Öneri Formu
Hadis Id, No:
229970, İHS001119
Hadis:
1119 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ سُفْيَانَ الشَّيْبَانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ نَصْرٍ، قَالَ: أَخْبَرَنَا مُلَازِمُ بْنُ عَمْرٍو، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَدْرٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ طَلْقٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ: خَرَجْنَا وَفْدًا إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَجَاءَ رَجُلٌ، فَقَالَ: يَا نَبِيَّ اللَّهِ، مَا تَقُولُ فِي مَسِّ الرَّجُلِ ذَكَرَهُ بَعْدَمَا يَتَوَضَّأُ؟، فَقَالَ: "هَلْ هُوَ إِلَّا مُضْغَةٌ أَوْ بَضْعَةٌ مِنْهُ".
Tercemesi:
Bize Hasan b. Süfyan eş-Şeybânî, ona Nasr b. Ali b. Nasr, ona Mülazim b. Amr, ona Abdullah b. Bedr, ona Kays b. Talk b. Ali, ona da babası (Talk b. Ali) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber'e (sav) gitmek üzere bir heyet olarak yola çıkmıştık. Bir adam geldi ve 'Ya Rasulullah! Abdest aldıktan sonra cinsel (tenasül) organına dokunan kimsenin durumu hakkında ne dersiniz?' diye sordu. Rasulullah (sav), 'O organ da vücudundan bir et parçası' ya da 'vücudunun bir parçası değil midir?' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1119, 3/402
Senetler:
1. Talk b. Ali el-Hanefi (Talk b. Ali b. Münzir b. Kays b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Abdüluzza)
Konular:
Abdest, bozan şeyler
Abdest, tenasul uzvuna dokunmak nedeniyle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
229973, İHS001122
Hadis:
1122 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُلَازِمُ بْنُ عَمْرٍو، قَالَ: حَدَّثَنَا جَدِّي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَدْرٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ طَلْقٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ: بَنَيْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَسْجِدَ الْمَدِينَةِ فَكَانَ يَقُولُ: «قَدِّمُوا الْيَمَامِي مِنَ الطِّينِ، فَإِنَّهُ مِنْ أَحْسَنِكُمْ لَهُ مَسًّا»
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: خَبَرُ طَلْقِ بْنِ عَلِيٍّ الَّذِي ذَكَرْنَاهُ خَبَرٌ مَنْسُوخٌ، لِأَنَّ طَلْقَ بْنَ عَلِيٍّ كَانَ قُدُومُهُ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوَّلَ سَنَةٍ مِنْ سِنِيِّ الْهِجْرَةِ، حَيْثُ كَانَ الْمُسْلِمُونَ يَبْنُونَ مَسْجِدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالْمَدِينَةِ، وَقَدْ رَوَى أَبُو هُرَيْرَةَ إِيجَابَ الْوُضُوءِ مِنْ مَسِّ الذَّكَرِ، عَلَى حَسَبِ مَا ذَكَرْنَاهُ قَبْلُ وَأَبُو هُرَيْرَةَ أَسْلَمَ سَنَةَ سَبْعٍ مِنَ الْهِجْرَةِ، فَدَلَّ ذَلِكَ عَلَى أَنَّ خَبَرَ أَبِي هُرَيْرَةَ كَانَ بَعْدَ خَبَرِ طَلْقِ بْنِ عَلِيٍّ بِسَبْعِ سِنِينَ.
Tercemesi:
Bize Fadl b. Hubab, ona Müsedded b. Müserhed, ona Mülazim b. Amr, ona dedesi Abdullah b. Bedr, ona Kays b. Talk, ona babası şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile birlikte Medine mescidini bina ettik. O sırada Peygamber (sav) şöyle diyordu: "Yemamî'yi harcın (çamurun/sıva) başına geçirin. O bu işte ustadır."
Ebu Hatim (ra) dedi ki: Zikrettiğimiz Talk b. Ali'nin rivayeti mensuhtur. Çünkü Ali b. Talk'ın Peygamber'e (sav) gelişi hicretin ilk senesi idi. Müslümanlar o sırada Medine'de mescidin binasını inşa ediyordu. Ebu Hüreyre daha önce zikrettiğimiz üzere tenasül organına dokunmaktan dolayı abdest almanın gerekliliğini rivayet ediyordu. Ebu Hüreyre Hicretin yedinci senesinde müslüman olmuştu. Bu rivayet Ebu Hüreyre'nin haberinin Talk b. Ali'in rivayetinden yedi sene sonra olduğuna delalet eder.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1122, 3/404
Senetler:
1. Talk b. Ali el-Hanefi (Talk b. Ali b. Münzir b. Kays b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Abdüluzza)
Konular:
Abdest, tenasul uzvuna dokunmak nedeniyle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
229976, İHS001125
Hadis:
1125 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ سُفْيَانَ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِي الشَّعْثَاءِ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ أَبِي ثَوْرٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ، قَالَ:"أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ نَتَوَضَّأَ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ، وَلَا نَتَوَضَّأَ مِنْ لُحُومِ الْغَنَمِ"
Tercemesi:
Bize Hasan b. Süfyan, ona Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Eşas b. Ebu Şa'sâ, ona Cafer b. Ebu Sevr, ona da Cabir b. Semüre (ra) şöyle demiştir. "Hz. Peygamber (sav), bize deve eti yemekten dolayı abdest almamız, koyun eti yemekten dolayı da abdest almamamız gerektiğini emretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1125, 3/407
Senetler:
1. Ebu Halid Cabir b. Semure el-Amirî (Cabir b. Semure b. Cünâde)
Konular:
Abdest, deve eti yemek abdesti bozar mı?
KTB, ABDEST
Öneri Formu
Hadis Id, No:
229978, İHS001127
Hadis:
1127 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْأَزْدِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ: أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ أَشْعَثَ بْنِ أَبِي الشَّعْثَاءِ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ أَبِي ثَوْرٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ، قَالَ:"أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ نَتَوَضَّأَ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ، وَلَا نَتَوَضَّأَ مِنْ لُحُومِ الْغَنَمِ، وَأَنْ نُصَلِّيَ فِي مَرَابِضِ الْغَنَمِ، وَلَا نُصَلِّيَ فِي أَعْطَانِ الْإِبِلِ".
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed el-Ezdî, ona İshak b. İbrahim, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Eşas b. Ebu Şa'sâ, ona Cafer b. Ebu Sevr, ona da Cabir b. Semüre (ra) şöyle demiştir.
"Hz. Peygamber (sav), bize deve eti yemekten dolayı abdest almamız, koyun eti yemekten dolayı ise abdest almamamız gerektiğini ve koyun ağıllarında namaz kılabileceğimizi, deve ağıllarında ise namaz kılmamamızı emretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1127, 3/409
Senetler:
1. Ebu Halid Cabir b. Semure el-Amirî (Cabir b. Semure b. Cünâde)
Konular:
Abdest, deve eti yemek abdesti bozar mı?
KTB, ABDEST
KTB, NAMAZ,
Namaz, deve yataklarında
Öneri Formu
Hadis Id, No:
229979, İHS001128
Hadis:
1128 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْأَزْدِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ: أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ: أَخْبَرَنَا الثَّوْرِيُّ، عَنِ الْأَعْمَشِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّازِيِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى، عَنِ الْبَرَاءِ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سُئِلَ: أَنُصَلِّي فِي أَعْطَانِ الْإِبِلِ؟، قَالَ: «لَا»، قِيلَ: أَنُصَلِّي فِي مَرَابِضِ الْغَنَمِ؟، قَالَ: «نَعَمْ»، قِيلَ: أَنَتَوَضَّأُ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ؟، قَالَ: «نَعَمْ»، قِيلَ: أَنَتَوَضَّأُ مِنْ لُحُومِ الْغَنَمِ؟، قَالَ: «لَا».
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: فِي سُؤَالِ السَّائِلِ عَنِ الْوُضُوءِ مِنْ لُحُومِ الْإِبِلِ، وَعَنِ الصَّلَاةِ فِي أَعْطَانِهَا، وَتَفْرِيقِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَيْنَ الْجَوَابَيْنِ: أَرَى الْبَيَانَ أَنَّهُ أَرَادَ الْوُضُوءَ الْمَفْرُوضَ لِلصَّلَاةِ، دُونَ غَسْلِ الْيَدَيْنِ، وَلَوْ كَانَ ذَلِكَ غَسْلَ الْيَدَيْنِ مِنَ الْغَمْرِ لَاسْتَوَى فِيهِ لُحُومُ الْإِبِلِ وَالْغَنَمِ جَمِيعًا، وَقَدْ كَانَ تَرْكُ الْوُضُوءِ مِمَّا مَسَّتْهُ النَّارُ، وَبَقِيَ الْمُسْلِمُونَ عَلَيْهِ مُدَّةً، ثُمَّ نُسِخَ ذَلِكَ، وَبَقِيَ لُحُومُ الْإِبِلِ مُسْتَثْنًى مِنْ جُمْلَةِ مَا أُبِيحَ بَعْدَ الْحَظْرِ الَّذِي تَقَدَّمَ ذِكْرُنَا لَهُ.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed el-Ezdî, ona İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona A'meş, ona Abdullah b. Abdullah er-Razî, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Bera'nın (ra)rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) "deve yataklarında (ağıllarında) namaz kılabilir miyiz?" diye soruldu. Rasulullah (sav)"Hayır kılamazsınız." şeklinde cevap verdi."Koyun ağıllarında namaz kılabilir miyiz?" diye soruldu. Rasulullah (sav) "Evet, kılabilirsiniz." buyurdu."Deve eti yemekten dolayı abdest alalım mı?" denildi. Rasulullah (sav) "Evet, (abdest alın)" dedi."Koyun eti yemekten dolayı abdest alalım mı?" denilince, Rasulullah (sav)"Hayır abdest almazsın" diye cevap verdi.
Ebu Hatim (ra), deve etini yemek ve deve ağıllarında namaz kılma hakkında soru soran kişiye Hz. Peygamberin (sav) iki farklı cevap vermesinde, Hz. Peygamber'in abdest ile elleri yıkamayı değil farz kılınan namaz abdesti gibi abdest almayı murad ettiğini düşünüyorum. Eğer, bulaşan yağdan (veya et kokusundan) dolayı el yıkama olsaydı, deve ve koyun etleri (hüküm açısından) eşit olurdu. Zaten ateşte pişirilen şeylerden dolayı abdest terk edilmişti. Müslümanlar da bir müddet bu hal üzere devam ettiler sonra bu (abdest almak)nesh oldu. Daha önce bahsettiğimiz gibi deve eti ile ilgili uygulama yasaktan sonra mübah kılınan yiyecekler kapsamından istisna edilerek eskiden olduğu gibi kaldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tahâret 1128, 3/410
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
Konular:
Abdest, ateşte pişen yiyecek abdest gerektirir mi?
Abdest, deve eti yemek abdesti bozar mı?
KTB, ABDEST