6725 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara da el-A'meş'in rivayet ettiğine göre Ebû Salih şöyle demiştir: "Bir zamanlar, bir kişi mescitten bir çakıl taşını alıp dışarı çıkarmak istese, taş ona Allah aşkına yapma! diye yalvarır, derlerdi."
Bize Ebu Bekir Muhammed b. İshak es-Sâğânî, ona Ebu Bedr Şucâ' b. Velid, ona Şerîk, ona Ebu Husayn, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre -ravi Ebu Bedr, Ebu Hureyre'nin hadisi merfu olarak rivayet ettiği kanaatindedir-, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki taşlar, onları mescitten çıkarmak isteyenlerden, Allah'ın adını vererek bunu yapmamalarını isterler."
Bize en-Nüfeylî, ona Miskîn, ona Said b. Abdülaziz, ona Ziyad b. Ebu Sevde, ona da Hz. Peygamber'in azatlısı Meymune şöyle rivayet etti: Ben, Hz. Peygamber'e (sav): "Ya Rasulullah, Beyt-i Makdis'te namaz kılmanın hükmü hakkında bize fetva verin, dediğimde O (sav) şöyle buyurdu: "Beyt-i Makdise gidip, orada namaz kılın. -O zamanlar orada savaş vardı- Eğer gidip namaz kılamazsanız, kandillerinde yakılmak üzere zeytin yağı gönderin."
Açıklama: Sorunun bir sahabiden gelmesi, müminlerin ilk kıblesi olan Beyt-i Makdis ile ilgili özel duyarlılığa işaret etmektedir. Hz. Peygamber'in 'gidip namaz kılın, gidemez iseniz oranın şenlenmesine vesile olacak şekilde destek verin talimatı, o günün şartlarında kandil yağları olarak zikredilmiştir. Bugün için yapılacak ziyaretler, o günün yağı kadar değerlidir.
Bize Müsedded, ona Abdulvâris, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), Medine'ye geldiğinde Medine'nin üst tarafında, Amr b. Avfoğulları'nın mahallesinde konakladı. Orada 14 gün kaldı. Ardından Neccâr oğullarına (haber) gönderdi. Onlar da silahlarını kuşanmış vaziyette Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldiler. Enes, şu an sanki, bineği üzerinde Rasulullah'ı (sav), terkisinde Ebu Bekir'i, etrafında da Neccâr oğullarının ileri gelenlerini görür gibiyim, dedi. Hz. Peygamber (sav) nihayet Ebu Eyyüb'ün bahçesine gelip konakladı. Hz. Pegamber (sav), (adeti üzere) vaktin girdiği yerde hatta koyun ağıllarında (dahi) namaz kılardı. (Sonra) Hz. Pegamber (sav), mescid inşa edilmesini emretti. Neccâr oğullarına haber yollayıp "Ey Neccâr oğulları, şu bahçenizi bize satın," buyurdu. Onlar da vallahi bizler, bunun ücretini ancak Allah'tan bekliyoruz, dediler. Enes, sizlere o bahçede, müşriklerin kabirleri, ev harabeleri ve hurma ağaçları vardı diyebilirim, dedi. Rasulullah (sav), müşriklerin kabirlerinin, ev harabelerinin ve hurma dallarının icabına bakılmasını emretti; kabirlerdeki kalıntılar başka bir yere nakledildi, enkaz temizlendi, hurma ağaçları da kesildi. Hurma ağaçları mescidin kıble tarafına dizildi. Kapısının kenarlarını da taşla inşa ettiler. Şiirler söyleyerek taş taşıdılar; Hz. Peygamber (sav) de onlarla beraberdi ve şöyle diyordu: "Allah'ım, ahiret hayrından başka hayır yoktur; Ensar ile muhacire yardım et!"
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Mescid-i Nebevî'nin yeri, Neccâr oğullarına ait bir bahçede idi. Bahçede ekin, hurma ağaçları ve müşriklerin kabirleri vardı. Rasulullah (sav), (Neccâr oğullarına), "Bahçeyi bize satın," buyurdu. Onlar ise bahçenin ücretini istemiyoruz dediler. (Sonra), hurma ağaçları söküldü, ekinler düzleştirildi ve müşriklerin kabirleri başka bir yere nakledildi. Ravi, önceki hadisi nakledip "Ensar ve Muhacire yardım et" yerine, "Ensar ve Muhaciri bağışla" şeklinde rivayet etti. [(Ebu Davud'un hocası) Musa dedi ki: Abdulvâris bize, bu hadisi rivayet edip (ekin yerine) 'harabeler' kelimesini kullandı. (Ayrıca) Abdulvâris, bu hadisi, Hammad'a rivayet ettiğini iddia etmiştir.]
Bize Muhammed b. Alâ, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), her mahallede mescitler inşa edilip temiz tutulmasını ve kokulanmasını emir buyurdu."
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan, ona Yahya b. Hassan, ona Süleyman b. Musa, ona Cafer b. Sa'd b. Semure, ona Hubeyb b. Süleyman, ona babası Süleyman b. Semura, ona da babası Semura şöyle yazmıştır: Şüphesiz ki Rasulullah (sav), bizlere mahallerimizde mescitler inşa etmemizi, bakımını yapmamızı ve temiz tutmamızı emretmiştir. [Ebu Davud dedi ki: Süleyman b. Musa, aslen Kûfeli'dir.]
Bize Sehl b. Temmam b. Bezî', ona Ömer b. Süleym el-Bahili, ona da Ebu Velid şöyle rivayet etmiştir. İbn Ömer'e mescitteki taşları sordum. O şöyle dedi: "Bir gece yağmur yağdı ve toprak ıslandı. Bunun üzerine bir adam elbisesinde taşlar getirip yere döşedi. Hz. Peygamber (sav) namazı kılınca şöyle buyurdu: "Bu ne kadar güzel oldu."
Bize Abdülvehhab b. Abdülhakem el-Hazzâz, ona Abdüulmecid b. Abdulaziz b. Ebu Revvâd, ona İbn Cüreyc, ona Muttalib b. Abdullah b. Hantab, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bana, kişinin mescitten çıkardığı çer çöpe varıncaya kadar ümmetimin sevapları gösterildi. Bana ümmetimin günahları da gösterildi ki kişinin Kur'ân'dan bir sure ya da ayeti ezberleyip unutmasından daha büyük bir günah görmedim."
Bize Muhammed b. Kudame b. A'yen, ona İsmail, ona Eyyüb, ona da Nafi' rivayet ettiğine göre bir önceki hadisteki sözleri Ömer b. Hattab söylemiştir ki bu daha sahihtir.