Öneri Formu
Hadis Id, No:
41554, DM001711
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْيَمَانِ الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أنبأنا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَني عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ أَبِى حُمَيْدٍ الأَنْصَارِىِّ ثُمَّ السَّاعِدِىِّ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- اسْتَعْمَلَ عَامِلاً عَلَى الصَّدَقَةِ فَجَاءَهُ الْعَامِلُ حِينَ فَرَغَ مِنْ عَمَلِهِ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا الَّذِى لَكُمْ وَهَذَا أُهْدِىَ لِى. فَقَالَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« فَهَلاَّ قَعَدْتَ فِى بَيْتِ أَبِيكَ وَأُمِّكَ فَنَظَرْتَ أَيُهْدَى لَكَ أَمْ لاَ؟ ». ثُمَّ قَامَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- عَشِيَّةً بَعْدَ الصَّلاَةِ عَلَى الْمِنْبَرِ فَتَشَهَّدَ وَأَثْنَى عَلَى اللَّهِ بِمَا هُوَ أَهْلُهُ ثُمَّ قَالَ :« أَمَّا بَعْدُ ، مَا بَالُ الْعَامِلِ نَسْتَعْمِلُهُ فَيَأْتِينَا فَيَقُولُ : هَذَا مِنْ عَمَلِكُمْ وَهَذَا أُهْدِىَ لِى ، فَهَلاَّ قَعَدَ فِى بَيْتِ أَبِيهِ وَأُمِّهِ فَيَنْظُرَ هَلْ يُهْدَى لَهُ أَمْ لاَ؟ وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لاَ يَغُلُّ أَحَدُكُمْ مِنْهَا شَيْئاً إِلاَّ جَاءَ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَحْمِلُهُ عَلَى عُنُقِهِ إِنْ كَانَ بَعِيراً جَاءَ بِهِ لَهُ رُغَاءٌ ، وَإِنْ كَانَتْ بَقَرَةً جَاءَ بِهَا لَهَا خُوَارٌ ، وَإِنْ كَانَتْ شَاةً جَاءَ بِهَا تَيْعَرُ ، فَقَدْ بَلَّغْتُ ». قَالَ أَبُو حُمَيْدٍ : ثُمَّ رَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَدَيْهِ حَتَّى إِنَّا لَنَنْظُرُ إِلَى عُفْرَةِ إِبْطَيْهِ. قَالَ أَبُو حُمَيْدٍ : وَقَدْ سَمِعَ ذَلِكَ مَعِى مِنَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ فَسَلُوهُ.
Tercemesi:
Bize Ebü’l-Yemân el-Hakem b. Nâfi’, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. ez-Zübeyr, Ebu Humeyd el-Ensârî, ayrıca es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bir kişiyi zekât toplamak üzere görevlendirdi. Görevli, toplama işini bitirince Rasul-i Ekrem’e gelip “Yâ Rasulallah! Bu, size ait olan kısımdır. Bu da bana hediye edildi” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ona “Babanın ve annenin evinde otursaydın da sana hediye verilecek mi verilmeyecek mi bir görseydin!” dedi. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) bir akşam vakti namazdan sonra minbere çıktı ve şehadet getirip, Allah’a lâyık olduğu şekilde senada bulundu. Sonra şöyle dedi: “İmdi! Şu görevliye ne oluyor ki, biz onu (zekât toplamakla) görevlendiriyoruz. O da bize gelip ‘Bu, sizin (verdiğiniz) görevin hasılatı. Bu da bana hediye edildi’ diyor. Babasının ve annesinin evinde otursaydı da kendisine (bir şey) hediye edilecek mi, yoksa edilmeyecek mi bir görseydi! Canım kudret elinde olan (Allah’a) yemin olsun ki, biriniz şu (zekât malından) hainlikle bir şey almaz ki, onu Kıyamet günü boynunun üzerinde taşıyarak getirmiş olmasın! Eğer (hainlik edip aşırdığı şey) bir deve ise, onu inleyip bağırmasıyla, bir sığır ise onu böğürürken, bir koyun ise onu da, melerken getirir. İşte ben (bunları size) tebliğ etmiş oldum!” Ebû Humeyd, (sözüne devamla) şöyle dedi: Sonra Rasulullah (sav) ellerini biz O’nun koltuk altlarının bozumtırak rengini görecek kadar (yukarı) kaldırdı (Ve Allah’ım! Ben tebliğ ettim dedi.) Ebû Humeyd bir de şunu ekledi: Bunu Hz. Peygamber'den (sav) benimle birlikte Zeyd b. Sabit de işitti. (İsterseniz) O’na da sorun.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 31, 2/1038
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Hediye, işçilere hediye vermek
Hediye, Zekat memurunun hediye alması
Hz. Peygamber, hitabeleri
Zekat, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'ine haram olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41562, DM001719
Hadis:
أَخْبَرَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« فِى كُلِّ إِبِلٍ سَائِمَةٍ ، فِى كُلِّ أَرْبَعِينَ ابْنَةُ لَبُونٍ ، لاَ تُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا ، مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِراً بِهَا فَلَهُ أَجْرُهَا ، وَمَنْ مَنَعَهَا فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ إِبِلِهِ عَزْمَةٌ مِنْ عَزَمَاتِ اللَّهِ ، لاَ يَحِلُّ لآلِ مُحَمَّدٍ مِنْهَا شَىْءٌ ».
Tercemesi:
Bize en-Nadr b. Şumeyl, ona Behz b. Hakîm, ona babası, ona da dedesinin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Otlaklarda yayılan bütün develerin her kırk devesine bir bintu lebun (iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş dişi deve) zekât düşer. Tâbi olmaları gereken hesaptan düşürülmek maksadıyla toplu olan develer ayrılmaz. Zekâtı karşılığında ecrini bekleyerek veren kimseye onun ecri de verilecektir. Bununla birlikte onu (zekâtı) vermeyen olursa biz hem onu hem de develerinin yarısını Allah’ın kesin emirlerinden bir emir olarak alırız. Muhammed hanedanına da ondan hiçbir şey helal olmaz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 36, 2/1043
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Hasan Nadr b. Şümeyl el-Mazinî (Nadr b. Şümeyl b. Hareşe)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'ine haram olması
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41565, DM001722
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُوعاصم الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنْ أُمِّ الرَّاَئِحِ بِنْتِ صُلَيْعٍ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ الضَّبِّىِّ ذَكَرَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِنَّ الصَّدَقَةَ عَلَى الْمِسْكِينِ صَدَقَةٌ ، وَإِنَّهَا عَلَى ذِى الرَّحِمِ اثْنَتَانِ : صَدَقَةٌ وَصِلَةٌ ».
Tercemesi:
Bize Ebu Asım el-Basrî, ona İbn Avn, ona Hafsa bt. Sîrîn, ona Ümü Râih bt. Suley, ona da Selamn b. Amir'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Garibana verilen sadaka sadece yardımdır. Ama akrabaya verilen sadaka hem yardım hem de sıla-yı rahimdir [akrabalık ilişkisini güçlendirmektir]."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 38, 2/1046
Senetler:
1. Selman b. Amir ed-Dabbî (Selman b. Amir b. Evs b. Hacer b. Amr)
2. Ümmü Râih Rabab bt. Süley' ed-Dabbiyye (Rabab bt. Süley' b. Amir)
3. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Eşhel b. Hatim el-Cümehi (Eşhel b. Hatim)
Konular:
KTB, SADAKA
Yardımseverlik, akrabaya yardım etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41566, DM001723
Hadis:
- أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ قَالَ سَمِعْتُهُ مِنَ الثَّوْرِىِّ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنِ الرَّبَابِ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ الضَّبِّىِّ يَرْفَعُهُ قَالَ :« الصَّدَقَةُ عَلَى الْمِسْكِينِ صَدَقَةٌ ، وَهِىَ عَلَى ذِى الرَّحِمِ اثْنَتَانِ : صَدَقَةٌ وَصِلَةٌ ».
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona İbn Uyeyne, ona Sevrî, ona Asım, ona Hafsa bt. Sîrîn, ona Rabbâb, ona da Selman b. Amir ed-Dabbî'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Fakire verilen sadaka, sadece bir yardımdır. Akrabaya verilen sadaka ise hem yardım hem de akrabalık ilişkisini güçlendirmektir." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 38, 2/1046
Senetler:
1. Selman b. Amir ed-Dabbî (Selman b. Amir b. Evs b. Hacer b. Amr)
2. Ümmü Râih Rabab bt. Süley' ed-Dabbiyye (Rabab bt. Süley' b. Amir)
3. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
4. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
KTB, SADAKA
Bize Ebu'r-Rebî' ez-Zehrânî, ona İsmail b. Cafer, el-Alâ'dan, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41561, DM001718
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ الزَّهْرَانِىُّ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :" مَا نَقَصَتْ صَدَقَةٌ مِنْ مَالٍ ، وَمَا زَادَ اللَّهُ عَبْداً بِعَفْوٍ إِلاَّ عِزًّا ، وَمَا تَوَاضَعَ أَحَدٌ لِلَّهِ إِلاَّ رَفَعَهُ اللَّهُ ".
Tercemesi:
Bize Ebu'r-Rebî' ez-Zehrânî, ona İsmail b. Cafer, el-Alâ'dan, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 35, 2/1042
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Rabi' Süleyman b. Davud el-Atekî (Süleyman b. Davud)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, SADAKA
Müslüman, Affetmek Kin Beslemek
Tevazu, müslüman mütevazidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41544, DM001700
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى وَأَحْمَدُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ بِمِثْلِ الْبَيْضَةِ مِنْ ذَهَبٍ أَصَابَهَا فِى بَعْضِ الْمَغَازِى - وَقَالَ أَحْمَدُ : فِى بَعْضِ الْمَعَادِنِ. وَهُوَ الصَّوَابُ - فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ خُذْهَا مِنِّى صَدَقَةً ، فَوَاللَّهِ مَا لِى مَالٌ غَيْرَهَا. فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ جَاءَهُ عَنْ رُكْنِهِ الأَيْسَرِ فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ جَاءَهُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ قَالَ :« هَاتِهَا ». مُغْضَباً فَحَذَفَهُ بِهَا حَذْفَةً لَوْ أَصَابَهُ لأَوْجَعَهُ أَوْ عَقَرَهُ ، ثُمَّ قَالَ :« يَعْمِدُ أَحَدُكُمْ إِلَى مَالِهِ لاَ يَمْلِكُ غَيْرَهُ فَيَتَصَدَّقُ بِهِ ثُمَّ يَقْعُدُ يَتَكَفَّفُ النَّاسَ ، إِنَّمَا الصَّدَقَةُ عَنْ ظَهْرِ غِنًى ، خُذِ الَّذِى لَكَ لاَ حَاجَةَ لَنَا بِهِ ». فَأَخَذَ الرَّجُلُ مَالَهُ وَذَهَبَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ كَانَ مَالِكٌ يَقُولُ : إِذَا جَعَلَ الرَّجُلُ مَالَهُ فِى الْمَسَاكِينِ يَتَصَدَّقُ بِثُلُثِ مَالِهِ.
Tercemesi:
Bize Ya'lâ (b. Ubeyd et-Tenâfisî) T Ahmed b. Halid (el-Vehbî), ona Muhammed b. İshak, ona Asım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmud b. Lebîd, ona da Cabir b. Abdullah (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Bizler Rasulullah'ın (sav) huzurundayken yumurta kadar bir altınla bir adam çıkageldi. O altın, savaşlardan birinde kendisinin payına düşmüştü. -Ravi Ahmed b. Halid (el-Vehbî); "Madenlerden birinde" demektedir ve doğrusu da budur.- Adam; "Ya Rasulallah! Bunu benden sadaka olarak al. Vallahi, ondan başka da bir malım yok." dedi. Rasulullah (sav) adamdan yüzünü çevirdi. Adam, Rasulullah'a (sav) sol tarafından yaklaştı ve aynı şeyleri söyledi. [Rasulullah (sav) adamdan tekrar yüzünü çevirdi.] Adam bu kez de Rasulullah'a (sav) ön tarafından yaklaştı ve aynı şeyleri söyledi. Sonra Rasulullah (sav) kızarak; "Onu getir." buyurdu ve altını adama doğru öyle bir attı ki eğer adama değseydi kesinlikle onun canını acıtır ya da onu yaralardı. Ardından şöyle buyurdu: "Biriniz ondan başka bir malı olmadığı halde malına gidip onu sadaka olarak veriyor. Sonra da oturup insanlara el açıyor. Hiç şüphesiz sadaka, ihtiyaçtan arta kalanın verilmesidir. Al şu malını. Bizim ona ihtiyacımız yok." Bunun üzerine adam, malını alıp gitti.
Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki:
Malik (b. Enes) şöyle diyordu: "Kişi malını yoksullara vereceği zaman, malının üçte birini tasadduk etmelidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 25, 2/1032
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nuaym Mahmud b. Lebid el-Eşheli (Mahmud b. Lebid b. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays)
3. Asım b. Ömer el-Ensari (Asım b. Ömer b. Katade b. Numan b. Zeyd)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, ihtiyaç sahibi olan kimsenin sadaka vermesi
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41563, DM001720
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُسَدَّدٌ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ الْهِلاَلِىِّ قَالَ : تَحَمَّلْتُ بِحَمَالَةٍ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- أَسْأَلُهُ فِيهَا ، فَقَالَ :« أَقِمْ يَا قَبِيصَةُ حَتَّى تَأْتِيَنَا الصَّدَقَةُ فَنَأْمُرَ لَكَ بِهَا ». ثُمَّ قَالَ :« يَا قَبِيصَةُ إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لأَحَدِ ثَلاَثَةٍ : رَجُلٍ تَحَمَّلَ حَمَالَةً فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ جَائِحَةٌ فَاجْتَاحَتْ مَالَهُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ قَالَ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ فَاقَةٌ حَتَّى يَقُولَ ثَلاَثَةٌ مِنْ ذَوِى الْحِجَى مِنْ قَوْمِهِ قَدْ أَصَابَ فُلاَناً الْفَاقَةُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَمَا سِوَاهُنَّ مِنَ الْمَسْأَلَةِ سُحْتٌ يَا قَبِيصَةُ يَأْكُلُهَا صَاحِبُهَا سُحْتاً ».
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esdî) ve Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara Hammad b. Zeyd, ona Harun b. Riab, ona Kinane b. Nuaym ona da Kabîsa b. Muhârik el-Hilâlî şöyle rivayet etti:
Ben (kan davasını önlemek niyetiyle) birinin diyetini üstlendim. Bunun üzerine ödemede yardım talep etmek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. O (sav) şöyle buyurdu: "Bize zekat malları gelinceye kadar bekle ki sana ondan verelim." ve ekledi "Ya Kabîsa, dilenmek kesinlikle helal değildir, ancak şu üç kişi (bundan) müstesnadır: Başkasının diyet borcunu üstlenen kişi ki ona dilenmek borcu kapatana dek caizdir, ancak sonra dilenmekten kaçınır; Doğal afete duçar olup malını kaybeden kişi ki ona da dilenmek caizdir, ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin; (Zenginken) fakirliğe duçar olmuş kişi ki toplumundan üç aklı başında kişi hakkında "falanca fakirliğe duçar oldu" desin, ona da dilenmek caizdir ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin, ancak sonra dilenmekten kaçınır. Bunların dışında dilenmek haramdır Ya Kabîsa, yapan kişi haram lokma yer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 37, 2/1044
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Ticaret, kefil olmak
Zekat, borçlunun durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274853, DM001700-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى وَأَحْمَدُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : بَيْنَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ بِمِثْلِ الْبَيْضَةِ مِنْ ذَهَبٍ أَصَابَهَا فِى بَعْضِ الْمَغَازِى - وَقَالَ أَحْمَدُ : فِى بَعْضِ الْمَعَادِنِ. وَهُوَ الصَّوَابُ - فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ خُذْهَا مِنِّى صَدَقَةً ، فَوَاللَّهِ مَا لِى مَالٌ غَيْرَهَا. فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ جَاءَهُ عَنْ رُكْنِهِ الأَيْسَرِ فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ جَاءَهُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ فَقَالَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ قَالَ :« هَاتِهَا ». مُغْضَباً فَحَذَفَهُ بِهَا حَذْفَةً لَوْ أَصَابَهُ لأَوْجَعَهُ أَوْ عَقَرَهُ ، ثُمَّ قَالَ :« يَعْمِدُ أَحَدُكُمْ إِلَى مَالِهِ لاَ يَمْلِكُ غَيْرَهُ فَيَتَصَدَّقُ بِهِ ثُمَّ يَقْعُدُ يَتَكَفَّفُ النَّاسَ ، إِنَّمَا الصَّدَقَةُ عَنْ ظَهْرِ غِنًى ، خُذِ الَّذِى لَكَ لاَ حَاجَةَ لَنَا بِهِ ». فَأَخَذَ الرَّجُلُ مَالَهُ وَذَهَبَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ كَانَ مَالِكٌ يَقُولُ : إِذَا جَعَلَ الرَّجُلُ مَالَهُ فِى الْمَسَاكِينِ يَتَصَدَّقُ بِثُلُثِ مَالِهِ.
Tercemesi:
Bize Ya'lâ (b. Ubeyd et-Tenâfisî) T Ahmed b. Halid (el-Vehbî), ona Muhammed b. İshak, ona Asım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmud b. Lebîd, ona da Cabir b. Abdullah (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Bizler Rasulullah'ın (sav) huzurundayken yumurta kadar bir altınla bir adam çıkageldi. O altın, savaşlardan birinde kendisinin payına düşmüştü. -Ravi Ahmed b. Halid (el-Vehbî); "Madenlerden birinde" demektedir ve doğrusu da budur.- Adam; "Ya Rasulallah! Bunu benden sadaka olarak al. Vallahi, ondan başka da bir malım yok." dedi. Rasulullah (sav) adamdan yüzünü çevirdi. Adam, Rasulullah'a (sav) sol tarafından yaklaştı ve aynı şeyleri söyledi. [Rasulullah (sav) adamdan tekrar yüzünü çevirdi.] Adam bu kez de Rasulullah'a (sav) ön tarafından yaklaştı ve aynı şeyleri söyledi. Sonra Rasulullah (sav) kızarak; "Onu getir." buyurdu ve altını adama doğru öyle bir attı ki eğer adama değseydi kesinlikle onun canını acıtır ya da onu yaralardı. Ardından şöyle buyurdu: "Biriniz ondan başka bir malı olmadığı halde malına gidip onu sadaka olarak veriyor. Sonra da oturup insanlara el açıyor. Hiç şüphesiz sadaka, ihtiyaçtan arta kalanın verilmesidir. Al şu malını. Bizim ona ihtiyacımız yok." Bunun üzerine adam, malını alıp gitti.
Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki:
Malik (b. Enes) şöyle diyordu: "Kişi malını yoksullara vereceği zaman, malının üçte birini tasadduk etmelidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 25, 2/1032
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Nuaym Mahmud b. Lebid el-Eşheli (Mahmud b. Lebid b. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays)
3. Asım b. Ömer el-Ensari (Asım b. Ömer b. Katade b. Numan b. Zeyd)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Said Ahmed b. Halid el-Vehbî (Ahmed b. Halid b. Musa)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, ihtiyaç sahibi olan kimsenin sadaka vermesi
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274859, DM001720-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُسَدَّدٌ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ الْهِلاَلِىِّ قَالَ : تَحَمَّلْتُ بِحَمَالَةٍ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- أَسْأَلُهُ فِيهَا ، فَقَالَ :« أَقِمْ يَا قَبِيصَةُ حَتَّى تَأْتِيَنَا الصَّدَقَةُ فَنَأْمُرَ لَكَ بِهَا ». ثُمَّ قَالَ :« يَا قَبِيصَةُ إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لأَحَدِ ثَلاَثَةٍ : رَجُلٍ تَحَمَّلَ حَمَالَةً فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ جَائِحَةٌ فَاجْتَاحَتْ مَالَهُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ قَالَ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ فَاقَةٌ حَتَّى يَقُولَ ثَلاَثَةٌ مِنْ ذَوِى الْحِجَى مِنْ قَوْمِهِ قَدْ أَصَابَ فُلاَناً الْفَاقَةُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَمَا سِوَاهُنَّ مِنَ الْمَسْأَلَةِ سُحْتٌ يَا قَبِيصَةُ يَأْكُلُهَا صَاحِبُهَا سُحْتاً ».
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esdî) ve Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara Hammad b. Zeyd, ona Harun b. Riab, ona Kinane b. Nuaym ona da Kabîsa b. Muhârik el-Hilâlî şöyle rivayet etti:
Ben (kan davasını önlemek niyetiyle) birinin diyetini üstlendim. Bunun üzerine ödemede yardım talep etmek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. O (sav) şöyle buyurdu: "Bize zekat malları gelinceye kadar bekle ki sana ondan verelim." ve ekledi "Ya Kabîsa, dilenmek kesinlikle helal değildir, ancak şu üç kişi (bundan) müstesnadır: Başkasının diyet borcunu üstlenen kişi ki ona dilenmek borcu kapatana dek caizdir, ancak sonra dilenmekten kaçınır; Doğal afete duçar olup malını kaybeden kişi ki ona da dilenmek caizdir, ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin; (Zenginken) fakirliğe duçar olmuş kişi ki toplumundan üç aklı başında kişi hakkında "falanca fakirliğe duçar oldu" desin, ona da dilenmek caizdir ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin, ancak sonra dilenmekten kaçınır. Bunların dışında dilenmek haramdır Ya Kabîsa, yapan kişi haram lokma yer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 37, 2/1044
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Ticaret, kefil olmak
Zekat, borçlunun durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41564, DM001721
Hadis:
أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ عَبَّادِ بْنِ الْعَوَّامِ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ بَشِيرٍ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ أَنَّ رَجُلاً سَأَلَ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ الصَّدَقَاتِ أَيُّهَا أَفْضَلُ؟ قَالَ :« عَلَى ذِى الرَّحِمِ الْكَاشِحِ ».
Tercemesi:
Bize Saîd b. Süleyman, Abbâd İbnu'l-Avvâm'dan, (O) Sufyân b. Hüseyn'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Eyyûb b. Beşîr'den, (O da) Hakîm b. Hızâm'dan (naklen) rivayet etti ki, bir adam Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sadakaların (zekâtların) hangisi daha faziletlidir, diye sormuş, (Hz. Peygamber de); "Hırçın akrabaya (verileni!)" buyurmuş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 38, 2/1045
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Ebu Süleyman Eyyüb b. Beşir (Eyyüb b. Beşir b. Sa'd b. Numan b. Ekkâl)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
Konular:
KTB, SADAKA