayıp abdest aldılar. Bilal de ezan okudu. Önce sabah namazının sünnetini, ardından da farzını kıldılar. (Sonra) yola koyuldular. Birbirlerine namazda kusurlu davrandık dediler. Hz. Peygamber ise şöyle buyurdu: "Uyku sebebiyle kusur yoktur; kusur ancak uyanıkkendir. (Bundan dolayı), sizden biri namazı unuttuğunda hatırladığı zaman kılsın. Ertesi gün ise (namazı) vaktinde kılsın."
Bize Hennâd, ona Abser, ona Husayn, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade), önceki hadisin manasını zikredip Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hz. Peygamber, güneş yükseldiğinde abdest aldı ve onlara (sabah) namazını kıldırdı."
Bize Abbas el-Anberi, ona Süleyman b. Davud et-Tayâlîsî, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona Abdullah b. Rabah, ona da Ebu Katade, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Uykudayken kusur yoktur. Kusur, uyanıkken, diğer namazın vakti girene kadar bir namazın geciktirilmesidir."
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Hemmâm, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Namazı unutan hatırladığı zaman kılsın. Onun bundan başka kefareti yoktur."